Danıştay Kararı 3. Daire 2020/1039 E. 2023/855 K. 16.03.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/1039 E.  ,  2023/855 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1039
Karar No : 2023/855

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Müdürlüğü

KARŞI TARAF (DAVACI): … Petrol Ürünleri İnşaat Nakliyat Tarım Gıda Hayvancılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, hasılatının bir kısmını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolunda saptamaları içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak 2017 yılı için re’sen salınan kurumlar vergisi ile tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezası, aynı yılın Ocak-Mart, Nisan-Haziran dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı geçici vergi, Temmuz Eylül dönemi için re’sen salınan geçici vergi ile tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezası ile kayıt ve beyan dışı bıraktığı alış ve satışları için fatura almadığı ve vermediğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi gereğince kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı sabit olduğundan yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ancak mahsup dönemi geçen geçici verginin aranamayacağı, 2017 yılının Ocak-Mart dönemi için kesilip aynı yıl içinde kesinleşen cezanın tekerrüre esas alınamayacağı, somut tespit olmaksızın kesilen özel usulsüzlük cezasında ise hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle bir kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi, geçici verginin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezası yönünden dava reddedilmiş; geçici vergi aslı, vergi ziyaı cezasının tekerrüre isabet eden kısmı ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası ise kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri sözü edilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Vergi Dava Dairesi kararının temyize konu hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 16/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendinde, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için bentte yazılı miktardan (2010 yılı için 160 TL) aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının % 10’u oranında özel usulsüzlük cezası kesileceği öngörülmüştür.
Davacı hakkında tanzim edilen vergi inceleme raporunda yer alan saptamalardan, davacının 6.429.954,50-TL satış hasılatı karşılığında belge düzenlemediği ve bu belgesiz satışlarını 6.303.876,94-TL tutarındaki belgesiz alışlarından karşıladığı hususları somut olarak ortaya konulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.