Danıştay Kararı 3. Daire 2019/7119 E. 2020/4420 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/7119 E.  ,  2020/4420 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/7119
Karar No : 2020/4420

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) …
VEKİLİ : Av….
2-(DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av.

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin; 1999 ila 2002 yıllarına ait kurumlar vergisi ve fer’ilerine ilişkin kamu alacakları yönünden iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Dokuzuncu Dairesinin bozma hükmüne uyulmak suretiyle ödeme emri, 2000 yılına ait kamu alacakları yönünden iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
Davacı tarafından, mahkemece bozma kararına uyulmak suretiyle ödeme emrinin iptal edildiği, yeniden yapılan yargılama sonucunda, en son verilen karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülerek kararın vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması istenilmiştir.
Davalı idare tarafından, olayda ödeme emrine itiraz sebeplerinden hiçbirisinin bulunmadığı, asıl borçludan tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacaklarının tahsili için düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMASI :
Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
Davacı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Davacı tarafın temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

MADDİ OLAY:
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu ödeme emri, 1999, 2001 ve 2002 yıllarına ilişkin kamu alacakları yönünden iptal edilmiş, ödeme emrinin 2000 yılına ilişkin kamu alacaklarına ait kısmı yönünden ise dava reddedilmiş ve davayı vekil ile takip eden taraflara karşılıklı olarak, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 11/10/2018 tarih ve E:2016/8232, K:2018/6143 sayılı kararıyla; söz konusu Mahkeme kararının; ödeme emrinin, 1999, 2001 ve 2002 yıllarına ilişkin kamu alacakları yönünden iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davalı idare temyiz istemi aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle reddedilmiş; davanın, 2000 yılına ilişkin kamu alacaklarına ait kısmı yönünden reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davacı temyiz isteminin kabulü ile karar, sözü edilen hüküm fıkrası yönünden bozulmuştur.
Danıştay Dokuzuncu Dairesinin bozma hükmüne uyan …Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; ödeme emri 2000 yılına ait kamu alacakları yönünden iptal edilmiş, davayı vekil ile takip eden davacı lehine bozma kararından önce vekalet ücretine hükmedilmiş olması nedeniyle ikinci kez vekalet ücretine hükmedilmesinin usul hükümlerine uygun düşmeyeceği sonucuna varılarak vekalet ücreti hakkında yeniden hüküm kurulmamıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararlarda Bulunacak Hususlar” başlıklı 24. maddesinin (f) bendinde, kararlarda, yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği hüküm altına alınmıştır. 04/02/2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447. maddesinin 2. fıkrasında; mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/06/1927 tarih ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerinin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hükmüne yer verildiğinden, 2577 sayılı Kanunun 31. maddesinin gönderme yaptığı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili maddeleri yerine Hukuk Muhakemeleri Kanununda karşılık gelen maddelerin dikkate alınması gerekmektedir.
6100 sayılı Yasanın 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderlerine dahil olduğu hükmüne yer verilmiş, 326. maddesinde, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen tarafa yükletileceği, 330. maddesinde ise, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin taraf lehine hükmedileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mahkeme kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde, mahkemelerce bozmaya ilişkin kararlar üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularının, bozma kararındaki esaslara uyulup uyulmadığı yönünden incelenebileceği, davalı idare tarafından temyiz istemine konu yapılan kararın, ödeme emrinin, 2000 yılına ait kamu alacakları yönünden iptaline ilişkin hüküm fıkrasının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 11/10/2018 tarih ve E:2016/8232, K:2018/6143 sayılı kararındaki esaslar doğrultusunda verildiği anlaşıldığından, davalı idarece temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler sözü edilen kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacının avukat aracılığıyla temsil edildiği davada Vergi Mahkemesince ödeme emri 2000 yılına ait kamu alacakları yönünden iptal edildiği halde davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine aykırılık oluşturduğundan Vergi Mahkemesi kararı bu yönden hukuka uygun düşmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; ödeme emrinin, 2000 yılına ait kamu alacakları yönünden iptaline ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Davacı temyiz isteminin kabulüne,
4. Kararın, vekalet ücreti yönünden BOZULMASINA,
5. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
6. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
7. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 03/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.