Danıştay Kararı 3. Daire 2016/15640 E. 2020/4520 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2016/15640 E.  ,  2020/4520 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/15640
Karar No : 2020/4520

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/ …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrokimya Ürünleri Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, kod listesine alınmasına dair işlemin yürütülmesinin durdurulmasına yönelik yargı kararı uyarınca 2015 yılının Mayıs ila Temmuz ve Ekim dönemlerine ait mahsup ve iade işlemlerinin genel esaslara göre yapılması istemiyle yapılan başvurunun reddi yolunda tesis edilen … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile yargı kararının uygulanmaması nedeniyle 250.000 TL manevi tazminatın ödenmesine hükmedilmesi istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Mahkemelerinin … tarih ve E: … sayılı kararıyla davacının özel esaslara alınmasına ilişkin işlemin yürütülmesinin durdurulduğu, dolayısıyla genel esaslara göre işlem tesis edilmesi gerektiği ve idarenin mahkeme kararlarını geciktirmeksizin yerine getirmelerinin Anayasal zorunluluk olması nedeniyle, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, özel esaslar nedeniyle yapılmayan mahsupların bu karar uyarınca yerine getirilmesine yönelik başvurunun Mahkeme kararını etkisiz kılacak şekilde yerine getirilmediği ve böylece yargı kararının geç uygulanması suretiyle ağır hizmet kusuru işlendiği ve davacı şirketin tekrar dava açmasına sebebiyet verildiğinden manevi zarara karşılık 10.000,00 TL tazminatın davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş, manevi tazminatın talebinin 10.000 TL’ye isabet eden kısmı kabul edilmiş, fazlaya ilişkin kısmı yönünden ise dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı şirketin hem sahte fatura kullanma hem de sahte fatura düzenleme fiilleri nedeniyle kod listesine alındığı, ancak Mahkemece kullanma fiili nedeniyle özel esaslardan çıkarılmasına ilişkin karar verildiği, söz konusu yargı kararının uygulandığı, işlemden dolayı davacının zarar görmesi söz konusu olmadığı gibi tazminat ödenmesini gerektirecek kusur da bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davanın, davacı şirket tarafından, sahte fatura kullanması nedeniyle kod listesine alınmasına dair işlemin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin yargı kararı uyarınca mahsup ve iade işlemlerinin genel esaslara göre yapılması istemiyle yapılan başvurunun reddine yönelik … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile yargı kararının uygulanmaması nedeniyle 250.000 TL manevi tazminatın ödenmesi istemiyle açıldığı, davacı hakkında iade alacağının doğduğu dönemle ilgili olarak sahte fatura düzenlediği yönünde vergi tekniği raporu tanzim edildiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
26/04/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin IV-E Özel Esaslar başlıklı bölümünde; haklarında, düzenledikleri veya kullandıkları belgelerin gerçek duruma aykırı olduğuna ilişkin delil ve karineleri içeren rapor veya tespit bulunan mükelleflerin iade taleplerinin yerine getirilmesi bakımından özel esaslara tabi olduğu, buna göre; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (153/A) maddesi kapsamına giren mükellefler, sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiiline iştirak eden mükellefler de dâhil olmak üzere sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme ya da kullanma konusunda haklarında “olumsuz rapor” veya “olumsuz tespit” bulunan mükellefler, sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme konusunda haklarında “olumsuz rapor” bulunan mükelleflerin raporun ait olduğu dönemdeki ortakları, kanuni temsilcileri, bunların kurdukları veya ortak oldukları mükellefler ile kanuni temsilcisi oldukları mükellefler, haklarında beyanname vermeme, defter ve belge ibraz etmeme ve adresinde bulunamama konusunda tespit bulunan mükellefler, haklarında katma değer vergisi yönünden ihtiyati tahakkuk veya ihtiyati haciz uygulanan mükellefler, haklarında “olumsuz rapor” veya “olumsuz tespit” bulunan mükelleflerin iade taleplerinin bulunmaması; bunlardan doğrudan mal ve/veya hizmet alan mükellefler ile bu kapsamdaki mükelleflerden haklarında “sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme olumsuz raporu” veya “sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme olumsuz tespiti” bulunanların raporun ait olduğu dönemdeki ortakları, kanuni temsilcileri, bunların kurdukları veya ortak oldukları mükellefler ile kanuni temsilcisi oldukları mükelleflerin iade taleplerinde özel esaslar uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği, bunların dışında “özel esaslara tabi mükellefler” ile kendileri hakkında herhangi bir olumsuzluk bulunmasa dahi bunlardan mal ve/veya hizmet satın alanların iade taleplerinde özel esasların uygulanacağı düzenlenmiştir.
Anayasası’nın 125. maddesinde, idarelerin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü oldukları hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Vergi Mahkemesince, dava konusu işlemin iptaline dayanak alınan … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … sayılı kararının, sadece sahte fatura kullanma nedeniyle kod listesine alınma işlemine ilişkin olduğu, söz konusu karar üzerine davacının bu fiil nedeniyle özel esaslardan çıkarıldığı ancak davacı hakkında iade alacağının doğduğu dönemle ilgili olarak sahte fatura düzenlediği yönünde vergi tekniği raporu tanzim edildiği dikkate alındığında, söz konusu rapor incelenmek suretiyle yukarıda sözü edilen tebliğ uyarınca sahte fatura düzenleme fiiline yönelik olarak özel esaslara tabi tutulmasının hukuka uygunluğu değerlendirilerek yeniden karar verilmek üzere yazılı gerekçeyle işlemin iptaline dair hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, sözü edilen yürütmenin durdurulması kararı üzerine davalı idarece davacının sahte fatura kullanma yönünden özel esaslardan çıkarıldığı olayda ortada uygulanmayan ya da geç uygulanan bir yargı kararı bulunmadığı dolayısıyla manevi zarar oluşmadığı açık olduğundan, manevi tazminat isteminin 10.000 TL’lik kısmının kabulü yolundaki hüküm fıkrasında da hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının; işlemin iptaline ve manevi tazminat isteminin 10.000 TL’ye isabet eden kısmının kabulüne ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.