Danıştay Kararı 3. Daire 2011/418 E. 2013/89 K. 24.01.2013 T.

3. Daire         2011/418 E.  ,  2013/89 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2011/418
Karar No : 2013/89

Temyiz Eden : Süleyman Nazif Vergi Dairesi Müdürlüğü-DİYARBAKIR
Karşı Taraf :
Vekili :
İstemin Özeti : Davacı şirketin Nisan 2004 dönemine ilişkin vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisi borcunun tahsili amacıyla adına düzenlenen 30.10.2008 gün ve 21 takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır. Danıştay bozma kararı uyarınca verilen … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 94’üncü maddesinin ikinci fıkrasında , tüzel kişilerde tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine yapılacağı, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya iş yerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılacağının hükme bağlandığı, söz konusu yasal düzenleme uyarınca, memur ya da müstahdemlerden birine tebliğin yapılabilmesi için öncelikle muhatabın işyerinde bulunamamış olması ve bu hususun tebliğ tutanağına kaydedilmesi gerektiği, dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezaya ilişkin olarak düzenlenen ihbarnamenin 1.4.2008 tarihinde memur eliyle şirkette işçi olarak çalışan … imzasına tebliğ edildiği, ancak tebliğ alındısında, tebliğin yapılacağı sırada şirketin muhatabının iş yerinde bulunmadığına ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği dikkate alındığında, tebligatın usulüne uygun gerçekleştirildiğinden ve kamu alacağının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir. Davalı İdare, bozma kararında yer alan esaslar doğrultusunda inceleme yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmüştür.
Savcı : …
Düşüncesi : Mahkeme kararlarının temyiz incelemesi sonucu bozulması halinde, yeniden verilecek kararlara karşı yapılacak temyiz başvurularının bozma esaslarına uyulup uyulmadığı yönünden incelenmesi mümkün olup, temyize konu Mahkeme kararının Danıştay bozma kararında öngörülen esaslara göre verildiği anlaşılmıştır.
Bu nedenle, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı şirketin Nisan 2004 dönemine ilişkin vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisi borcunun tahsili amacıyla adına düzenlenen 30.10.2008 gün ve 21 takip numaralı ödeme emrini iptal eden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 3’üncü fıkrasında, vergi mahkemesi kararının, Danıştay tarafından, maddede belirlenen nedenlerden bozulması halinde, dosyanın Danıştayca kararı veren mahkemeye gönderileceği; mahkemenin dosyayı diğer öncelikli işlere nazaran daha öncelikle inceleyeceği ve varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak yeniden karar vereceği; 4’üncü fıkrasında ise, mahkemenin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği hükümleri yer almıştır.
Sözü edilen yasal düzenleme karşısında, ilk derece mahkemesi kararlarının, Danıştayca, uyuşmazlığın çözümü de gösterilerek verilen ve kesinleşen bozma kararları üzerine, ilk derece mahkemelerinin, bozma kararında yazılı esaslara uygun olarak karar vermeleri ya da ilk kararlarında ısrar etmeleri dışında başkaca bir karar vermeleri olanaklı değildir.
Danıştay Üçüncü Dairesinin 23.6.2010 gün ve E:2010/1123, K:2010/2250 sayılı bozma kararıyla; tebliğ alındısında, tebliğin yapılacağı sırada şirketin muhatabının iş yerinde bulunmadığına ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği dikkate alındığında, davacı şirkete yapılan tebliğin usulüne uygun gerçekleştirildiğinden söz edilemeyeceği gibi tebliği alan Eyüp Özdemir’in davacı şirketin çalışanı olup olmadığı da araştırılmaksızın karar verilmesi nedeniyle amme alacağının kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle aksi yönde verilen Vergi Mahkemesi kararı bozulmuştur
Vergi mahkemesince ilk kararda ısrar edilmediği ve bozma kararına uyulduğu belirtilmesine karşın, … isimli şahsın şirket çalışanı olup olmadığı hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, sadece, tebliğin yapılacağı sırada şirketin muhatabının iş yerinde bulunmadığına ilişkin olarak tebliğ alındısında herhangi bir açıklamaya yer verilmediği, dolayısıyla tebligatın usulüne uygun gerçekleştirildiğinin ve kamu alacağının kesinleştiğinin kabul edilemeyeceği belirtilmek suretiyle hükme varıldığı anlaşıldığından kararın bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 24.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.