Danıştay Kararı 3. Daire 2018/1169 E. 2022/563 K. 10.02.2022 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2018/1169 E.  ,  2022/563 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/1169
Karar No : 2022/563

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Endüstri ve Petrol Kimya Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2010, 2011 ve 2015 yıllarının muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve özel usulsüzlük cezasından oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacaklarına ilişkin ihbarnamelerin davacının bilinen adresi olan “… Karayolu Üzeri, … Mevkii, …/…” adresine tebliğe çıkarıldığı, mahalle muhtarına imzalatılmak suretiyle düzenlenen 13/11/2015 tarihli adres tespit tutanağında “mükellefin faaliyetinin tespit edilemediği, yetkili herhangi bir şahsa ulaşılamadığı” notunun yer aldığı, tebligatın daha sonra şirket müdürü …’un ikametgah adresi olan “… Köyü, …, …” adresine gönderildiği, tebliğ zarfının üzerinde yer alan “iade, taşındı” notu ile tebligatın iade olması üzerine ilanen tebliğ yoluna gidildiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesinin son fıkrasında belirtildiği üzere; tebligatın adreste bulunamama nedeniyle yapılamaması halinde adreste bulunamama halinin, komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyetin taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vaz edilmek ve hazır bulunanlara da imzalattırılmak suretiyle tespit edilmesi, tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra ikinci defa çıkarılacak tebliğ evrakı da aynı sebeple tebliğ edilemeyerek iade olursa, bu takdirde tebliğin ilan yolu ile yapılması gerektiği, dava konusu ödeme emrinin dayanağı ihbarnamelerin davacı şirketin bilinen adresinde tebliğ edilemediği hususunun 213 sayılı Kanun’un 102. maddesi uyarınca somut olarak ortaya konulamadığından ve usulüne uygun olarak kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden, söz konusu kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı şirketin bilinen adresinde yapılan yoklamalarda 2013 yılı sonu itibarıyla faaliyette olmadığının tespit edildiği, 213 sayılı Kanun’un 102. maddesi hükmüne göre, muhatap adresini değiştirdiği için bilinen adreste tebligat yapılamadığı durumda aynı adrese yeniden tebliğ yapılmasına gerek bulunmadığı, ilk tebligatta adreste bulunmadığı tespit edilen muhataba ikinci tebligatta ulaşma imkanının olmadığı, dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezaların dayanağı olan ihbarnamelerin iş yeri adresinde tebliğine çalışıldığı, tebligatın davacının adreste tanınmaması nedeniyle yapılamadığı, bilinen tüm adreslerde tebliğ yapılamaması üzerine ilanen tebliğ yoluna başvurulduğu, usulüne uygun olarak yapılan tebliği ile kesinleşen kamu alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…’NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına salınan vergi ve kesilen cezalara ait ihbarnamelerin bilinen adresi olan “… Karayolu Üzeri, … Mevkii, …/…” adresine tebliğe çıkarıldığı, “mükellefin faaliyetinin tespit edilemediği, yetkili herhangi bir şahsa ulaşılamadığı” ibaresinin yer aldığı yoklama memuru ve mahalle muhtarınca imzalanan 13/11/2015 tarihli adres tespit tutanağına istinaden ilanen tebliğ edilen vergi ve cezaların tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93. maddesinde, takakkuk fişinden gayri, vergilendirmeyle ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edileceği, 94. maddesinde, tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenlere veya temsilcilere yapılacağı, tüzel kişilerin mütaadit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının kafi olduğu, tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılacağı, 102. maddesinde, tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhatabına verileceği ve keyfiyetin muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, bu işlemlerin komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyetin taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz’edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tespit olunacağı, 103. maddesinde muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilanen yapılacağı, 104. maddesinde ilanın ne şekilde yapılacağı kurala bağlanmış olup 101. maddesinde ise bilinen adresler sayılmak suretiyle gösterilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının bilinen adresinde tebliğ imkansızlığının adres tespit tutanağı ile usulüne uygun olarak saptandığı olayda ilanen tebliğ koşullarının gerçekleştiği sonucuna varıldığından, yazılı gerekçeyle verilen vergi mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının, ilanen tebliğin 213 sayılı Kanun’un 104. maddesine uygun olarak yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa davanın 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesi kapsamında incelenerek ulaşılacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.