Danıştay Kararı 3. Daire 2020/1440 E. 2020/3684 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/1440 E.  ,  2020/3684 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1440
Karar No : 2020/3684

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Taşımacılık Motorlu Taşıt Araçları İthalat İhracat ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca davanın esasını inceleyen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, bir kısım alışlarını sahte faturalarla belgelendirdiği yolundaki tespitleri içeren vergi inceleme raporuna istinaden 2007 yılı için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi inceleme raporunda yer alan saptamaların alıcı ve satıcı veya hizmeti veren veya hizmetten yararlananların hazır olduğu sırada yapılmadığı, ceza gerektiren eylemin ve eylemle fail arasındaki bağlantının açıklıkla saptanması ve eylemin bütün unsurlarıyla ortaya konulması gerekli iken dava konusu olayda böyle bir tespit bulunmadığı gerekçesiyle özel usulsüzlük cezası kaldırılmıştır.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yapılan işlemlerin usul ve hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı adına 2007 yılında emtia alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirmesi nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi gereğince özel usulsüzlük cezası kesildiği, söz konusu cezaya ilişkin ihbarnamenin davacı şirket müdürünün ikametgah adresinde annesine tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93 ilâ 109. maddelerinde; tebliğ esasları, tebliğin muhatapları, posta ve ilan yoluyla tebliğler ile memur eliyle tebliğ ve tebliğ yerine geçen işlemler düzenlenmiş, tebligatın nerede, nasıl ve kimlere yapılacağı belirlenmiştir.
Kanun’un 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların, adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak tebliğ edileceği, şu kadar ki ilgilinin kabul etmesi şartiyle tebliğin daire veya komisyonda yapılmasının mümkün olduğu kurala bağlanmıştır.
“Tebliğ yapılacak kimseler” başlıklı 94. maddenin 1. fıkrasında, tebliğin, mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı; ikinci fıkrasında, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine; tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının yeterli olacağı, 2365 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen üçüncü fıkrasında ise kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde tebliğin, ikametgah adresinde bulunanlardan veya iş yerlerindeki memur ya da müstahdemlerden birine yapılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un 113. maddesinde, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanan zamanaşımının, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği, 114. maddesinin 1. fıkrasında ise vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı, 374. maddesinde de 114. maddenin ikinci fıkrası hükmü ceza zamanaşımı için de geçerli olduğu kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen hükümler değerlendirildiğinde tüzel kişilerde asıl muhatap, yasal temsilcilerdir. Bu temsilciler mutad iş saatlerinde “iş yerinde” bulunamadıkları veya tebligatı bizzat alamayacak durumda oldukları takdirde “orada hazır bulunan” “memur veya müstahdemlere” tebliğ yapılması, bu şekilde iş yerinde tebligat mümkün olmaması halinde ilanen tebliğ yoluna gidilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, davacı şirket adına kesilen cezaya ilişkin ihbarnamenin şirket yetkilisinin yerleşim yeri adresinde 05/12/2012 tarihinde annesine tebliğ edilmesinin 213 sayılı Kanun’un 94. maddesindeki usule uygun olduğundan söz edilemeyeceği dikkate alındığında, vergi alacağının doğduğu ve usulsüzlüğün yapıldığı bu yılı takip eden yılın başından başlayarak en son 31/12/2012 tarihine kadar tebliğ edilmesi gerekirken, tebligattan haberdar olunan 27/03/2013 tarihi itibarıyla cezanın zamanaşımına uğradığı görüldüğünden, dava konusu özel usulsüzlük cezasının yazılı gerekçeyle kaldırılması yolunda verilen kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.