Danıştay Kararı 3. Daire 2020/1680 E. 2023/1899 K. 22.05.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/1680 E.  ,  2023/1899 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1680
Karar No : 2023/1899

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında teslim aldığı taşınmazlar ile sahibi olduğu arsa paylarının satışından elde ettiği kazancını kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle sevk edildiği takdir komisyonu kararına dayanılarak 2012 yılı için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının 16/11/1976 tarihinde iktisap ettiği arsa vasıflı taşınmazın daha sonra ifrazı neticesinde üç farklı arsaya dönüştüğü, söz konusu arsaların biri üzerinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşa edilen binalardan sözleşme gereği kendisine bırakılan dairelerden bir kısmı ile diğer iki arsanın 1/2 oranındaki paylarının satışının ticari organizasyon dahilinde kar elde etmek amacıyla gerçekleştirilmediği, servetin değerlendirilmesi ve biçim değiştirmesi mahiyetinde olduğu, aynı binalarda yer alan A19 numaralı dairenin ise mezkur sözleşmeye göre müteahhide ait olmasına karşın kat irtifakının yasal düzenleme gereği arsa sahibi olan davacı adına tesis edildiği ve satış işleminin davacı adına gerçekleştirildiği dolayısıyla davacıya ait olmayan bu taşınmazın satışından elde edilen gelir nedeniyle müteahhit adına tarhiyat yapılması gerekirken davacı adına yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 37. maddesinin 1. fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazancın ticari kazanç olduğu, 2. fıkrasının (4) numaralı bendinde gayrimenkullerin alım, satım ve inşaı işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden sağladıkları kazançların ticari kazanç olarak vergilendirileceği hükümüne yer verildiği, davacının 2012 yılında, sahibi olduğu 12 adet daire ve 2 adet arsanın 1/2 oranındaki hisselerinin satışını gerçekleştirerek 193 sayılı Kanun’da tanımlanan ticari kazancı elde ettiği, bu suretle elde etmiş olduğu gelirini kayıt ve beyan dışı bırakması nedeniyle sevk edildiği takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava dosyası ile davacının taraf olduğu ve … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas numarası ile görülen dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden, davacının maliki olduğu “Bursa İli, Yıldırım İlçesi, … Köyü, … pafta, … sayılı parselinde” yer alan arsa vasıflı taşınmazın davacının babası …’a ait iken kardeşi …’tan miras kaçırma saikiyle 20/10/1975 tarihinde kayınpederi …’a satış gösterilmek suretiyle temlik edildiği, 16/11/1976 tarihinde ise davacı tarafından …’dan satın alındığı, söz konusu taşınmazın 07/04/2009 tarihinde ifraz edilerek “… ada … parsel”, “… ada … parsel” ve “… ada … parsel” numaralı üç farklı arsaya dönüştüğü, “… ada … parsel” numaralı arsanın kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında müteahhide verilerek karşılığında 19 adet daire ve 1 adet iş yeri alındığı, 09/07/2010 tarihinde … tarafından mezkur arsanın satışının gerçek olmadığı, muvazaya dayandığı, …’ın yasal mirasçısı olması nedeniyle 1/2 hissesinin kendisine ait olduğu ileri sürülerek tapu iptali ve tescil davası açıldığı, söz konusu davanın devamı esnasında tarafların anlaşarak “… ada … parsel”de yer alan arsa üzerine inşa edilen dairelerden davacıya ait olanların 9 adedi ile diğer iki arsanın 1/2 oranındaki hissesinin miras payına karşılık olarak …’a (ya da belirleyeceği kişilere) devredilmesi konusunda protokol imzaladığı ve davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, bahsi geçen protokol gereği 9 adet dairenin …’ın çocuklarına, diğer iki arsanın 1/2 oranındaki hisselerinin ise …’a satışlarının yapıldığı, A19 numaralı dairenin ise sözleşme gereği müteahhide ait olduğu ancak kat irtifakının davacıya ait olması nedeniyle satış işleminin davacı tarafından gerçekleştirildiği, uyuşmazlık konusu diğer iki dairenin 2012 yılı içinde davacı tarafından satıldığı, davacının bu satışlardan elde ettiği kazancın ticari kazanç olduğundan bahisle sevk edildiği takdir komisyonu kararı uyarınca adına, dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) işaretli bendi ile vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olacağı ve bu durumun yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre olağan olmayan bir durumu iddia edenin bu iddiasını ispatlamakla yükümlü olacağı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 37. maddesinin 2. fıkrasında, bu fıkranın bentlerinde yazılı kazançların ticari kazanç sayılacağı belirtilmiş, (4) işaretli bendinde gayrimenkullerin alım, satım ve inşaı işleriyle devamlı olarak uğraşanların, bu faaliyetlerden elde ettikleri kazançların, ticari kazanç olarak vergilendirileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Arsa üzerinde birden çok bağımsız bölümden oluşan yapı yapılması, arsanın vasfını değiştirmekte ve üzerindeki mülkiyet hakkının paylara bölünerek, birbirinden bağımsız hale gelen bu payların ayrı ayrı elden çıkarılmasına olanak sağlamaktadır.
Tapuda ayrı bağımsız bölümler olarak tescil edilmiş her taşınmaz satışı, ayrı ve bağımsız işlemler olup aynı takvim yılında birden fazla bağımsız bölüm satılması, sürekliliğin göstergesidir.
Bununla birlikte uyuşmazlık konusu satış işlemlerinin özel hukuk sözleşmesinden kaynaklanan bir yükümlülüğün yerine getirilmesi niteliğinde olduğu ve kazanç elde etme amacı taşımadığının anlaşıldığı olayda, ticari kazanç unsurlarının oluştuğundan söz edilmesine olanak bulunmadığından Vergi Mahkemesince dava konusu cezalı verginin yazılı gerekçeyle kaldırılmasına yönelik kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 22/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.