Danıştay Kararı 3. Daire 2009/840 E. 2011/5220 K. 27.09.2011 T.

3. Daire         2009/840 E.  ,  2011/5220 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2009/840
Karar No : 2011/5220

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Şahinbey Vergi Dairesi Müdürlüğü-GAZİANTEP
İstemin Özeti : Davacının … Bank Kıyı Bankacılığı (Off-Shore) hesabından elde ettiği faiz gelirini kayıt ve beyan dışı bırakması nedeniyle 2002 yılı için adına salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve fon payının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı; ödeme emrine konu edilen kamu alacağına yönelik olarak düzenlenen ihbarnameye karşı dava açılmadığından amme alacağının kesinleştiği, davacı tarafından öne sürülen faiz gelirinin tahsil edilmediği yönündeki iddianın ödeme emri aşamasında dikkate alınamayacağı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; Alman vatandaşı olduğu ve yurtdışında elde edilen gelirin Türkiyede vergilendirilemeyeceği gibi tahsil edilmeyen off-shore gelirinden vergi alınamayacağı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
5667 sayılı Kanunun geçici 1’inci maddesin 2’nci fıkrasının olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla; Bankalar Kanunu hükümlerine dayanılarak yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna intikal eden ve/veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme yetki ve izinleri kaldırılan bankalarda off-shore hesabı açtırmış olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının elde ettikleri menkul sermaye iradı dolayısıyla 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre tahakkuk etmiş olup da bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş olan vergilerle tahakkuk edecek vergilerin, bunlara bağlı ceza ve gecikme faizlerinin ödeme zamanının, off-shore hesabındaki paranın mevduat sahibine ödenmesine kadar erteleneceği, erteleme süresince zamanaşımı süresinin işlemeyeceği ve bu süre boyunca herhangi bir faiz tahakkuk ettirilmemesi halinde gecikme zammı tatbik edilmeyeceği, aynı süreye ilişkin faiz tahakkuk ettirilmesi durumunda ise hesaplanan toplam gecikme zammı tutarının hesaplanan faiz tutarını aşamayacağı kurala bağlanmıştır.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan bu hükümle başvuru koşulu aranmaksızın off-shore hesabından elde edilen faiz üzerinden tahakkuk eden vergi ve cezalar ile ferilerinin ertelenmesi öngörüldüğünden, vergi borcunun ödeme zamanı da off-shore hesabındaki paranın davacıya ödenme tarihine kadar uzayacaktır.
5667 sayılı Yasanın geçici 1’inci maddesinin 2’nci fıkrası 6.6.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5766 sayılı Yasanın 24’üncü maddesi ile değiştirilerek tahsilatın ertelenmesi yükümlülerin başvurusuna bağlanmış ise de; her idari işlemin kurulduğu tarihte yürürlükte olan hukuki kurallara dayanılarak yargılama yapılacağı yolundaki genel hukuk ilkesi karşısında bu Yasa hükmünün, yürürlük tarihinden önce tahakkuk eden vergilerin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin hukuka aykırılığını ortadan kaldırmayacağı açık olduğundan, ödeme emrine karşı açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 27.9.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.