Danıştay Kararı 3. Daire 2018/1860 E. 2020/4255 K. 27.10.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2018/1860 E.  ,  2020/4255 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/1860
Karar No : 2020/4255

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …-Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…,K: … sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının bir kısım alımlarını gerçeği yansıtmayan faturalarla belgelendirmesi nedeniyle sözü edilen faturalara konu indirimleri reddedilmek suretiyle yeniden oluşturulan beyan tablosuna göre 2011 yılının Temmuz, Ağustos ve Kasım dönemleri için adına re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının faturalarını kayıtlarına aldığı … (… Ticaret) ve … (… İnşaat) hakkındaki vergi tekniği raporlarında yer alan tespitler, düzenledikleri faturaların gerçek bir emtia teslimine dayanmadığını kanıtlayıcı mahiyette olduğundan yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık görülmediği, dava konusu tarhiyatın dayanağı vergi inceleme raporunda, düzeltilmiş katma değer vergisi beyan tablosunun incelenmesinden; 2011 yılının Ocak dönemine önceki dönemden devreden indirilecek katma değer vergisi bulunmadığı halde, davacının beyanı doğrultusunda 52.722,16-TL olarak belirlendiği ancak davacı lehine olan bu durumun aleyhe hüküm kurma yasağı nedeniyle dikkate alınmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tarhiyatın dayanağı vergi inceleme raporunun somut tespitler içermediği, vergi inceleme raporunun dayanağı olan vergi tekniği raporları tarafına tebliğ edilmediğinden savunma hakkının kısıtlandığı, vergi ziyaı cezası kesilirken fiili tespit yapılmadığı, tutulan defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hilesi yapılmadığı gibi, defter, kayıt ve belgelerin muhteviyatı itibariyle yanıltıcı şekilde de düzenlenmediği, faaliyette bulunduğu süre boyunca elektrik malzemeleri toptan ticareti faaliyeti ile iştigal ettiği ve faaliyetini sona erdirdiği 06/08/2014 tarihine kadar yasal yükümlülüklerini yerine getirdiği, sahte fatura komisyonculuğu faaliyetinde bulunmadığı, yapılan tarhiyatın eksik inceleme ve araştırmaya dayandığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı hakkında düzenlenen rapor uyarınca yapılan tarhiyatın hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca “nispi” harç alınmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 27/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY:
Dairemizin 27/10/2020 tarih ve E:2019/2660, K:2020/4254, sayılı kararının “Karşı Oy” unda belirtilen hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesinin kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire Kararı’na katılmıyorum.

(XX)-KARŞI OY :
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 23. maddesinde, Danıştayın temyiz mercii olarak görevinin, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların denetimini yapmakla sınırlı olduğu kurala bağlanmıştır.
İdari işlemlerin yargısal denetiminin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olması karşısında bu denetimin maddi olayı da kapsadığının kabulü gerekir. Şöyle ki idari davaya konu işlemler, dayandığı, düzenlediği olaydan soyutlanmış olarak yargılamaya konu edilemez. Birçok idari uyuşmazlıkta maddi olanla hukuki olan arasında bir ayrım yapmak mümkün olmayabilir.
İdari davalarda inceleme konusu olan hukuki işlem niteliğindeki bir idari işlemdir. Hukuki işlemin incelenmesi, işlemin dayanağı durumunda bulunan maddi olaydan bağımsız bir inceleme değildir.
Adli yargıda maddi olay incelemesi yapılırken nasıl ki olayın subuta erip ermediği incelenerek bir sonuca ulaşılıyor ise idari yargıda da idarelerce tesis edilen işlemlerin dayanağını teşkil eden maddi olayın irdelenerek sonuca ulaşılması esastır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde, sahte belge “gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge” olarak tanımlanmaktadır.
Davacının bir kısım emtia alımlarını sahte faturayla belgelendirdiği yolunda tespitler içeren vergi inceleme raporuna istinaden yapılan tarhiyatların kaldırılması istemiyle açılan davayı sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen temyiz istemi hakkında, faturaların temin edildiği mükellefler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.