Danıştay Kararı 3. Daire 2007/2088 E. 2008/4080 K. 18.12.2008 T.

3. Daire         2007/2088 E.  ,  2008/4080 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2007/2088
Karar No: 2008/4080

Temyiz Eden : Vergi Dairesi Müdürlüğü-BANDIRMA
Karşı Taraf :
İstemin Özeti : Vergi borçlusu …’ın banka hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılması için davacının 10.5.2002 gün ve 4848 sayılı kefalet senediyle 15.000 lira vergi borcu ve bu borçtan doğan gecikme zammının tahsil dairesince istenildiği zaman müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla ödemeyi taahhüt etmesine karşın ödemede bulunulmaması nedeniyle teminat olarak gösterdiği gayrimenkule uygulanan haczi; olayda, davacının tek meskenine haciz tatbik edildiği tartışmasız olup, davacının evinin değerinin amme borcundan fazla olmadığı, satılması halinde bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek tutarın kendisine bırakılma olanağı da bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; davacının, uyuşmazlık konusu gayrimenkulünü teminat olarak göstermesi ile idareye söz konusu gayrimenkule haciz uygulanması iznini verdiği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanununun 70.maddesinin 11 numaralı bendinde, borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği ,ancak evin değeri fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılabileceği belirtilmiş olup, borçlunun kendisinin ve ailesinin kullandığı, haline münasip evinin haczedilemeyeceği, evin haline münasip bir yerden daha fazla değere sahip olması durumunda ise maddede düzenlenen koşullar dahilinde haczedilebileceği öngörülmüştür. Bu düzenlemeye göre, borçlunun evinin haline münasip bir yerden daha fazla değere sahip olduğunun alacaklı amme idaresince tespit edilmesi gerekirken idarece, bu yönde yapılmış bir tespit olmaksızın borçlunun evine haciz uygulanmasında yasaya uygunluk bulunmadığından davalı idare temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Bekir Duman’a ait 15.000 lira vergi borcu ve bu borçtan doğan gecikme zammını tahsil dairesince istenildiği zaman ödemeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kabul ve taahhüt eden davacının, teminat olarak gösterdiği gayrimenkule uygulanan haczi kaldıran vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun; amme alacağının cebren tahsilini ve cebren tahsil ve takip esaslarını düzenleyen ikinci kısım birinci bölümünde yer alan 54’üncü maddesinde, ödeme müddetinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil edileceği kurala bağlandıktan sonra, amme borçlusu tahsil dairesine teminat göstermişse, teminatın paraya çevrilmesi ya da kefilin takibi suretiyle cebren tahsilat yapılacağı hükmüne yer verilmiş, 56’ncı madde ile de, karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağının bildirime rağmen ödenmemesi halinde, teminatın bu kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağının tahsili öngörülmüştür. Yasanın 70’inci maddesinde ise haczedilemeyecek mallarla ilgili düzenleme yapılarak 11’inci bent hükmü ile, borçlunun haline münasip evinin, ancak evinin değeri fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilebileceği kurala bağlanmıştır.
… Noterince düzenlenen 10.5.2002 tarih ve 4848 numaralı kefalet senedi ile …’a ait 15.000 lira vergi borcu ve bu borçtan doğan gecikme zammını, müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla ödemeyi taahhüt eden davacının teminat olarak gösterdiği gayrimenkule vergi borçlarının ödenmemesi nedeniyle uygulanan haciz, 6183 sayılı Yasanın 70’inci maddesinin 11’inci bendi kapsamına giren gayrimenkulün haczedilemeyeceği iddiasıyla dava konusu edilmiş ve vergi mahkemesince de değinilen kurala dayanılarak haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak söz konusu taşınmaz, asıl borçlunun, mal bildiriminde gösterdiği veya tahsil dairesince tespit edilen bir taşınmaz olmayıp, aksine kefalet senedine istinaden rızaen teminat olarak gösterilen ve borcun ödenmemesi halinde haczedilebileceği baştan kabul edilen bir taşınmaz olup borçlunun iradesi dışında cebren uygulanan hacze karşı ileri sürülebilecek olan haczedilemezlik iddiası olayda dikkate alınamayacağından, vergi mahkemesince 6183 sayılı Yasanın 70’inci maddesinin 11’inci bendi uyarıncahaczin kaldırılmasına karar verilmesi hukuka uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 18.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.