Danıştay Kararı 3. Daire 2020/3046 E. 2023/878 K. 20.03.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/3046 E.  ,  2023/878 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/3046
Karar No : 2023/878

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Müdürlüğü

KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına asıl borçlu Tasfiyesi Sona … Petrol İnşaat Gıda Temizlik Hizmetleri İthalat İhracat Nakliye Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 2012 ila 2016 yıllarının muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, vergi ziyaı cezası ve fer’ileri ile 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılan kurumlar vergisi ve katma değer vergisi matrah artırımından kaynaklanan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Kanuni temsilcilerin, tüzel kişilerin vergi borçlarından sorumlu tutularak takip edilebilmeleri için borcun ait olduğu dönemde kanuni temsilci olmaları ve söz konusu dönemlerde vergi ödevlerinin yerine getirmemeleri gerektiği, davacının 01/04/2010 ila 05/05/2011, 13/05/2011 ila 28/09/2012 ve 13/10/2014 ila 23/12/2014 tarihleri arasında kanuni temsilci sıfatının bulunduğu dikkate alındığında, kanuni temsilci olmadığı dönemlere ait ödeme emri içeriği Nisan, Ekim ve Aralık 2013, Ocak ila Ağustos 2014, Ocak ila Aralık 2015 ve Ocak 2016 dönemlerine ait özel usulsüzlük cezası, Ocak, Mart 2013, Ekim ila Aralık 2012 dönemlerine ait katma değer vergisi, Ekim 2012 dönemine ait özel tüketim vergisinden ve asıl borçlu şirketin tasfiyesi tamamlanarak ticaret sicilinden kaydının silindiği hususunun 27/01/2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığı, buna göre, tüzel kişiliği sona eren şirketin haklara sahip olması, borçlu kılınması ve temsili olanaklı olmadığından … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, …, K:…, … sayılı kararlarına ilişkin Ekim 2012 ve Ocak 2013 dönemlerine ait kamu alacağından sorumlu tutulamayacağı, şirketi temsil yetkisi 14/01/2016 tarihli genel kurulu kararıyla kaldırılan tasfiye memuru tarafından davacının iradesi ve bilgisi dışında 02/11/2016 tarihli başvuruya istinaden kurumlar vergisi ve katma değer vergisi yönünden yapılan matrah artırımı üzerine 2016 yılı için tahakkuk eden vergi borçları nedeniyle davacının sorumluluğunun bulunmadığı, Eylül ila Aralık 2014 dönemlerine ait ihbarnamelerin tebliğ alındılarının Mahkemelerince verilen ara kararına rağmen dosyaya ibraz edilmediği, söz konusu kamu alacağı yönünden şirket tüzel kişiliği sona erdikten sonra düzenlenerek 12/12/2017 tarihinde elektronik ortamda tebliğ edilen … tarih ve … takip numaralı ödeme emri hukuki sonuç doğurmadığından usulüne uygun olarak kesinleştiği ispat edilmeyen sözü edilen kamu alacağı nedeniyle davacı hakkında yapılan takibatta da hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirket adına vergi inceleme raporlarına dayanılarak tanzim edilen ihbarnamelerin 15/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, dava konusu yapılan tarhiyatlara karşı açılan davalarda verilen mahkeme kararlarına istinaden (2) nolu ihbarnamelerin düzenlendiği, ödeme emrine konu kamu alacağının usulüne uygun olarak kesinleştiği şirkete ait borçların, tasfiye memuru … tarafından verilen 24/10/2016 tarihli dilekçeye istinaden 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırıldığı, yapılandırmaya konu edilen borçlara karşı dava açılamayacağı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un Seri A Sıra 1 Nolu Tahsilat Genel Tebliği hükümlerine göre asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
2575 sayılı Danıştay Kanununa 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek 1. madde uyarınca hüküm veren Danıştay Üçüncü ve Yedinci Dairelerince oluşturulan Müşterek Kurulca işin gereği görüşülüp düşünüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 20/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.