Danıştay Kararı 3. Daire 2019/5062 E. 2020/3435 K. 30.09.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/5062 E.  ,  2020/3435 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/5062
Karar No : 2020/3435

Kararın Düzeltilmesini İsteyen: … Turizm Otelcilik İşletmesi ve İnşaat Sanayi Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. …

Karşı Taraf : … Müdürlüğü-…
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : Davacı adına, süresinden sonra ihtirazi kayıtla verilen 2011 yılının Temmuz-Eylül dönemine ilişkin geçici vergi düzeltme beyannamesi üzerine tahakkuk eden geçici vergi ve hesaplanan gecikme faizi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkin davada; düzeltme beyannamesi verilmesine neden olan, 2011 yılına devreden 2008 yılı zararının 1.667.787,10-TL olduğu ve 2011 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde düzeltmeler yapılması gerektiğine dair … tarih ve … sayılı işleme karşı açılan davada; Mahkemelerinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla, işlemin; 9.666,00 TL’ye isabet eden kısmı yönünden davanın reddedildiği, fazlasına ilişkin kısmının ise iptal edildiği, buna göre geçmiş yıldan devreden zararın, uyuşmazlığa konu dönem geçici vergi beyannamesinde beyan edilen kardan yüksek olduğu dolayısıyla, dava konusu döneme ilişkin tahakkuk eden bir vergi bulunmadığından yapılan tahakkukta ve kesilen cezada hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle vergi, gecikme faizi ve cezayı kaldıran …Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararını, beyanname verme süresi geçirildikten sonra verilen düzeltme beyannamesine konulan ihtirazi kaydın, tahakkuk eden vergiye dava açılmasına olanak sağlayan bir çekince olarak kabulüne olanak bulunmadığından, tahakkuk eden vergi ve hesaplanan gecikme faizinin kaldırılması yolundaki Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmediği, vergi ziyaı cezasına ilişkin olarak ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamında yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozan Danıştay Üçüncü Dairesinin 25/06/2018 tarih ve E:2016/4622, K:2018/3522 sayılı kararının; 2011 yılına devreden zararın azaltılması yönündeki vergi inceleme raporuna dayanılarak kurumlar vergisi beyanlarının düzeltilmesi, aksi takdirde yaptırım uygulanacağı yönündeki davalı idare bildiriminin kesin ve icrai nitelik taşıdığı, izleyen döneme devreden zararın azaltılmasının aleyhlerine hukuki durum yarattığı, süresinden sonra ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamelerine karşı dava açılamayacağı yönündeki kabulün yasal dayanağı bulunmadığı gibi mülkiyet hakkına müdahale anlamı taşıdığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi : …

Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Danıştay Üçüncü Dairesince verilen kararın kaldırılıp, davanın esası incelenmek üzere vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinin 1.fıkrasının (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan, kararın düzeltilmesi isteminin kabulüne ve Danıştay Üçüncü Dairesinin 25/06/2018 tarih ve E:2016/4622, K:2018/3522 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra temyiz istemi yeniden incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 25. maddesine göre beyannameye dayanan tarh, beyan üzerinden alınan vergilerde verginin, mükellefçe verilen beyannamenin kabulü üzerine vergi idaresince tahakkuk fişi düzenlenerek tarh edilmesi şeklinde tanımlanmış, 378. maddenin 2. fıkrasında, vergi hatalarına ilişkin hükümler saklı tutularak, konusunu tarh edilen vergilerin oluşturduğu vergi davalarının, mükelleflerin kendi beyan ettikleri matrahtan kaynaklanan kısmına sınırlama getirilmiş olmakla birlikte, mükelleflerce, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri esas alınarak yapılan tahakkuk, hesaplanan gecikme faizi ve kesilen vergi ziyaı cezalarına karşı açılan davaların esası incelenmeden reddedilmeleri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 27/02/2019 tarih ve Başvuru No:2015/15100 sayılı kararıyla; başvurucuların mülkiyet haklarına müdahale teşkil eden vergilendirme işlemlerinin yargı yoluyla denetlenebilmesi imkânına sahip olamadıkları dolayısıyla, ilk derece mahkemelerinin 213 sayılı Kanun’un 378. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen hukuk kuralını, düzeltme beyannamesine ihtirazi kayıt konulmasının dava açma hakkı vermeyeceği şeklinde yorumlamasının -sürecin bütününe bakıldığında- başvurucuların, müdahalenin hukuka aykırı olduğuna yönelik olarak iddia ve itirazlarını etkin bir biçimde sunamaması sonucuna yol açtığı, buna göre somut olayda mülkiyet hakkının öngördüğü usul güvencelerinin sağlanamamasından dolayı müdahalenin başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği, mülkiyet hakkının korunması ile müdahalenin kamu yararı amacı arasında olması gereken adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğu sonucuna ulaşıldığı, başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğu gerekçesiyle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verildiği görülmektedir.
Vergi Mahkemesinin temyiz istemine konu kararına dayanak aldığı ve davacı şirketin 2008 yılından 2011 yılına devreden zararının 1.667.787,10 TL olarak dikkate alınması gerektiği yönünde düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca, 213 sayılı Kanun’un 148. ve 256. maddeleri gereğince onbeş gün içerisinde kurumlar vergisi beyannamesinde gerekli düzeltme işleminin yapılması, aksi takdirde aynı Kanunun mükerrer 355. maddesi gereğince cezai işlem uygulanacağına dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı karar; Danıştay Üçüncü Dairesinin 25/06/2018 tarih ve E: 2016/4623, K:2018/3519 sayılı kararıyla; iptali istenilen işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olmadığı, uyarı ve bilgi verme niteliği taşıdığı, idari davaya konu edilmesine olanak bulunmadığı, bu nedenle davanın incelenmeksizin reddi gerekirken esası incelenmek suretiyle davayı sonuçlandıran mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş, kararın düzeltilmesi yönündeki davacı istemi de Danıştay Üçüncü Dairesinin 30/09/2020 tarih ve E:2019/5007, K:2020/3431 sayılı kararıyla reddedilmişir.
Buna göre, davacı tarafından, yasal süresinden sonra ihtirazi kayıtla verilen geçici vergi düzeltme beyannamesi üzerinden tahakkuk ettirilen vergi, gecikme faizi ve kesilen vergi ziyaı cezalarına karşı açılan davada, idari işlemlerin hukuka uygunluğunu denetlemekle görevli idari yargı yerleri tarafından yapılacak yargısal denetimde, davacının beyannameye ihtirazi kayıt koyma nedenleri ile vergi dairesinin ihtirazi kaydın konusunu oluşturan nedeni kabul etmeme sebepleri incelenerek dava konusu tahakkuk, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezasının hukuka uygun olup olmadığına karar verilmesi gerektiğinden, Vergi Mahkemesi kararının belirtilen esaslara göre yeniden inceleme yapılmak üzere bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, …Vergi Mahkemesinin … gün ve E: …, K: … sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 30/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.