Danıştay Kararı 3. Daire 2020/196 E. 2020/3248 K. 08.09.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/196 E.  ,  2020/3248 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/196
Karar No : 2020/3248

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Taahhüt Mimarlık Mühendislik İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca davayı yeniden inceleyen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, bir kısım alımlarını sahte fatura ile belgelendirmek suretiyle dönem kazancını azalttığı yolundaki tespitleri içeren vergi inceleme raporlarına dayanılarak 2011 yılı için re’sen salınan kurumlar vergisi ve aynı yılın Ekim-Aralık dönemi için re’sen salınan geçici vergi ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporu ve faturalarını kayıtlarına aldığı … Taşımacılık İnşaat Hafriyat ve Orman Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan saptamalardan düzenlediği faturaların sahte olduğu sonucuna ulaşılmış ise de gerçek gelirin vergilendirilmesi bakımından Mahkemelerince verilen ara kararı ile Kilis Ticaret ve Sanayi Odasından davacı şirketin faaliyette bulunduğu sektörde 2011 yılındaki brüt ve net karlılık oranlarının sorulması üzerine verilen cevapta sektördeki brüt karlılık oranının %20 olabileceğinin bildirildiği, davacının kurumlar vergisi beyannamesinde ise brüt karlılık oranının %1 olduğu görüldüğü, sözü edilen faturaların gider kayıtlarından tenzil edilmesi durumunda karlılık oranının %38 gibi sektörel karlılık oranına nazaran çok yüksek bir orana tekabül ettiği, bu durumda Kilis Ticaret ve Sanayi Odasınca bildirilen karlılık oranı esas alınmasının gerçek gelire ulaşılması bakımından hakkaniyete uygun olduğu, 2013, 2017 ve 2019 yıllarında kesinleşen vergi ziyaı cezalarının ilgili dönemde tekerrüre esas alınamayacağı, mahsup dönemi geçen geçici vergi aranmayacağından bu yönde karar verilemeyeceği, yıllık vergiye mahsuben peşin olarak alınan geçici vergi nedeniyle bir kat vergi ziyaı cezası kesilebileceği gerekçesiyle kurumlar vergisi azaltılmış, geçici vergi hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş, azaltılan matraha isabet eden kurumlar vergisi üzerinden üç kat kesilen vergi ziyaı cezası yönünden dava reddedilmiş, geçici vergi üzerinden üç kat kesilen vergi ziyaı cezası bir kata indirilmiş, vergi ziyaı cezasının tekerrüre isabet eden kısımları ise kaldırılmıştır.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının bir kısım emtia alımlarını sahte fatura ile belgelendirdiği hususu hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporu ve vergi inceleme raporları ile sabit olduğundan gider kayıtlarına yansıtılan bu tutarların dönem kazancına eklenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, sahte fatura kullanmak suretiyle vergi ziyaına sebebiyet verilen hallerde üç kat vergi ziyaı cezası kesilebileceğinden geçici vergi üzerinden kesilen üç kat vergi ziyası cezasının hukuka uygun olduğu, ilk fiil için kesilen vergi ziyaı cezasının kesinleşme tarihinden sonraki bir tarihte tekrardan vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren bir fiil işlenmesi durumunda ikinci fiile uygulanacak cezada tekerrür hükmünün esas alınması gerektiği, dolayısıyla dava konusu cezaların tekerrür nedeniyle artırımlı olarak kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının temyize konu hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri sözü edilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. …Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 08/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.