Danıştay Kararı 3. Daire 2019/1512 E. 2022/537 K. 10.02.2022 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/1512 E.  ,  2022/537 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/1512
Karar No : 2022/537

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, Tasfiye Halinde … Metal Madencilik ve Hurda Sanayi Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 2007 ila 2010 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kurumlar vergisi, gelir (stopaj) vergisi, katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve fer’ilerinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının, 30/12/2009 tarih ve 7469 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan kararla asıl borçlu şirkete tasfiye memuru olarak atandığı, 07/12/2011 tarihinde ise tasfiye memurluğundan istifa ettiği, tasfiye memurunun sorumluluğu tasfiye dönemiyle sınırlı olduğundan tasfiye öncesi döneme ilişkin olduğu anlaşılan borçlardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusu, Vergi Mahkemesi kararının, dava konusu ödeme emrinin; 2010 yılının Nisan-Haziran dönemine ilişkin kısmının iptaline dair hüküm fıkrası yönünden, asıl borçlu adına söz konusu dönem için yapılan gelir (stopaj) vergisi tarhiyatına ait ihbarnamenin şirket adresinde tebliği denenmeksizin 14/11/2012 tarihinde ilanen tebliği usulsüz olduğundan değinilen kamu alacağının zamanaşımına uğradığı, diğer kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrası bakımından ise sözü edilen hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kamu alacağının şirketten tahsili imkanı bulunmadığı ortaya konulduğundan davacı adına düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : 07/12/2011 tarihinde tasfiye memurluğu görevinden ayrıldığı, dolayısıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10 ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddeleri uyarınca amme alacaklarının tahsiline ilişkin sorumluluğunun bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ….’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen
dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.