Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2020/1699 E. , 2022/5392 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1699
Karar No : 2022/5392
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden alınamayan 2011 yılına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının asıl borçlu şirketteki hisselerini 24/01/2011 tarihinde devrettiği ve bu tarih itibariyle kanuni temsilcilik sıfatının da sona erdiği dikkate alındığında, dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacaklarının vadesinin rastladığı 2018 yılında kanuni temsilci olmadığı başka bir anlatımla söz konusu tarihte şirketin vergi ödevlerinin yerine getirilmesi hususunda yetki ve sorumluluğunun bulunmadığının açık olduğu gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının kanuni temsilcilik sıfatının son bulduğu tarihe kadar olan borçlardan sorumluluğu bulunduğu, asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacaklarının asıl borçlu şirketin komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediğinden bahisle yapılan tarhiyattan kaynaklandığı, şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda, davacının hisselerini 24/01/2011 tarihinde devrettiği, 2011 yılının Ocak ayı içerisinde davacı tarafından hiç fatura düzenlenmediği, davacının fatura düzenlenen firmaları tanımadığının tespit edildiği, raporun değerlendirme kısmında ise, davacının hisselerini devralan kişilerin hisseleri devraldıktan sonra geçmişe dönük olarak Ocak ayının başından itibaren sahte fatura düzenledikleri, sonuç kısmında ise, sahte fatura düzenleme eyleminden devralan şahısların sorumlu tutulduğu, davacının sahte fatura düzenleme eyleminden sorumlu tutulmadığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrasında, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği öngörülmüş, 2. fıkrasında, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve bunlara bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kural altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Asıl borçlu şirketin 2011 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği, ancak, kanuni temsilcilik sıfatı 24/01/2011 tarihinde sona eren davacının sahte fatura düzenleme eyleminden sorumlu tutulmadığı dikkate alındığında, kamu alacağının davacıdan tahsili yoluna gidilemeyeceği sonucuna varıldığından Vergi Mahkemesince yazılı gerekçeyle dava konusu ödeme emrinin iptali yolundaki karara yöneltilen istinaf başvurusunun reddinde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 13/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.