Danıştay Kararı 3. Daire 2019/3257 E. 2020/3451 K. 01.10.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/3257 E.  ,  2020/3451 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3257
Karar No : 2020/3451

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca davayı yeniden inceleyen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına,asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen 2009 ila 2011 yılı muhtelif dönemlerine ilişkin kurumlar vergisi, gelir (stopaj) vergisi, bu vergi türleri için kesilen vergi ziyaı cezası ve hesaplanan gecikme faizi ile kesilen özel usulsüzlük cezalarının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Asıl borçlu … Gıda İnşaat Mobilya ve Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına tefecilik faaliyetinden dolayı düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden tarhiyatlar yapıldığı, kamu alacağının ödenmemesi üzerine ödeme emri düzenlenerek tebliğe çıkarıldığı, düzenlenen ödeme emrinin şirketin adresinde bulunmaması nedeniyle ilanen tebliğ edildiği, yapılan mal varlığı araştırmasında, şirket adına kayıtlı bir adet motosiklet tespit edildiği ve kaydına haciz konulduğu, itiraz edilmeksizin kesinleşen kamu alacağının, şirket mal varlığından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine tahsili amacıyla ortak sıfatıyla davacı adına ödeme emri düzenlenip tebliğ edildiği olayda; davacının % 1 hisse ile kurucu ortak olduğu asıl borçlu şirketin 08/06/2009 tarihinde kurulduğu, 31/12/2009 tarihinde noterlikçe düzenlenen hisse devir sözleşmesi ile davacının şirketteki hissesinin % 99 olduğu, 03/03/2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile de şirketteki hisselerinin tamamını devrederek ortaklıktan ayrıldığı, 03/03/2010 tarihli hisse devir sözleşmesinin ilgili noterlikçe 01/04/2010 tarihinde vergi dairesine bildirildiği, dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacaklarının ise 2009 yılının Nisan ila 2011 yılının Haziran dönemlerine ilişkin olduğu ve söz konusu ödeme emrinde davacının şirket borçlarının tamamından sorumlu tutulduğu ancak; 08/06/2009 tarihinde asıl borçlu şirketin ortağı olan davacının, 31/12/2009 tarihine kadar şirkette % 1 hisseye sahip olduğu dikkate alındığında; kamu alacağı için düzenlenen dava konusu ödeme emrinin davacının sorumlu olduğu % 1’lik hissesini aşan kısmında hukuka uyarlık görülmediği, 31/12/2009-03/03/2010 arası dönemde davacının asıl borçlu şirketteki hissesinin % 99 olduğu görüldüğünden, dava konusu ödeme emrinin davacının sorumlu olduğu % 99’u aşan kısmının hukuka aykırı olduğu, … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile davacının asıl borçlu şirketteki hisselerinin tamamını Ramazan Sucu isimli şahsa satarak devrettiği, anılan hisse devir sözleşmesinin ilgili noterlikçe 01/04/2010 tarihinde vergi dairesine bildirildiği görüldüğünden, asıl borçlu şirketteki ortaklık sıfatı sona eren dolayısıyla sorumluluğu bulunmayan davacı adına, 03/03/2010 tarihinden sonraki dönemlere ilişkin kamu alacaklarının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin bu kısmının da hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle, dava konusu ödeme emri içeriği 2009 yılına ilişkin kamu alacaklarının davacının şirketteki % 1’lik hissesine isabet eden kısmı ile 31/12/2009-03/03/2010 dönemine ilişkin kamu alacaklarının davacının % 99’luk hissesine isabet eden kısmı yönünden dava reddedilmiş, ödeme emri diğer kısımları yönünden iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu doğrultusunda yapılan tarhiyata ilişkin borcun vadesinde ödenmemesi ve dava konusu yapılmaması üzerine yapılan araştırma sonucu borcu karşılayacak mal varlığı da bulunmaması sebebiyle, dava konusu borcun 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesi uyarınca şirket ortağından tahsili için yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri sözü edilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı sayılı kararının temyize konu hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
4 .2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 01/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi