Danıştay Kararı 3. Daire 2019/1330 E. 2020/3875 K. 15.10.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/1330 E.  ,  2020/3875 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/1330
Karar No : 2020/3875

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Yabancı Dil ve Eğitim Merkezi ve Okul Gereçleri Sanayi Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, emtia alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiği yolundaki tespitler içeren vergi inceleme raporu doğrultusunda, 2010 yılının Şubat ila Ağustos dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle 06/01/2016 tarihinde yapılan başvurunun zımnen reddi yönündeki işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı şirketin ihbarnamelerden haberdar olduğunu iddia ettiği 02/03/2016 tarihinin dava açma süresinin başlangıcında esas alınması suretiyle, bu tarihten itibaren dava açma süresi içerisinde 03/03/2016 tarihinde davalı idareye 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’un 11. maddesi kapsamında başvurulduğu ve başvurunun reddine dair 07/03/2016 tarihli işlemin 04/04/2016 tarihinde davacı şirkete tebliğ edilmesi üzerine, 06/04/2016 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmadığı sonucuna varıldığı ve tarhiyatın 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 114. maddesi uyarınca en geç 31/12/2015 tarihinde usulüne uygun olarak tarh ve tebliğ edilmemesi nedeniyle zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı şirket adına düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden hakkında sahte fatura düzenlemekten rapor bulunan mükelleflerden alınan faturaların yasal kayıtlarına geçirilerek haksız yere katma değer vergisi indiriminde bulunulduğundan bahisle faturalarda yazılı katma değer vergisi indirimlerinin reddi ve ilgili dönem katma değer vergisi beyanlarının yeniden tanzimi suretiyle salınan vergi ve cezaların zamanaşımı süresi içinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, tebliğ tutanağı üzerinde imza ve davacı şirketin kaşesinin de yer aldığı, ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:Yapılan tebliğin usulsüz olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile isteme konu yapılan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE
MADDİ OLAY :
Davacı şirket adına, 2010 yılının Şubat ila Ağustos dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin olarak düzenlenen 25/12/2015 tarihli vergi ve ceza ihbarnamelerinin, bilinen iş yeri adresi olan “… Sokak …Blok … No:.. …/…” adresinde şirket kaşesi altında ”…” imzasına tebliğ edildiği, davacı tarafından ise bu ihbarnamelerden 06/01/2016 tarihinde haberdar olunduğu belirtilerek 06/01/2016 tarihinde yapılan başvurunun zımnen reddedildiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren dava açma süresinin başlayacağı, 14. maddesinin 3/e bendinde, dilekçelerin süre aşımı yönünden de inceleneceği, 6. bendinde ise, yukarıdaki hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı, 15. maddesinin 1/b bendinde süresinde açılmayan davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği hükmü getirilmiş, bilinen adresler Kanunun 101. maddesinde sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin, şirket adresinde herhangi bir şerh veya çekince belirtilmeden, şirketin kaşesi altında tebliğ edildiği dikkate alındığında, tebliğ alındısını alan… isimli kişinin, davacının çalışanı olmadığı, şirket yakınında bulunan kafeterya çalışanı olduğu iddia edilmişse de adı geçen kişinin, iş yerinde bulunması ve tebligatı alması davacı şirket ile irtibatlı olduğunun ve bu nedenle kendisine yapılan tebligatın usulüne uygun şekilde gerçekleştirildiğinin kabulünü gerektirdiğinden, dolayısıyla 29/12/2015 tarihinde tebliğ edilen cezalı vergiye karşı 30 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 06/04/2016 tarihinde açılan davanın esası incelenmek suretiyle verilen karara yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. Maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 15/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile isteme konu yapılan kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.