Danıştay Kararı 3. Daire 2010/6979 E. 2012/667 K. 13.03.2012 T.

3. Daire         2010/6979 E.  ,  2012/667 K.
DAVACININ KİRACI OLARAK BULUNDUĞU TAŞINMAZA ÖDENEN KİRA BEDELLERİ ÜZERİNDEN TEVKİFAT YAPMADIĞINDAN BAHİSLE TAKDİR KOMİSYONU KARARINA DAYANILARAK 2000 YILI İÇİN ADINA RE’SEN SALINAN VERGİ ZİYAI CEZALI GELİR (STOPAJ) VERGİSİNE KARŞI AÇILAN DAVAYI REDDEDEN SAMSUN VERGİ MAHKEMESİNİN 9.4.2009 GÜN VE E:2008/533, K:2009/397 SAYILI KARARINA KARŞI YAPILAN İTİRAZI 2820 SAYILI SİYASİ PARTİLER KANUNU İLE 193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNUNDA, DAVACININ GELİR (STOPAJ) VERGİSİNİN SORUMLUSU OLDUĞU YOLUNDA HÜKÜM BULUNMADIĞI GEREKÇESİYLE KABUL EDEN SAMSUN BÖLGE İDARE MAHKEMESİNİN 20.10.2009 GÜN VE E:2009/726, K:2009/718 SAYILI KARARININ; TARHİYATA İLİŞKİN İHBARNAMELERİN 21.12.2005 VE 11.2.2006 TARİHLERİNDE DAVACININ BİLİNEN ADRESİNDE, YÖNETİM KURULU ÜYESİ OLDUĞU BELİRLENEN NAHİT ÖZDEMİR’E TEBLİĞ EDİLDİĞİ, İHBARNAMELERE KARŞI DAVA AÇILMADIĞI ANCAK, PARTİ TEMSİLCİSİ TARAFINDAN İDAREYE VERİLEN DİLEKÇE İLE BİR KISIM VERGİ BORCUNUN BULUNDUĞUNU BİLDİREN 15.4.2008 TARİHLİ YAZININ AYNI GÜN TEBLİĞİ ÜZERİNE DAVA AÇILDIĞI, İHBARNAMELERİN TEBLİĞİNİN USULÜNE UYGUN OLUP OLMADIĞININ, DOLAYISIYLA DAVANIN SÜRESİNDE AÇILIP AÇILMADIĞININ TESPİTİ AÇISINDAN MAHKEMECE VERİLEN ARA KARARI İLE SAMSUN İLÇE SEÇİM KURULU BAŞKANLIĞINDAN 2005-2006 YILLARINDA NAHİT ÖZDEMİR’İN DAVACININ YETKİLİSİ OLUP OLMADIĞININ SORULMASI ÜZERİNE GÖNDERİLEN CEVAPTA, SEÇİM EVRAKININ YASAL SAKLAMA SÜRESİNİN 2 YIL OLDUĞU VE BU SÜRENİN DOLMASINDAN SONRA İMHA EDİLMEK ÜZERE DEVLET ARŞİVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE GÖNDERİLDİĞİ BELİRTİLDİĞİNDEN, BU ARAŞTIRMANIN DIŞINDA SÖZÜ EDİLEN ŞAHSIN TEBLİGATI ALMAYA YETKİLİ OLUP OLMADIĞININ GEREK VERGİ MAHKEMESİNCE GEREK BÖLGE İDARE MAHKEMESİNCE ARAŞTIRILMADIĞINDAN VERGİLENDİRMENİN ÖĞRENME TARİHİNİN 15.4.2008 OLDUĞU KABUL EDİLMEK SURETİYLE DAVANIN SÜRESİNDE AÇILIP AÇILMADIĞININ ANLAŞILAMADIĞI, DAVA KONUSU VERGİNİN, DOĞDUĞU YILI TAKİP EDEN 2001 YILINDAN BAŞLAYARAK 5 YIL İÇİNDE YANİ 2005 YILININ SONUNA KADAR MÜKELLEFE TEBLİĞ EDİLMESİ ZORUNLU BULUNDUĞUNDAN, 21.12.2005 VE 11.2.2006 TARİHLERİNDE NAHİT ÖZDEMİR’E YAPILAN TEBLİĞİN USULÜNE UYGUN OLMADIĞI VE BORCUN BULUNDUĞUNUN 15.4.2008 GÜNLÜ YAZI İLE ÖĞRENİLDİĞİNİN KABULÜ HALİNDE, 2000 YILI VERGİ BORCUNUN DOĞDUĞU YILI TAKİP EDEN BEŞ YIL İÇİNDE TEBLİĞ EDİLMEYEN VERGİ BORÇLARI ZAMANAŞIMINA UĞRADIĞINDAN BU HUSUS DİKKATE ALINMAKSIZIN KARAR VERİLMESİNDE BU YÖNDEN DE HUKUKA UYGUNLUK GÖRÜLMEDİĞİ, DERNEK NİTELİĞİNDE OLAN SİYASİ PARTİLERİN 193 SAYILI YASANIN 94’ÜNCÜ MADDESİNDE YAR ALAN ÖDEMELERDEN TEVKİFAT YAPMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ BULUNDUĞUNUN AÇIK OLMASI KARŞISINDA TARHİYATIN KALDIRILMASI YOLUNDAKİ KARARIN HUKUKA AYKIRI DÜŞTÜĞÜ İLERİ SÜRÜLEREK DANIŞTAY BAŞSAVCISI TARAFINDAN KANUN YARARINA BOZULMASI İSTENMİŞTİR.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen Samsun Bölge İdare Mahkemesinin 20.10.2009 gün ve E:2009/726, K:2009/718 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi Berent Araslı’nın açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesinde, Bölge İdare Mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştay’ca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği kurala bağlanmıştır.

Yasada, kanun yararına bozma sebepleri, temyiz sebepleri kadar geniş bir şekilde düzenlenmediği gibi kanun yararına temyiz edilebilecek kararlar da sınırlı olarak sayılmıştır. Temyiz sebepleri arasında yer alan “hukuka aykırılık” kanun yararına bozmada tek sebep kabul edilmiş olup, usul ve esas hükümlerine uyulmamış olmasının kanun yararına bozma nedeni oluşturabilmesi için yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucun karar haline gelmiş olması gereklidir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7’nci maddesinde, dava açma süresinin, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu ve vergi uyuşmazlıklarında tebliğ yapılan hallerde, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren dava açma süresinin başlayacağı düzenlenmiş, 14’üncü maddenin 6’ncı fıkrasında da maddede belirtilen hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15’inci madde hükmünün uygulanacağı belirtilmiştir.

İdari işlemlerin, dolayısıyla idarenin yargısal yoldan hukuka uygunluğunun denetimi, bu süre içinde dava açılmış olması koşuluna bağlanmış ve idari yargılama hukukunda dava açma sürelerinin kamu düzeniyle ilgili olması ve hak düşürücü süre niteliği taşıması nedeniyle davada ileri sürülmeseler dahi mahkemeler tarafından davanın her aşamasında, re’sen dikkate alınacakları kabul edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisine ilişkin ihbarnamelerin 21.12.2005 ve 11.2.2006 tarihlerinde davacının bilinen adresinde partinin il başkanı olduğu belirtilen Nahit Özdemir isimli şahsa tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının dolayısıyla davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti için mahkemece verilen ara kararı ile Samsun İlçe Seçim Kurulu Başkanlığından 2005-2006 yıllarında anılan şahsın davacı siyasi partinin yetkilisi olup olmadığının sorulması üzerine gönderilen cevapta seçim evrakının saklama süresinin dolmasından sonra imha edilmek üzere Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’ne gönderildiğinin belirtilmesine karşın ne vergi mahkemesince ne de bölge idare mahkemesince başka bir araştırmaya gerek görülmeksizin davalı idarenin davanın süresinde açılmadığı yolundaki iddia karşılanmadığı gibi; ispat yükü kendisine düşen davacının da bu şahsın partilerinin yetkilisi olmadığını kanıtlayamadığının anlaşılması karşısında, 15.5.2008 gününde açılan davanın süresinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle davanın süre aşımı yönünden reddi gerekirken esasının incelenmesi suretiyle verilen karar hukuka aykırı bulunmuştur.

Açıklanan nedenlerle, Samsun Bölge İdare Mahkemesinin 20.10.2009 gün ve E:2009/726, K:2009/718 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına, 13.3.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.