Danıştay Kararı 3. Daire 2019/2001 E. 2020/6491 K. 29.12.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/2001 E.  ,  2020/6491 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/2001
Karar No : 2020/6491

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Termal Sağlık Turizmi Anonim Şirketi
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, 2017 yılının Şubat dönemi özel usulsüzlük cezası, Nisan-Haziran dönemi geçici vergi ve fer’ileri, Mayıs dönemi damga vergisi ve Temmuz dönemi gelir (stopaj) vergisi ve fer’ilerinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacaklarının, davacının 2017 yılının Ocak dönemine ait katma değer vergisi iade alacağına mahsup edilmesini istediği 2016 ve 2017 yıllarına ait geçici vergi, gelir (stopaj) vergisi ve fer’ilerine ilişkin olduğu, söz konusu mahsup talebinin reddine ilişkin işleminin iptali istemiyle açılan dava Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile reddedildiğinden, davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Mahsup talebinin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın sonuçlandırıldığı … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile kaldırılıp ödeme emri dayanağı söz konusu işlem iptal edildiğinden, dayanağı kalmayan dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Turizm tesis ve işletmelerine ilişkin tanım ve niteliklerin hiçbirinin imar mevzuatında tanımlandığı biçimiyle konut kullanımını içermediği, davacının inşa ettiği taşınmazın yapı kullanım izin belgesinde otel, tapu kayıtlarında ise kat irtifakı tesis ettirilerek niteliğinin apart otel olarak tescilinin yapıldığı, teslim edilen taşınmazların gerçek vasfının konut değil, sağlık turizmi amacıyla yapılmış turistik bir tesis olduğu, davacı şirketin web sitesinde de fiili durumun 1+0 standart oda, 1+1 suit oda, 2+1 vip suit oda adı ile müşterilerine otel hizmeti verdiği, bu nedenle yapılan teslimler nedeniyle genel oranda (%18) katma değer vergisi hesaplanması gerekirken indirimli oranda (%1) katma değer vergisi hesaplanması ve buna bağlı olarak mahsuben iade talebinin reddi üzerine davacı adına dava konusu ödem emri düzenlenebileceği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Dava dosyasının incelenmesinden; davacının mahsuben iade talebinin 2016 yılı kurumlar vergisi, aynı yılın Ekim-Aralık, 2017 yılının Ocak-Mart ve Nisan-Haziran dönemleri geçici vergi borçlarına ilişkin olduğu, dava konusu ödeme emrinin ise 2017 yılının Şubat dönemi özel usulsüzlük cezası, Nisan-Haziran dönemi geçici vergi ve fer’ileri, Mayıs dönemi damga vergisi ve Temmuz dönemi gelir (stopaj) vergisi ve fer’ilerinden oluştuğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu ödeme emri içeriği 2017 yılının Nisan-Haziran dönemi haricindeki kamu alacaklarının mahsuben iade talep edilen dönem borçlarına ilişkin olmadığı anlaşıldığı dolayısıyla, bunların mahsuben iade talebiyle ilişkilendirmek suretiyle karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığından, kararın, ödeme emrinin, sözü edilen kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği, 2017 yılının Nisan-Haziran dönemine ait geçici vergi ve fer’ilerinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY :
Davacı şirketin indirimli orana tabi satışlar nedeniyle yüklenip indirim yoluyla telafi edemediği katma değer vergisi alacağından, 2016 yılı kurumlar vergisi ile aynı yılın Ekim-Aralık ve 2017 yılının Ocak-Mart, Nisan-Haziran dönemleri geçici vergi borçlarının mahsup edilmesi talebinin reddi üzerine, vadesinde ödenmeyen 2017 yılının Nisan-Haziran dönemi geçici vergi ve fer’ilerinin yanı sıra mahsubu talep edilmeyen aynı yılın Şubat dönemi özel usulsüzlük cezası, Mayıs dönemi damga vergisi, Temmuz dönemi gelir (stopaj) vergisi ve fer’ilerinin tahsili amacıyla, bakılan davaya konu yapılan 26/09/2017 tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Davaların karara bağlanması” başlıklı 22. maddesinin 1. fıkrasında, konular aydınlandığında meselelerin sırasıyla oya konulacağı ve karara bağlanacağı, 24. maddesinde de, kararlarda, davacının ileri sürdüğü olaylar ve hukuki sebepler ile istem sonucunun belirtileceği hükmüne yer verilmiş, aynı Kanun’un 49. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde usul hükümlerine uyulmamış olması bozma sebebi sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu ödeme emri içeriği 2017 yılının Nisan-Haziran dönemi geçici vergisi ve fer’ilerinin dayanağı olan ve davacı şirket adına tesis edilen mahsuben iade isteminin reddine dair işlemin iptaline ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı, Danıştay Üçüncü Dairesinin 29/12/2020 tarih ve E:2018/6866, K:2020/6492 sayılı kararı ile bozulduğundan ve bozma kararı üzerine verilecek kararın sonucu dava konusu ödeme emrinin sözü edilen kısmını etkileyeceğinden, temyize konu kararın, değinilen hüküm fıkrasının söz konusu bozma kararın üzerine verilecek karar sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
Ödeme emrinin içeriği 2017 yılı Şubat dönemi özel usulsülük cezası, Mayıs dönemi damga vergisi, Temmuz dönemi gelir (stopaj) vergisi ve fer’ileri ile ilgili olarak mahsuben iade talebinde bulunulmamasına karşın sözü edilen kamu alacaklarının da mahsuben ödenmesi talep edilen alacaklardan olduğu kabul edilerek uyuşmazlığın bu kısmının yanlış nitelendirilerek sonuçlandırılması yargılama usulüne uygun düşmediğinden, kararın değinilen hüküm fıkrası yönünden de bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 29/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)- KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenen Vergi Dava Dairesi kararının, 2017 yılının Nisan-Haziran dönemi geçici vergisi ve fer’ilerine ilişkin kısmının kaldırılmasına yönelik hüküm fıkrasının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından, temyiz isteminin bu bakımdan reddi ve değinilen hüküm fıkrasının onanması gerektiği oyuyla Karara katılmıyoruz.