Danıştay Kararı 3. Daire 2018/1172 E. 2022/296 K. 01.02.2022 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2018/1172 E.  ,  2022/296 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/1172
Karar No : 2022/296

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) … Petrol Otomotiv Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …
2- (DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiği ve madeni yağ imalatında ithal edilen baz yağlara ilişkin olarak özel tüketim vergisi ödemediği halde maliyet unsuru olarak dikkate aldığından bahisle söz konusu sahte faturalar tutarının ve özel tüketim vergisinin maliyet kayıtlarından çıkartılması suretiyle adına Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül ve Ekim-Aralık 2011 dönemleri için aranmayan geçici vergi üzerinden tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir ve üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu vergi ziyaı cezasının üzerinden hesaplandığı geçici verginin matrahı yönünden bağlı olduğu kurumlar vergisi tarhiyatına karşı açılan davada, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, tarhiyatın sahte fatura kullanılmasından kaynaklanan bölümü ile vergi ziyaı cezasının tekerrüre isabet eden kısmının kaldırıldığı, özel tüketim vergisinden kaynaklanan kısmı yönünden ise davanın reddedildiği gerekçesiyle bir kat vergi ziyaı cezası yönünden dava reddedilmiş, üç kat vergi ziyaı cezası ile vergi ziyaı cezasının tekerrüre isabet eden kısmı ise kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, aynı nedenle 2010 yılı için yapılan tarhiyatın …Vergi Mahkemesince kaldırıldığı, varsayıma dayalı olarak vergilendirmeye gidildiği, gerçek mahiyetin araştırılmadığı, zira üretim sürecinde salt baz yağ kullanılmadığı, katkı maddeleri ile baz yağın belirli oranlarda harmanlanması suretiyle imalat yapıldığı, uyuşmazlık konusu dönemlerde üretimde kullanılan katkı maddeleri için özel tüketim vergisi ödenmediği, imalatta kullanılan baz yağ ile katkı maddeleri oranı dikkate alınmak suretiyle gerçekleştirilen hesaplamada ulaşılan tutar, özel tüketim vergisi ve diğer tüm giderlere ilişkin tutarların toplamından oluşan ortalama satış maliyetininin inceleme elemanınca saptanan tutar kadar olduğu, incelemeye ibraz edilen, üretimde kullanılan katıklara ilişkin faturalar, Yeminli Mali Müşavirlik Üretim Tasdik Raporları, fiili sarfiyat raporları dikkate alınmaksızın tarhiyat önerildiği, ödedikleri vergiler araştırılmaksızın karar verildiği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu ile bir kısım alımlarını sahte faturalarla belgelendirdiği ve imalatın bünyesine giren hammaddeler için özel tüketim vergisi ödemediği hususlarının somut bir şekilde ortaya konulduğu, davacı tarafından sahte fatura tutarları ile özel tüketim vergisi maliyet kayıtlarında muhasebeleştirilerek kurum kazancının azaltıldığı, ilk fiil için kesilen vergi ziyaı cezasının kesinleşme tarihinden sonraki bir tarihte vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren bir fiilin oluşması durumunda ikinci fiile uygulanacak cezada tekerrür hükmünün esas alınması gerektiği, dava konusu tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI :
Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
Davacı tarafından, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…’IN DÜŞÜNCESİ :Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 01/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)- KARŞI OY:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20. maddesinin 1. bendinde Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları kurala bağlanarak idari yargılama usulünde re’sen araştırma ilkesi benimsenmiştir. Bu ilke uyarınca idari yargı yerleri, uyuşmazlık konusu olayı hukuki çözüme kavuşturma açısından her türlü inceleme ve araştırmayı yapma, iddia ve savunmalarda ortaya konulan hususlara ilişkin bilgi ve belgeleri isteme ve inceleme yetkisine sahiptir.
Davacının vergilendirme dönemindeki gider kayıtlarının, … Madeni Yağlar ve Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından düzenlenip gerçek bir emtia teslimine ilişkin olmadığı iddia olunan faturalar nedeniyle tartışmalı olduğu ve söz konusu şirket hakkında bir takım olumsuz tespitler bulunduğu hususunun Vergi Mahkemesince de kabul edildiği uyuşmazlıkta, dönem kazancının bu faturalar ile aşındırılıp aşındırılmadığı, tarh matrahına alınan fatura tutarlarının işletmenin gerçek maliyetlerinden kabul edilip edilemeyeceğinin saptanabilmesi için davacının faaliyeti nedeniyle bu faturalar dışında alışları bulunup bulunmadığı da dikkate alınarak, faaliyet gösterilen sektördeki mesleki kuruluşlardan edinilecek brüt karlılık oranı araştırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere Vergi Dava Dairesi kararının değinilen hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyuyla Karara katılmıyorum.