Danıştay Kararı 3. Daire 2019/5015 E. 2023/868 K. 20.03.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/5015 E.  ,  2023/868 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/5015
Karar No : 2023/868

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının banka hesaplarına, …İletişim Hizmetleri Limited Şirketi’nden alınamayan 2008 ve 2009 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla uygulanan e-haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu haczin dayanağı … tarih ve … ile … takip numaralı ödeme emirlerinin ilanen tebliğ edildiği ancak muhatabın adreste bulunmadığı hususunun 213 sayılı Kanun’un 102. maddesinde yazılan kişilerin imzası alınmak suretiyle saptanmadığı dolayısıyla tebliğin usulüne uygun olduğundan ve haczi kabil hale gelen kamu alacağının varlığından söz edilemeyeceği, … tarih ve …takip numaralı ödeme emrinin ise 27/01/2017 tarihinde posta yoluyla usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesine karşın herhangi bir ödemede bulunulmadığından haczin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu haczin, … ve … takip numaralı ödeme emirlerinden kaynaklanan kısmı kaldırılmış, … takip numaralı ödeme emrinden kaynaklanan kısmı yönünden ise dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davacının ilgili dönemlerde kanuni temsilcisi olduğu şirketin vadesi geçmiş kamu borçlarının şirketten tahsil edilemediğinin anlaşılması üzerine tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla davacının banka hesabına uygulanan dava konusu haczin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından haczin dayanağı ödeme emirleri içeriği kamu alacağının tahsili amacıyla yeniden ödeme emri düzenlenmesi nedeniyle görülmekte olan davanın konusuz kaldığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
2575 sayılı Danıştay Kanununa 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek 1. madde uyarınca hüküm veren Danıştay Üçüncü ve Yedinci Dairelerince oluşturulan Müşterek Kurulca işin gereği görüşülüp düşünüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden, dava konusu haczin dayanağı 02/01/2018 tarih ve 2 ile 3 takip numaralı ödeme emirlerinin ‘… Mah. … Cad. No:…İskenderun/Hatay’ adresine tebliğe çıkarıldığı, muhatabın adreste bulunmaması nedeniyle tebliğ zarfının iade edildiği, ödeme emirleri ikinci kez tebliğe çıkarıldığında ise 16/02/2018 tarihinin yazılı olduğu tebligat pusulasının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, MERNİS kayıtlarına göre davacının söz konusu adresten 22/05/2012 tarihinde ayrıldığı, pusulanın yapıştırıldığı tarihte ise ‘… Mah. …Cad. No:… Belen/Hatay’ adresinde ikamet ettiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 01/01/2018 tarihinde yürürlüğe giren 28/11/2017 tarih ve 7061 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değişik 101. maddesinde, bu Kanuna göre bilinen adreslerin; mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri, yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adresleri, 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’na göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi olduğu, aynı Kanun’un yine 7601 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle değişik 102. maddesinin 5. fıkrasında; bu Kanunun 101. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde sayılan adrese tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması durumunda, bulunamama durumunun o adresten geçici ayrılmaları da kapsadığı, durumun, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakının gönderildiği idareye iade edileceği, bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılacağı, ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusulanın kapıya yapıştırılacağı, bu durumun, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakının, gönderildiği idareye iade edileceği, tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılacağı, Maliye Bakanlığının, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu haczin dayanağı … tarih ve … ile … takip numaralı ödeme emirlerinin, davacının MERNİS kayıtlarına göre … Mah. … Cad. No:… Belen/Hatay olan ikametgah adresinde tebliği yoluna gidilmeksizin 22/05/2012 tarihinde ayrıldığı … Mah. … Cad. No:… İskenderun/Hatay adresinde tebliğinin 213 sayılı Kanun’un 102. maddesindeki usule uygun olduğundan söz edilemeyeceğinden, dava konusu haczin, söz konusu ödeme emrilerine ilişkin kısmının Vergi Mahkemesince yazılı gerekçeyle kaldırılmasına dair hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunun reddinde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 20/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.