Danıştay Kararı 3. Daire 2019/3156 E. 2020/6392 K. 28.12.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/3156 E.  ,  2020/6392 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3156
Karar No : 2020/6392

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararına uyarınca davayı yeniden inceleyen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 1999 ila 2004 yıllarına ait muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu … tarih ve … takip sayılı ödeme emri içeriği asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin, “… Mah. … Sk. No…. … /…” adresine tebliğe çıkarıldığı, ödeme emri ile ilgisi kurulmayan 24/06/2010 tarihli adres tespit tutanağında, şirketin adresten ayrıldığı belirtilerek muhtarın imza ve kaşesine yer verildiği, bunun üzerine ilanen tebliğ yoluna gidildiği anlaşılan olayda, söz konusu adres tespit tutanağında, ödeme emri veya ödeme emrinin tebliğine dair tebliğ evrakı ile ilgi kurulmadığı, bu haliyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 102. maddesine uygun olarak tutanak oluşturulmadığı, diğer ödeme emirleri yönünden ise, her ne kadar asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin şirkete ilanen tebliğ edildiği belirtilmiş ise de, buna ilişkin tebliğ ve/veya ilanen tebliğ evraklarının dosyaya sunulmadığı, idarece dosyaya ibraz edilen tebliğ alındılarının ise dava konusu ile ilgisi bulunmayan başka ödeme emirlerine ilişkin olduğu gerekçesiyle ödeme emirleri iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka uygun olduğu, aksi yöndeki vergi mahkemesi kararının hukuka aykırılık teşkil ettiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile dosyaya ibraz edilmiş olan tebliğ alındıları araştırılmak üzere kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Asıl borçlu şirket adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin, söz konusu şirketin bilinen adresi olan ” … Mah. … Sk. No…. …/…” adresinde düzenlenen 24/06/2010 tarihli tutanak ile adreste bulunmadığı hususunun muhtar kaşesi ve imzası ile tespit edilmesi nedeniyle ilanen tebliğ edildiği, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin şirkete ilanen tebliğ edildiğinin belirtilmesine rağmen buna ilişkin tebliğ ve/veya ilanen tebliğ evraklarının bulunmadığı, borcun ödenmemesi üzerine şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasından sonuç alınamadığından bahisle kamu alacağının şirket ortağı olan davacıdan tahsili amacıyla davaya konu … tarih ve … ila … sayılı ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirmeyle ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edileceği, 94. maddesinde, tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmıyan teşekküllerde ise bunları idare edenlere veya temsilcilere yapılacağı, tüzel kişilerin mütaaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının kafi olduğu, tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılacağı, 102. maddesinde, tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhatabına verileceği ve keyfiyetin muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, bu işlemlerin komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyetin taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz’edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tespit olunacağı, 103. maddesinde muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilanen yapılacağı, 104. maddesinde ilanın ne şekilde yapılacağı kurala bağlanmış olup 101. maddesinde ise bilinen adresler sayılmak suretiyle gösterilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan haliyle limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil olanağı bulunmayan kamu alacağından sermaye payları oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacağı hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu edilen Vergi Mahkemesi kararının, … tarih ve … takip numaralı ödeme emri dışındaki ödeme emirlerinin iptaline ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Dairemizce de uygun görülmüştür.
Asıl borçlu şirketin bilinen adresinde tebliğ imkansızlığının adres tespit tutanağı ile saptandığı olayda, ilanen tebliğ koşullarının gerçekleştiği sonucuna varıldığından, vergi mahkemesi kararının, … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının, ilanen tebliğin 213 sayılı Kanun’un 104. maddesine uygun olarak yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa kamu alacağının şirketin mal varlığından tahsil imkanının bulunup bulunmadığı ve davacının söz konusu borçtan sorumluluğu değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kısmen reddine,
2…. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; … tarih ve … takip numaralı ödeme emri dışındaki ödeme emirlerinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Temyiz isteminin kısmen kabulüne,
4. Kararın; … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
5. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
6. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
7. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 28/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.