Danıştay Kararı 3. Daire 2019/4595 E. 2020/6499 K. 29.12.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/4595 E.  ,  2020/6499 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/4595
Karar No : 2020/6499

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) … Bilgisayar Teknolojileri Elektronik İnşaat Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

2-… Vergi Dairesi Müdürlüğü

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusunun sonuçlandırıldığı … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine 2016 yılının Şubat, Mart, Nisan, Haziran, Ekim ve Aralık dönemleri için tahakkuk eden katma değer vergisi ve hesaplanan gecikme faizi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması ile aynı yılın Temmuz, Ağustos, Eylül ve Kasım dönemleri indirilecek vergi tutarlarının azalmasına sebebiyet verecek şekilde tesis edilen tahakkuk işlemlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı şirket tarafından, beyanname verme süresi geçirildikten sonra, faturaları kayıtlara intikal ettirilen firma hakkındaki olumsuz tespitler nedeniyle söz konusu faturalar kayıtlardan çıkarılarak ilgili dönemlere ait katma değer vergisi düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kaydın, süresinden sonra verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye dava açılmasına olanak sağlayan bir çekince olarak kabulüne olanak bulunmadığından, davanın tahakkuka ilişkin kısmının incelenemeyeceği, yasal süresinden sonra verilen beyanname nedeniyle verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 341. maddesinin gereği olduğundan dava; vergi ziyaı cezası yönünden reddedilmiş; tahakkuk yönünden ise incelenmeksizin reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının istinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının yargı harcı haricindeki davanın reddine ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği, nispi harca tabi tutulmamış olan tarhiyat veya ceza kesme ve diğer işlemlerle ilgili kararlarda maktu harca hükmedilmesi gerektiği, tahakkuk ve vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın reddedilmesinde tahakkuk yönünden maktu, vergi ziyaı cezası yönünden ise nisbi harca hükmedilmesi gerekirken tümü itibarıyla nisbi harca hükmedilmesinin hukuka uygun düşmediği gerekçesiyle, yargı harcı haricindeki davanın reddine ilişkin hüküm fıkralarına yöneltilen istinaf başvurusu reddedilmiş, yargı harcına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu kabul edilerek kararın sözü edilen hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra davanın tahakkuk yönünden reddedilmiş olması nedeniyle maktu harca, vergi ziyaı cezası yönünden reddedilmiş olması nedeniyle ise binde 4,55 oranında nisbi harca hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergi ve kesilen cezalara karşı dava açılabileceği, dava konusu tahakkukların dayanağını oluşturan beyannamelerin idarenin baskısı altında verildiği, iradelerinin sakatlandığı, kayıtlara alınan faturaların gerçek olup olmadığı yönünde herhangi bir vergi incelemesi yapılmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (3) sayılı tarifede, tarhiyata ve ceza kesme işlemlerine karşı dava açılması durumunda karar altına alınan uyuşmazlık konusu vergi ve cezaların toplam değeri üzerinden 27,70 TL’den aşağı olmamak üzere binde 4,55 oranında nispi harca hükmedilmesi gerektiği kurala bağlandığından, dava konusu tahakkuk işlemine karşı açılan davanın reddedilmesi üzerine istinaf aşamasında, Vergi Dava Dairesince, nisbi harca ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılarak davacı aleyhine maktu harca hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davalı idarenin 09/04/2018 tarih 351661 sayılı yazısında yer alan ve hakkında olumsuz tespit/rapor bulunan mükelleften yaptığı alımlara ilişkin işlemin gerçekliğinin Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde belirtildiği şekilde ispat edilmesi veya ilgili dönem beyanlarının düzeltilmesi halinde hakkında özel esaslar uygulanmayacağının belirtilmesi üzerine davacı tarafından, sözü edilen yazıdaki mükellefe ait faturaların beyanlardan çıkartılması suretiyle ihtirazı kayıtla düzeltme beyannamesi verilmiş, ihtirazi kayda itibar edilmeyerek bakılan davaya konu yapılan katma değer vergisi tahakkuk ettirilmiş, gecikme faizi hesaplanmış, vergi ziyaı cezası kesilmiş, indirilecek vergi tutarının azalmasına sebebiyet verecek tahakkuk işlemleri tesis edilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri sayılarak (a) bendinde iptal davası, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan dava olarak tanımlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mükelleflerce, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri esas alınarak yapılan tahakkuk, hesaplanan gecikme faizi ve kesilen vergi ziyaı cezalarına karşı açılan davaların esası incelenmeden reddedilmeleri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin … tarih ve Başvuru No:… sayılı kararıyla; başvurucuların mülkiyet haklarına müdahale teşkil eden vergilendirme işlemlerinin yargı yoluyla denetlenebilmesi imkânına sahip olamadıkları dolayısıyla, derece mahkemelerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanun’un 378. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen hukuk kuralını, düzeltme beyannamesine ihtirazi kayıt konulmasının dava açma hakkı vermeyeceği şeklinde yorumlamasının -sürecin bütününe bakıldığında- başvurucuların, müdahalenin hukuka aykırı olduğuna yönelik olarak iddia ve itirazlarını etkin bir biçimde sunamaması sonucuna yol açtığı, buna göre somut olayda mülkiyet hakkının öngördüğü usul güvencelerinin sağlanamamasından dolayı müdahalenin başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği, mülkiyet hakkının korunması ile müdahalenin kamu yararı amacı arasında olması gereken adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğu sonucuna ulaşıldığı, başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahale ölçüsüz olduğu gerekçesiyle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere vergi mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda “Mevzuat” bölümünde yer verilen tanıma göre açılan bir iptal davasında iptali istenilen işlemin; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları açısından ayrı ayrı hukuka uygun olup olmadıklarının denetlenmesi gerekmekte olup, bu unsurlardan birisinde hukuka aykırılık bulunursa işlem iptal edilmelidir.
Hukuka uygunluk denetiminin yapılması gereken sebep unsuru idari yargıda; idareyi işlemi yapmaya iten saik olarak tanımlanmıştır. İdare tesis ettiği işlemi, gerçek ve hukuka uygun sebeplere dayandırmak zorundadır. Sebebin gerçek olması, varlığının usulüne uygun olarak yapılan tespitlerle ortaya konulmuş olması; hukuka uygun olması ise idarenin işlemi dayandırdığı sebebin, kanunda tesisi için dayanabileceği öngörülen sebeplerden olması anlamına gelmektedir.
Dava konusu uyuşmazlıkta sebep unsuru, davalı idarenin davacıya gönderdiği … tarih … yazının alt kısmında yer alan ve hakkında olumsuz tespit/rapor bulunduğu belirtilen mükelleften yapılan alımların gerçek kabul edilmemesidir.
Bu durumda davacı tarafından verilen düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kayıt kabul edilmeyerek tahakkuk ettirilen vergi, hesaplanan gecikme faizinin ve kesilen vergi ziyaı cezaları ile indirilecek vergi tutarının azalmasına sebebiyet veren tahakkuk işlemlerinin sebep unsuru hakkında, yargısal denetim yapılması gerekirken bu husus göz ardı edilmek suretiyle yazılı gerekçeyle verilen kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
2. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
3. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 29/12/2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.