Danıştay Kararı 3. Daire 2019/2300 E. 2020/3480 K. 01.10.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/2300 E.  ,  2020/3480 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/2300
Karar No : 2020/3480

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI): … Yapı Mühendislik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI): … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararına uymak suretiyle davayı yeniden inceleyen …Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Prefabrik bina, ahşap ev, konteyner, kabin imalatı ve pazarlaması faaliyetiyle uğraşan davacı şirketin 2012 yılındaki indirimli orana tabi teslimlerden kaynaklanan katma değer vergisi alacağının iadesi talebinin reddine dair … gün ve … sayılı işlemin iptali ve 1.230.264,95-TL tutarındaki iade alacağının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’daki tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 28’inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan 30/12/2007 tarih ve 26742 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2007/10033 sayılı Bakanlar Kurulu kararının eki (I) sayılı listenin 11’inci maddesi hükmü gereği 150 m²’ye kadar olan konutların %1 katma değer vergisi oranıyla satıldığı bu nedenle davacı şirketin 2012 yılına ilişkin indirimli orana tabi teslimlerden kaynaklanan katma değer vergisi alacağının iadesi istemiyle yaptığı başvurunun reddi yönündeki işlemde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş, iadesi gereken tutar yönünden vergi idaresi ile davacı arasındaki ilişkinin, iadenin yargı kararıyla hüküm altına alınması nedeniyle yönetilen-idare ilişkisi olmaktan çıkarak bir borç ilişkisine dönüştüğü, bu sebeple 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin olaya uygulanma imkanı bulunmadığı sonucuna varılarak, bu ilişkinin borçlusu tarafından alacaklısına, paranın tasarrufundan yoksun kalınan süre için Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde hangi oranda faiz ödeneceğini düzenleyen 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre davacıya davalı idarece katma değer vergisi alacağının iade edilmesi gereken tarih ile Mahkeme kararı üzerine yapılan iade tarihi arasında geçen süre için hesaplanacak yasal faiz ödenmesine hükmedilmiş, fazlaya ilişkin faiz istemi yönünden ise dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112. maddesinin 4. fıkrasının Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinden, dava konusu katma değer vergisi iade alacağına, kendisine iadesi gereken tarihten iadenin gerçekleşeceği tarihe kadar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’dan kaynaklanan tecil faizine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gibi davanın kısmen kabul kısmen ret ile sonuçlanmasına rağmen lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI :
Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
Davacı tarafından ise temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: İdarenin tahsil etmemesi gereken vergiyi tahsil etmesi sebebiyle tahsil edilen tutarın iadesinde tahsil tarihinden itibaren işleyecek faizin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında ödenmesi gerektiğinden, davacı temyiz isteminin kabulüyle temyize konu kararın sözü edilen hüküm fıkrasının bozulması, davalı idare temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
2012 yılına ilişkin indirimli orana tabi teslimlerden kaynaklanan katma değer vergisi alacağının iade talebinin reddine dair … gün ve … sayılı işlemin iptali ve 1.230.264,95-TL tutarındaki iade alacağının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’daki tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin, 15/06/2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6322 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14. maddesiyle eklenen 5. fıkrasında; vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuatı gereğince mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz, 120. madde hükümlerine göre red ve iadesi gereken vergi ile birlikte mükellefe ödenir. ” şeklinde kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mahkeme kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde, bozmaya uyma üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları, bozma kararındaki esaslara uyulup uyulmadığı yönünden incelenebilecek olup, davalı idarece temyiz istemine konu yapılan kararın, dava konusu işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının, Danıştay Üçüncü Dairesinin 15/04/2016 tarih ve E:2016/5760, K:2016/2956 sayılı kararındaki esaslar doğrultusunda verildiği anlaşıldığından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler sözü edilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Davacı şirketin 2012 yılına ilişkin indirimli orana tabi teslimlerden kaynaklanan katma değer vergisi alacağının iadesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptal edilmesi sonucunda, idarece katma değer vergisi alacağının, 213 sayılı Kanunun’un kuralına yukarıda yer verilen 112. maddesinin 5. fıkrası hükmü gereği 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu’na göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte iadesi gerektiğinden, temyize konu kararın sözü edilen hüküm fıkrası yönünden bozulması gerekmiştir.
Davalı idare tarafından, vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin ise bu nedenle reddi gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idare temyiz isteminin kısmen reddi ile,
2….Vergi Mahkemesinin .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; dava konusu işlemin iptali yolundaki hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3.Kararın; vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN İSE REDDİNE,
4.Davacı temyiz isteminin kabulüne,
5.Kararın; faize ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
6.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
7.Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
8.2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.