Danıştay Kararı 3. Daire 2020/1367 E. 2020/4799 K. 25.11.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/1367 E.  ,  2020/4799 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1367
Karar No : 2020/4799

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …(E-Tebligat)
Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu bozma kararı üzerine davayı yeniden inceleyen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Gayrimenkul Emlak İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait faturaların adi ortaklık şeklinde komisyon karşılığı düzenlenerek satıldığı ve elde edilen ortaklık gelirinin kayıt ve beyan dışı bırakıldığı yolundaki saptamaları içeren vergi tekniği raporunun done alındığı takdir komisyonu kararına dayanılarak davacı adına ortaklıktaki payı esas alınarak 2010, 2011 ve 2012 yıllarına için re’sen salınan gelir vergileri ile üç kat kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Gayrimenkul Emlak İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerden, organizasyon dahilinde sahte fatura düzenleme fiili gerçekleştirildiği, şirket müdürü …’dan davacının da aralarında bulunduğu üç kişi adına 20/01/2010 tarihli noter tasdikli vekaletname alınmak suretiyle şirket adına bazı işlemlerin yaptırıldığı anlaşılmakla birlikte, şirkette ücretli olarak çalışan davacının raporda sayılan kişilerle organizasyona dahil olduğuna dair yeterli tespit bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle vegi ve cezalar kaldırılmıştır.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına, şirket hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NINDÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Gayrimenkul Emlak İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait faturaların adi ortaklık şeklinde komisyon karşılığı düzenlenerek satıldığı ve elde edilen ortaklık gelirinin kayıt ve beyan dışı bırakıldığı yolundaki saptamaları içeren vergi tekniği raporunun done alındığı takdir komisyonu kararına dayanılarak davacı adına ortaklıktaki payı esas alınarak 2010, 2011 ve 2012 yılları için re’sen gelir vergileri salınmış ve üç kat vergi ziyaı cezaları kesilmiştir.
… Gayrimenkul Emlak İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; 29/05/2009 tarihinde Sarıgazi Vergi Dairesi Müdürlüğü’nde mükellefiyet tesis ettirdiği, 18/01/2010 tarihinde ortaklık yapısı ve yöneticileri değişerek Üsküdar Vergi Dairesi’ne nakil geldiği, 30/09/2012 tarihi itibarıyla ise mükellefiyetinin vergi dairesince re’sen terkin ettirildiği, 5.000,00-TL sermaye ile kurulduğu, …’nın 18/10/2010 tarihi itibariyle 10 yıllığına şirket müdürü atandığı bunun 22/01/2010 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığı, 18/10/2010 tarihinden itibaren ortaklık yapısının … ve … isimli şahıslardan oluştuğu, 2010 ila 2012 yılları arasında muhtasar beyanname ile çalışan işçi bildiriminde bulunulmadığı, defter ve belge isteme yazısı 25/03/2013 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen şirket yetkililerince defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, şirketin hisse devri, yönetici ve adres değişikliği sonrasında gerçekleştirilen 29/01/2010 tarihli işe başlama yoklamasında, aylık kirası 600 TL ve 50 metrekare olan iş yerinde 1 masa, 1 bilgisayar ve muhtelif mallarla bir miktar nalburiye malzemesi bulunduğu, şirketin çalışanı olmadığı, 03/08/2011 tarihinde yapılan yoklamada, 100 metrekare büyüklüğündeki işyerinde kimsenin çalışmadığı, muhasebeciliğini …’ın yaptığı, kendisine 200 TL ücret ödendiği, nalburiye, hırdavat, boya, inşaat ve emlak alanında faaliyet gösterdiği, şirketin ortaklarının … ve … olduğunun … tarafından imzalı tutanaktan anlaşıldığı, şirket nezdinde daha sonra herhangi bir yoklama yapılmadığı ve adresinde bulunamaması nedeniyle faaliyetin re’sen sona erdirildiği, 2012 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesinin verilmediği, yüksek katma değer vergisi matrah beyanına rağmen ödenecek vergi çıkmadığı, 2009 yılında mal alışı ve satışı bulunmadığı, 18/01/2010 tarihli devirle ilgili değişiklikten re’sen terk tarihine kadar alışların tamamına yakını hakkında vergi tekniği raporu tanzim edilen mükelleflerden yapıldığı, 2011 yılında Ba formları ile 10.632.000,00-TL mal alımında bulunduğunu bildirmesine rağmen kendine mal veya hizmet satıldığında ilişkin bildirimde bulunan herhangi bir firma olmadığının anlaşıldığı, 2011 yılına ait katma değer vergisi ve kurumlar vergisi beyannamelerinde ise dönem içi alışlarının 23.817.017 TL olduğunun görüldüğü, 2010 yılı katma değer vergisi matrahları toplamı 6.672.640,23-TL olmasına rağmen karşı mükelleflerce verilen Ba bildirimlerine göre satış tutarının toplam 5.073.050,00-TL, 2011 yılı Bs formlarına göre toplam 23.182.768,00-TL satış yaptığını beyan etmesine rağmen karşı mükelleflerce verilen Ba bildirimlerine göre satış tutarının toplam 7.638.478 TL, 2012 yılı Bs formlarına göre toplam 1.333.940,00-TL satış yaptığını beyan etmesine rağmen karşı mükelleflerce verilen Ba bildirimlerine göre satış tutarının toplam 7.638.478,00TL olarak saptandığı, 2012 yılına ilişkin sadece Ocak-Şubat ayları için mal alış bildirildiği, bu bildirimlere karşılık bildirimde bulunmayanların sahte belge düzenleyicisi olduğu tespit edilen mükellefler oldukları, şirket ortağı …’un alınan ifadesinde özetle; işsizlik sıkıntısı çekerken arkadaşı da olan diğer ortak … ile birlikte kendisinin bazı kişilerce iş kurma vaadi ile bazı belgelere imza atmak suretiyle kandırıldığı, şirket ortağı olduğunu bilmediği, bu durumu çok sonradan öğrendiğini beyan ettiği, …’in vermiş olduğu ifadesinde; … ile adının … olduğunu bildiği kişilerin kendisine iş verme sigortalı olarak çalıştırma vaadi ile bağlantı kurduğunu, haftalık 150-TL ücret karşılığında vekaletname ile PTT ile bankalar gibi birkaç yerde şirket adına getir götür işlerine baktığını, bu işleri 2010 yılının son ayları ile 2011 yılının ilk aylarında yaptığını, iş yerinde günlük 1.000,00 TL kadar tutarda işler yapıldığını, işyerinde … ve … dışında kimse olmadığını, şirket müdürü … ile diğer ortak …’u tanımadığını beyan ettiği, şirket müdürü … ifadesinde; işsiz olduğu dönemde arkadaşı …’la kendisine … isimli şahısça, yapılan birlikte dükkan açma teklifini kabul ettikleri ve noterde 3 şahıstan arkadaşıyla beraber devir işlemi yapıldığı ve buna dair evraklar imzaladıkları, emlakçı vasıtasıyla dükkan kiraladıkları ancak iş yerine gidip gelmelerine rağmen iş olmadığı ve kendilerine iş olunca çağrılacaklarının söylendiği, ardından 1,5 sene sonra dükkan sahibince 6 aylık birikmiş kiranın ödenmediğinin haber verildiği, müdürü olduğu şirketin herhangi bir ekonomik faaliyetinin kesinlikle olmadığı, satış faturalarının sahte olduğu, iş vaadiyle kandırıldığı, bu firmayı devralmasını sağlayan kişilerce çıkar sağlamak amaçlı yapıldığı, olayı farkedince vekaletnameyi iptal ettirdiği, kendisinden vekalet alanların ne yaptıklarını bilmediği, şirketin zaten ticari faaliyeti olmadığı ve sahtecilik fiilinin vekaletname verdiği kişilerce ve bunların bilgisi dahilindeki kişilerce yapılmış olabileceğini beyan ettiği saptamalarına yer verilerek, şirketin resmi ortakları ve müdürü tarafından açıkça belirtilmesi, şirketin bir tek çalışanı olmamasına rağmen şirket adına 2010, 2011 ve 2012 yıllarında onmilyonlarca liralık fatura düzenlenmesi ve şirket müdüründen vekalet alınmasının, şirketin resmi sahiplerini devre dışı tutarak bir organizasyon dahilinde ve adi ortaklık şeklinde sahte fatura ticareti yapma işini ortaya koyduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) fıkrasında; vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, gerçek mahiyetin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia edene ait olduğu düzenlenmiş, 30. maddesinde; resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddenin vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı halleri düzenleyen bentleri arasında sayılan defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması ve de tutulması zorunlu olan defterlerin ve verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması halleri re’sen tarh sebebi olarak öngörülmüş, aynı Kanunun 134. maddesinde ise, vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, saptanması ve sağlanması olduğu kurala bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde ise gerçek gelirin vergilendirileceği ilkesi öngörülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
… Gayrimenkul Emlak İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki saptamaların maddi delil olarak kabul edilmesi zorunluluğu 213 sayılı Kanun’un 3. maddesi düzenlemesinin gereği olduğundan ve bu saptamalar değinilen şirkete ait faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmaksızın, raporda belirtilen şahıslar tarafından komisyon karşılığı düzenlendiğini kanıtlamaya yeterli bulunduğundan, Vergi Mahkemesi kararının, komisyon gelirinden oluşan tarh matrahının hukuka uygunluğunun davacının adı ortaklıktaki payıda gözetilerek yapılacak inceleme sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.