Danıştay Kararı 3. Daire 2018/292 E. 2020/4724 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2018/292 E.  ,  2020/4724 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/292
Karar No : 2020/4724

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca davayı yeniden inceleyen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacının yönetim kurulu başkanı olduğu … Besin Sanayi Ticaret Anonim Şirketinin 1998 ila 2004 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla taşınmazlarına uygulanan hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Mahkemelerinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararıyla … tarih …. yevmiye numarası ile uygulanan haciz kaldırıldığından, bu kısım hakkında karar verilemeyeceği, davacı adına düzenlenen … tarih ve … ila … sayılı ödeme emirlerinin 24/01/2004 tarihli gazetede ilanen tebliğ edilmesinden önce 25/03/2002 tarihinde “… Mahallesi … Sokak No:../… ” adresinde eltisi …’a tebliğ edildiği görüldüğünden, yapılan bu tebligatın hukuken geçerli olup olmadığının tespiti amacıyla Mahkemelerince verilen ara kararıyla davalı idareden, söz konusu adresin davalı idarenin bilgisine ne zaman ve ne şekilde girdiğinin açıklanması ile söz konusu adresin “bilinen adres” olduğunu ortaya koyan bilgi-belgelerin gönderilmesi, sözü edilen ödeme emirlerinin posta yoluyla yapılan tebligata rağmen neden ayrıca ilanen tebliğ edildiğinin açıklanması ve ilanen tebliğden önce davacının bilinen adreslerde bulunamadığını ortaya koyan tebliğ alındılarının ve değinilen ödeme emirlerinin ilanen tebliğine ilişkin olarak ilan listeleri, muhtarlıkla yapılan yazışmalar gibi belgelerin gönderilmesinin istenmesi üzerine idarece, söz konusu adresin nasıl tespit edildiğine dair bir bilgiye ulaşılamadığı, söz konusu adres bilgisinin … tarih ve … sayılı Kaçakçılık Suçu Raporu ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunda da yer aldığı, ayrıca, 06/08/2004 tarihli defter-belge isteme yazısının da 11/08/2004 tarihinde aynı adreste tebliğ edildiği, diğer taraftan, söz konusu ödeme emirlerinin ilanen tebliğinin sehven gerçekleştirildiği, davacı adına postayla yapılan tebliğin esas alındığının belirtildiği, davacı tarafından ise sözü edilen adreste hiçbir zaman ikamet edilmediği, davalı idareye böyle bir adres bildirilmediği, Tülin Kaplan adında bir eltisinin olmadığı, 1998 yılından bu yana resmi ikamet adresinin “… Mah. … Sok. … Apt. … Blok …/…” olduğu belirtilerek idareye hitaben yazılan ve içeriğinde söz konusu adres bilgilerine yer verilen dilekçelerin sunulduğu, ayrıca 29/09/2003 tarihli tutanakta da davacının ikamet adresinin “… Mah. … Sok. … Apt. No:… ” olduğunun görüldüğü, bu durumda, yapılan tebligatların usulsüz olduğu sonucuna varıldığı, öte yandan, ara kararıyla davalı idareden, 29/09/2003 tarihli tutanakta davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin şirket adresinde ve davacının ikamet adresinde tebliğ edilemediği belirtilmesine karşın söz konusu ödeme emirlerinin tebliğ edilmeye çalışıldığını ispat eden tebligat zarflarının istenildiği, idarece, davacı adına düzenlenen … tarih ve … ila … sayılı ödeme emirleri hariç diğer 28 adet ödeme emrinin şirket adresinde ve davacının ikamet adresinde tebliğ edilemediğini gösterir tebligat zarflarının çok eski yıllara ait olması nedeniyle bulunamadığı bildirildiği dolayısıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak davacıya tebliğ edilmediği ve bu nedenle de borcun kesinleşmediği dikkate alındığında, kesinleşmeyen borcun tahsili için haciz uygulanmasına imkan bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu hacizlerin, … tarih ve … yevmiye numarası ile uygulanan kısmı kaldırılmış, … tarih … yevmiye numarası ile uygulanan kısımı hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçlu şirketten alınamayan kamu alacağının tahsili amacıyla borcun ait olduğu dönemde şirket temsilcisi olan davacı adına ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiği, ödeme yapılmaması ve dava açılmaması üzerine uygulanan hacizlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından 31/12/2014 tarihinde yeniden ödeme emirleri düzenlenmesi nedeniyle önceki ödeme emirlerine dayanılarak uygulanan hacizlerin hükümsüz hale geldiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının; bilinen adresi olan “… Mah. … Sok. … Apt. No:… ” adresinde 29/09/2003 tarihli tutanakla adresinde bulunmadığı hususu muhtar kaşesi ve imzasıyla tespit edilerek adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilanen tebliğ edildiği, borcun ödenmediğinden bahisle taşınmazlarına haciz uygulandığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 103. maddesinde, muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilanen yapılacağı hükme bağlanmış, 104. maddesinde ise ilanen tebliğin şekil şartlarına yer verilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 64. maddesinde, haciz muamelelerinin tahsil dairesince düzenlenen ve alacaklı amme idaresinin, mahalli en büyük memuru veya tevkil edeceği memur tarafından tasdik edilen haciz varakalarına dayanılarak yapılacağı kural altına alımıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu kararın; dava konusu hacizlerin … tarih ve … ila … ödeme emirleri yönünden kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Dairemizce de uygun görülmüştür.
Davacının bilinen adreslerinde tebliğ imkansızlığının usulüne uygun düzenlenmiş adres tespit tutanağı ile saptandığı olayda ilanen tebliğ koşullarının gerçekleştiği sonucuna varıldığından, Vergi Mahkemesi kararının, ilanen tebliğin 213 sayılı Kanun’un 104. maddesine uygun olarak yapılıp yapılmadığı ve haciz varakalarının düzenlenip düzenlenmediği, düzenlenmiş ise hukuka uygun olup olmadığı değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere kararın, dava konusu hacizlerin değinilen ödeme emirleri dışındaki ödeme emirleri yönünden kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, dava konusu hacizlerin … tarih ve … ila … takip numaralı ödeme emirleri yönünden kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Temyiz isteminin kısmen kabulüne,
4. Kararın; dava konusu hacizlerin … tarih ve … ila … takip numaralı ödeme emirleri dışındaki ödeme emirleri yönünden kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
5. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
6. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
7. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi