Danıştay Kararı 3. Daire 2020/1644 E. 2022/5691 K. 26.12.2022 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/1644 E.  ,  2022/5691 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1644
Karar No : 2022/5691

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, Tasfiye Halinde … Metal Demir Çelik ve İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 2007, 2011 ve 2012 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen … tarih ve 2 ila 4 takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu 2 takip numaralı ödeme emri içeriği kamu alacağıyla ilgili olarak asıl borçlu şirket adına düzenlenen … takip numaralı ödeme emrinin şirketin bilinen adresinde tebliğ edilemediği hususunun 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesine uygun şekilde saptandığı tevsik edilemediğinden ilanen tebliğ koşullarının oluştuğundan söz edilemeyeceği, … takip numaralı ödeme emrine konu kamu alacağıyla ilgili olarak şirket adına düzenlenen …sayılı ödeme emrinin ise ortağın ikametgah adresinde yakınına tebliğ edildiği, oysa ki tebligatın öncelikle tüzel kişinin adresinde kanuni temsilciye, kanuni temsilci bulunmaması halinde ise memur ya da müstahdemlerden birisine yapılması gerektiği, … takip numaralı ödeme emri içeriği alacak için asıl borçlu şirket adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin, davacı adına ödeme emri düzenlendikten sonra 26/10/2018 tarihinde tasfiye memuruna tebliğ edildiği dikkate alındığında kamu alacağının ortaktan takip ve tahsil edilebilir safhasına geldiğinden söz edilemeyeceğinden alacağın davacıdan ortak sıfatıyla takibinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emirleri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına düzenlenen ödeme emirlerininde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Asıl borçlu Tasfiye Halinde … Metal Demir Çelik ve İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin, … tarih ve … sayılı ortaklar kurulu kararıyla tasfiyeye girerek tasfiye memurluğuna …’in getirildiği, dava konusu 2 takip numaralı ödeme emri içeriği kamu alacağıyla ilgili olarak şirket adına düzenlenen … tarih ve 1081 takip numaralı ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı şirket adresinde bulunamama durumunun yetkili memur ve mahalle muhtarı nezdinde tutulan tutanak ile tespiti sonrasında ilanen tebliğ yoluna gidildiği ve bu şekilde ortaktan takip ve tahsil edilebilir aşamaya gelen alacağın tahsili amacıyla davacı adına ortak sıfatıyla değinilen ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirmeyle ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edileceği, 94. maddesinde, tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmıyan teşekküllerde ise bunları idare edenlere veya temsilcilere yapılacağı, tüzel kişilerin mütaaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının kafi olduğu, tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılacağı, 102. maddesinde, tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhatabına verileceği ve keyfiyetin muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, bu işlemlerin komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyetin taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz’edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tespit olunacağı, 103. maddesinde muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilanen yapılacağı, 104. maddesinde ilanın ne şekilde yapılacağı kurala bağlanmış olup 101. maddesinde ise bilinen adresler sayılmak suretiyle gösterilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu Vergi Dava Dairesi kararının, 3 ile 4 takip numaralı ödeme emirlerine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Dava konusu 2 takip numaralı ödeme emri içeriği kamu alacağıyla ilgili olarak olarak şirket adına düzenlenen … tarih ve 1081 takip numaralı ödeme emri şirket adresine gönderilmiş ve bu adreste tebliğ imkansızlığı usulüne uygun biçimde düzenlenen adres tespit tutanağı ile ortaya konulmuş ise de söz konusu ödeme emrinin gönderildiği tarih itibarıyla şirketin tasfiyeye sürecinin devam ettiği göz önüne alındığında asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emrinin tasfiye memurunun adresine tebliğe çıkarılmadan ilanen tebliğ edilmek suretiyle kesinleştirildiğinden dolayısıyla şirket nezdindeki takip yollarının usulüne uygun biçimde tüketilerek ortağın takip aşamasına gelindiğinden söz edilemeyeceğinden, değinilen ödeme emrinin yazılı gerekçeyle iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurunun reddinde sonucu itibarıyla hukuka ayrılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının, 3 ile 4 takip numaralı ödeme emirlerine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Vergi Dava Dairesi kararının, 2 takip numaralı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 26/12/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.