3. Daire 2010/4757 E. , 2012/1302 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2010/5394
Karar No : 2012/2046
Temyiz Eden : Fethiye Vergi Dairesi Müdürlüğü-Fethiye/MUĞLA
Karşı Taraf : …
Vekilleri : …
İstemin Özeti : Zarar beyanı nedeniyle vergilendirilecek kazancının bulunmadığı Ocak-Mart 2009 dönemine ait geçici vergi beyannamesini, önceki yıllardan devrolan yatırım indirimi tutarının 2009 yılı kazancından indirilebileceği ihtirazi kaydıyla veren davacı şirketin ihtirazi kaydı kabul edilmeyerek adına düzenlenen tahakkuk fişini; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa 5479 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 69’uncu maddede yer alan, bu madde kapsamındaki yükümlülerin 31.12.2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplayacakları yatırım indirimi tutarlarını sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait kazançlarından indirebilecekleri kuralının Anayasa Mahkemesinin 15.10.2009 gün ve E:2006/95, K:2009/144 sayılı kararıyla iptal edildiği ve söz konusu iptal kararının görülmekte olan davaların çözümünü etkileyeceğinden, davacının Geçici 69’uncu madde kapsamındaki yatırım indirimi tutarını uyuşmazlığa konu dönemde indirim konusu yapabileceği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, uyuşmazlığın ilgili olduğu dönemde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
İdari davaya konu edilebilen işlemler, hukuksal sonuç doğuran ve bu nedenle ilgilinin hukuksal durumunu etkileyen kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikteki idari işlemlerdir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasının (d) işaretli bendinde, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlemin olup olmadığı hususunun ilk inceleme sırasında araştırılacağı, 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) işaretli bendinde ise ortada idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmaması halinde davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 378’inci maddesinin ikinci fıkrasındaki hükmün istisnası niteliğinde olan ihtirazi kayıtla beyan müessesesi, yükümlülere beyan ettikleri matrahlara ve bu matrah üzerinden tahakkuk ettirilen vergilere karşı dava açma olanağı tanımakla birlikte, ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine yapılan tahakkukun idari davaya konu olabilmesi için ihtirazi kaydın, davacının hukukunu doğrudan etkileyecek bir sonuç yaratmaya yönelik olması gerekmektedir.
Davacı şirketin ihtirazi kayıtla verdiği Ocak-Mart 2009 dönemine ait geçici vergi beyannamesinde 499.436,44 TL dönem zararı beyan edilmiş ve düzenlenen tahakkuk fişinde geçici vergi tahakkuk etmemiştir. Sonraki dönemlerde kullanılması muhtemel yatırım indirimi hakkının korunmasına yönelik olarak açılan dava, uyuşmazlığın esası incelenerek sonuçlandırılmıştır.
Yatırım indirimi, kurum kazancının varlığı halinde uygulanabilecek nitelikte ve kazancın yetersiz olması nedeniyle dikkate alınamadığında, izleyen dönemlerde Devlet İstatistik Enstitüsü Toptan Eşya Fiyatları Genel Endeksinde meydana gelen artış oranında artırılarak indirim konusu yapılabilecek bir istisna olup, uyuşmazlığa konu dönemde zarar beyanı nedeniyle yatırım indirimi hakkı bulunsa dahi indirim tutarını düşebileceği kazancı bulunmayan davacının, gerek yatırım indirimi hakkının 2006-2007 ve 2008 yıllarıyla sınırlandırılmaması için koyduğu ihtirazi kayıt, gerek dava dilekçesindeki yatırım indirimi hakkının kullandırılmamasına devam edilmesi halinde tahakkuk edecek verginin tahsil işlemlerinin durdurulması yolundaki nihai talebi ile bu davada elde edebileceği hukuki bir sonuç bulunmamaktadır. Yatırım indirimi istisnasından 2008 yılını izleyen yıllarda da yararlanılabilmesi gerektiği yolundaki iddianın, uyuşmazlık dönemini izleyen ve kazancın yeterli olduğu geçici vergi veya kurumlar vergisi beyan dönemlerinde ihtirazi kayıtla verilecek beyanname üzerine açılacak davada incelenebileceği açıktır.
Bu durumda, kazanç yetersizliği nedeniyle yatırım indirimi tutarının indirime konu edilebilmesi fiilen mümkün olmayan geçici vergi beyannamesi üzerinden yapılan tahakkuk idari davaya konu edilebilecek nitelikte kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığından, vergi mahkemesince davanın esası incelenerek karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 23.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.