3. Daire 2009/3350 E. , 2011/4930 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2009/3350
Karar No : 2011/4930
Temyiz Edenler : 1-Karşıyaka Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR
2-Küçükköy Belediye Başkanlığı
Vekilleri: …
İstemin Özeti : … Yol İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin vergi borcu nedeniyle davacı adına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 79’uncu maddesi uyarınca düzenlenen haciz bildirisine yapılan itirazın reddine ilişkin işlemi; söz konusu madde uyarınca kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahsın yedi gün içinde itiraz etmesi halinde amme idaresinin, bir yıl içinde genel mahkemelerde dava açmak suretiyle üçüncü şahsın yaptığı itirazın aksini ispat ederek, borçlu bulunduğu tutarın ödenmesine hükmedilmesini isteyebileceği dikkate alındığında, adına düzenlenen haciz bildirisine süresinde itiraz eden davacının bu itirazının aksinin davalı idare tarafından genel mahkemelerde açılacak dava sonucu ispat edilmesi gerekmesine karşın, kanunda öngörülmeyen şekilde itirazın reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; davacı tarafından, mahkeme kararının gerekçesinin düzeltilerek onanması gerektiği, vergi dairesi müdürlüğü tarafından ise dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının, gerekçesinin düzeltilerek onanmasını ve bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemlerin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2’nci maddesinde iptal davaları tanımlanmış, 14’üncü maddesinin 3/d bendinde, dilekçelerin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği, 15’inci maddesinin 1/b bendinde, 14’üncü maddenin 3/d bendinde yazılı halde davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Yasanın 2’nci maddesinde tanımlanan iptal davaları, idarenin tek taraflı irade açıklamasıyla ilgililerin hukuksal durumunda değişiklik yaratan etkili ve yürütülmesi gerekli hukuksal işlemleri konu edinen davalardır. İlgililerin hukuksal durumunda herhangi bir değişiklik yaratmayan işlemlerin, idari makamlar tarafından tesis edilmiş olsa da iptal davasına konu edilmesine olanak bulunmamaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 79’uncu maddesinin 3’üncü fıkrasında, kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahsın; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorunda olduğu, 6’ncı fıkrasında da üçüncü şahsın, haciz bildirisi üzerine yedi gün içinde alacaklı tahsil dairesine itiraz ettiği takdirde, alacaklı amme idaresinin bir yıl içinde, yapılan itirazın aksini genel mahkemelerde açacağı davada ispat ederek, üçüncü şahsın İcra ve İflas Kanununun 338 inci maddesinin birinci fıkrasına göre cezalandırılmasını ve borçlu bulunduğu tutarın ödenmesine hükmedilmesini isteyebileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, … Yol İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin vergi borcu nedeniyle davacı adına 6183 sayılı Kanunun 79’uncu maddesi uyarınca düzenlenen haciz bildirisine yedi gün içinde itiraz edilmesi üzerine, vergi dairesince davacının haciz bildirisi ile talep edilen borçtan sorumlu olduğu, haczin devam ettiği ve gereği yerine getirilmediği takdirde cebren takip ve tahsil hükümlerinin uygulanacağı belirtilerek, itirazın reddine ilişkin işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Sözü edilen düzenlemede öngörüldüğü şekilde vergi dairesince, itirazın aksinin genel mahkemelerde açılacak dava ile ispat edilmesi gerektiği, bunun dışında idare tarafından uygulanabilecek bir usul olmadığı dikkate alındığında, dava konusu işlemin bu aşamada davacının hukuksal durumunu etkilemeyeceği, ancak idarenin ödeme emri düzenlemesi, haciz kararı alması ve uygulaması gibi cebren takip işlemleri yapması halinde davacının hukuksal durumunda değişiklik olacağı açıktır.
Bu durumda ortada idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığından, açılan davanın, 2577 sayılı Yasanın 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendi uyarınca reddi gerekirken, işin esası incelenerek karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 19.9.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.