Danıştay Kararı 3. Daire 2020/2294 E. 2023/1651 K. 03.05.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/2294 E.  ,  2023/1651 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2294
Karar No : 2023/1651

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) …
2-(DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı ve belgelendirilemediği giderlerini fazladan maliyet hesaplarına aktardığından bahisle adına 2016 yılı için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile aynı yılın tüm dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı geçici verginin kaldırılması istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Karayolu ile şehir içi yük taşımacılığı faaliyetinde bulunan davacının 2016 yılına ait hesap ve işlemlerinin gelir vergisi yönünden incelendiği … tarih … sayılı vergi inceleme raporunda, söz konusu yıla ilişkin …-TL brüt satış beyan edilmiş olmasına karşın aynı döneme ait satış faturalarında katma değer vergisi hariç …TL satış yapıldığının saptandığı ve aradaki fark tutarı olan …-TL’nın mükellefin brüt satışlarına eklenmesi gerektiğinin önerildiği, davacı tarafından, sözü edilen durumun muhasebeden kaynaklı hatadan doğduğu, satış faturaları gerçek olduğu, hasılatının %90’ı oranında maliyet giderinin bulunduğu, giderlerinin benzin, mazot, işçilik gideri, hafriyat ve nakliyat benzeri kalemlerden oluştuğu, muhasebecisinin tutuklu olması nedeniyle hatalı kayıtların düzeltilemediği şeklinde beyanda bulunulduğu, …-TL benzin/mazot gideri, 1.852.910,39-TL nakliye hizmet gideri, …-TL sipariş avansı olmak üzere toplam …-TL satılan hizmet maliyeti beyan edildiği, maliyet olarak beyan edilen …-TL akaryakıt giderinin …-TL’lik kısmına dair fatura veya belgenin olduğu, geri kalan kısmına ilişkin olarak fatura ya da belge ibraz edilmediği, benzin ve mazot giderlerinin toplu fatura olarak kaydedildiği, bu duruma ilişkin olarak toplu fatura beyanında yer alan benzin mazot gideri kalemine ait gider dosyasının bulunamadığı, mevcut belgelerin ibraz edildiği yönünde ifade verildiği, Ba ve Bs formlarındaki uyumsuzluğun ise defterlerinin şehir dışında tutulduğu, temin edilen bilgi ve belgelerin ibraz edildiği ancak ibraz edilemeyen belgelerin de olabileceği, kasıt aranmaması gerektiği şeklinde açıklandığı, inceleme elemanınca davacının satılan hizmet maliyeti hesabında yer alan toplam tutarın tamamına yakınının belgelendirilemediği veya yanlış olarak maliyet hesabına geçirildiği eleştirisi getirilerek … Vergi Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısında belirtilen ve hafriyat faaliyetlerinde akaryakıt giderlerinin hasılatın %50-60’na tekabül ettiği ve toplam hasılatın % 90’ının maliyet ve giderden oluştuğu yönündeki davacı beyanından hareketle her iki oranın ortalaması olan %75 oranı dikkate alınmak suretiyle 17.335.946,06-TL gider maliyetinin olduğunun tespit edildiği ve doğrultuda dava konusu tarhiyatın yapıldığının anlaşıldığı olayda, uyuşmazlık yılında satış faturalarının 2.196.495,31-TL’lik kısmının kayıt ve beyan dışı bırakıldığının sabit olduğu, 10.752.153,89-TL akaryakıt giderinin sadece 20.112,73-TL’lik kısmının belgelendirildiği ve toplu fatura olarak kayıt altına belirtilen söz konusu gidere ilişkin herhangi bir belgenin ibraz edilmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde, yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık görülmediği, geçici vergi aslının gecikme faizi hesaplanabilmesi için ihbarnamede zorunlu olarak bulunduğu belirtildiğinden davanın bu kısmı hakkında karar verilemeyeceği gerekçesiyle bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile geçici vergi üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezası yönünden dava reddedilmiş, geçici vergi hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
Vergi Mahkemesi kararının, dava konusu tarhiyatın, kayıt dışı hasılattan kaynaklanan kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu, değinilen hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.
Uyuşmazlık döneminde gerçek bir ticari faaliyeti olduğu kabul edilen davacının maliyet giderlerini somut bir şekilde ortaya koyan herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın … Vergi Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısında belirtilen ve 2006 yılında Serik ilçesinde yapılan hafriyat faaliyetlerinde akaryakıt harcamalarına ilişkin raporda yer alan maliyet oranı ile davacının beyanında yer alan maliyet oranın aritmetik ortalaması alınmak ve Kocaeli ili ile Antalya ilinin coğrafi ve fiziki özellikleri aynı kabul edilmek suretiyle yapılan tarhiyatın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu, dolayısıyla maliyetin fazla gösterilmesinden kaynaklanan kısmında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusu bu yönden kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararının, bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin ve geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının sözü edilen kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra tarhiyatın bu kısmı kaldırılmıştır.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, katma değer vergisi beyanları ile satış faturaları arasında 78.703,70 TL fark bulunduğu, 2.196.495,35 TL tutarında bir farkın bulunmadığı, söz konusu tutarın, muhasebe tekniği ve tek düzen hesap planına uyulmamasından kaynaklandığı, bu hususu dair sunduğu bilgi ve belgelerin dikkate alınmadığı, ortada kayıt ve beyan dışı bırakılan hasılatın olmadığı, eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, davacının kayıt ve beyan dışı bırakılan hasılatının olduğu, gider ve maliyet hesaplarında belgelendirilemeyen tutarlara ilişkin katma değer vergisi indiriminde bulunduğu hususunu somut saptamalarla ortaya koyan vergi inceleme raporu uyarınca yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık olmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Karayolu ile şehir içi yük taşımacılığı faaliyetinde bulunan davacının bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı ve belgelendirilemeyen giderlerini fazladan maliyet hesaplarına aktardığı yolundaki tespitleri içeren vergi inceleme raporu uyarınca dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun, vergi kanunlarının uygulanması ve ispatı düzenleyen 3. maddesinin (B) bendinde; vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ve yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi doğal ve açık olmayan tanık anlatımının kanıtlama aracı olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa ait olduğu kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Kanun’un 30. maddesinin 4. bendinde defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tesbitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması halinde matrahın re’sen takdir edileceği; aynı Kanun’un 134. maddesinde vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, saptanması ve sağlanması olduğu hükme bağlanmış olup, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde ise gerçek gelirin vergilendirileceği ilkesi benimsenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından temyiz istemine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu tarhiyatın, kayıt dışı hasılattan kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Karayolu ile şehir içi yük taşımacılığı faaliyetinde bulunan davacının satılan hizmet maliyetinin gerçeği yansıtmadığı, belgelendirilemeyen giderlerin fazladan maliyet hesaplarına aktarılmak suretiyle matrahın aşındırıldığı hususu vergi inceleme raporuyla ortay konulduğu dolayısıyla re’sen tarh nedeninin gerçekleştiği olayda, faaliyet gösterdiği sektöre dair … Vergi Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısında belirtilen karlılık oranı ile davacı tarafından beyan edilen karlılık oranının aritmetik ortalaması alınmak suretiyle saptanın karlılık oranı üzerinden ulaşılan matrah farkı uyarınca yeniden düzenlenen gelir tablosu uyarınca yapılan tarhiyatın bu kısmında hukuka aykırılık görülmediğinden yazılı gerekçeyle kaldırılmasına ilişkin Vergi Dava Dairesi kararının değinilen hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacı temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu tarhiyatın, kayıt dışı hasılattan kaynaklanan kısmına hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3.Davalı idare temyiz isteminin kabulüne,
4.Kararın; tarhiyatın, belgelendirilemeyen giderlerin fazladan maliyet hesaplarına aktarılmasından kaynaklanan bölümünün kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
5. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına, 03/05/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Temyiz istemlerine konu Vergi Dava Dairesinin, dava konusu tarhiyatın kayıt ve beyan dışı bırakılan hasılattan kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasına katılmakla birlikte tarhiyatın belgelendirilemeyen giderlerin fazladan maliyet hesaplarına aktarılmasından kaynaklanan bölümü yönünden vergi inceleme raporunda, davacının Koaceli ilinde faaliyet göstermesine karşın, matrah farkının tespitinde Antalya Ticaret Odası tarafından 2006 yılı için belirlenen karlılık oranının veri olarak alınması nedenleriyle açıkça ortaya konulamadığından bu durumun 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde kuralına yer verilen gerçek gelirin vergilendirilmesi ilkesine uygun düştüğünden söz edilemeyeceğinden tarhiyatın bu kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davalı idare temyiz isteminin de reddi gerektiği oyuyla Daire kararının bu kısmına katılmıyoruz.