Danıştay Kararı 3. Daire 2020/2816 E. 2022/5805 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/2816 E.  ,  2022/5805 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2816
Karar No : 2022/5805

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca davayı yeniden inceleyen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Limited Şirketinden alınamayan 2005 yılının Eylül ila Aralık ve 2006 yılının Ocak dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …, …, … ve … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Asıl borçlu şirketin bilinen adresinden ayrıldığı ve yeni adresinin bilinmediği hususunun yapılan yoklamalarla ortaya konulduğu dolayısıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 103. maddesindeki ilanen tebliğ koşullarının oluştuğu olayda, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilanen tebliğinin aynı Kanun’un 104. maddesine uygun olarak gerçekleştirildiği dikkate alındığında, söz konusu kamu alacağının tahsili amacıyla asıl borçlu şirket hakkındaki takibat usulüne uygun olarak tamamlandığından ve malvarlığı araştırması sonuçsuz kaldığından davacının kanuni temsilci sıfatıyla takibinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davanın sadece usulsüz tebligata dayanılarak açılmadığı, esasına ilişkin iddia ve itirazlarının yargılamanın hiç bir aşamasında tartışılmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emri ile ödeme emrinin dayanağını oluşturan ihbarnameler ilanen tebliğ edilmiştir. Davacı tarafından adına tanzim edilen ödeme emirleri içeriği kamu alacağının elektronik ortamda verilen katma değer vergisi beyannamelerindeki satır kaymasından kaynaklandığı dolayısıyla ortada vergi kayıp ve kaçağı bulunmadığı; davalı idarece ise devreden katma değer vergisi olmamasına karşın bu yönde beyanda bulunulduğu takibata konu kamu alacağının da bu nedenden kaynaklandığı öne sürülmüştür. Davanın esasına ilişkin söz konusu iddia ve itirazlar dava da tartışılmamış karar bu yönden gerekçesiz kalmıştır.
2005 ve 2006 yıllarına ilişkin kamu alacağı için davacı adına 2013 yılında dava konusu ödeme emirlerinin tanzim edildiği anlaşılan olayda kamu alacağını şirkete duyuran ihbarnamelerin de ilanen tebliğ edildiği dikkate alındığında zamanaşımı süresi içinde usulüne uygun olarak şirkete tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edildiyse davacı iddiası yönünden “borcum yoktur” kapsamında inceleme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca … TL maktu harç alınmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Dava konusu ödeme emirleri içeriği kamu alacağı, ilgili dönem katma değer vergisi beyannamesinin “Tablo-4 İndirimler” başlıklı kısmının 33 numaralı satırında yer alan “bu döneme ait indirilecek katma değer vergisine” ilişkin tutarın, 32 numaralı ” önceki dönemden devreden katma değer vergisine” ilişkin satıra yazılmasının vergi dairesince tespiti üzerine yapılan ikmalen tarhiyata dayanmaktadır.
Katma değer vergisine yönelik alacağın, davacının, vergi beyannamelerinde yaptığı şekle ve usule ilişkin aykırılıklar nedeniyle doğduğu, diğer bir deyişle, katma değer vergisi indiriminin reddinin, indirimin gerçek bir duruma dayalı olmadığı yolunda bir tespite dayanmaksızın salt sehven indirim tutarının yine aynı mahiyette olan “önceki dönemden devreden katma değer vergisi” satırına yazılmasından kaynaklandığı görülmektedir.
Zira davacının gerçek mahiyet ilkesi bağlamında katma değer vergisi indirim hakkına sahip olduğu yolundaki iddiasını dosyaya sunduğu ilgili dönem yevmiye ve muavin defteri ile ortaya koyduğu şüphesizdir. Dolayısıyla, tahakkuk etmeyen veya eksik tahakkuk eden vergiden söz edilemeyeceğinden ve asıl amme borçlusu şirketin, 3065 sayılı Kanun’un 29 ve 34. maddelerine uygun biçimde indirim hakkına sahip olduğunu ispatlayan ve sehven oluşan durumun, davacının, 213 sayılı Kanun’un 10. maddesi uyarınca kusuruna dayalı olmadığından dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.