Danıştay Kararı 3. Daire 2007/1279 E. 2008/3820 K. 02.12.2008 T.

3. Daire         2007/1279 E.  ,  2008/3820 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2007/1279
Karar No: 2008/3820

Temyiz Eden : Efeler Vergi Dairesi Müdürlüğü-AYDIN
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Yönetim kurulu üyesi olduğu … Birlik Gıda Hayvancılık Ambalaj Dayanıklı Tüketim Malları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin vergi borçları nedeniyle davacının banka hesabına uygulanan haczin kaldırılması ve banka hesabından idarece çekilen tutarın yasal faiziyle iadesi istemiyle açılan davada Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca yapılan inceleme sonucu; 6183 sayılı Yasanın 64’üncü maddesinde, haciz işlemlerinin haciz varakalarına dayanılarak uygulanacağı öngörüldüğünden, vergi borçlusu tüzel kişinin mal varlığından tamamen ya da kısmen tahsil edilemeyen kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilcinin mal varlığına haciz uygulanabilmesi için adına usulüne uygun biçimde haciz varakası düzenlenmesinin zorunlu olduğu; bozma kararı uyarınca mahkemelerince verilen ara kararı üzerine idarece gönderilen 4.12.2006 günlü cevabi yazıda şirketin vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenmiş haciz varakası bulunmadığı bildirildiğinden, dayanağı bulunmayan haczin hukuka uygun görülmediği, diğer taraftan hukuk devletinde idarenin hukuka aykırı işlem ve eylemlerinden zarar görenlerin bu zararlarının tazmin edilmesinin “hukuk devleti” ilkesinin gereği olduğu, bu nedenle oluşan zararın karşılanmasını öngören bir yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığı, davacıdan hukuka aykırı olarak vergi tahsil ettiği mahkemelerince verilen kararla hükme bağlanan vergi idaresinin haksız tahsil ettiği vergi nedeniyle davacının uğradığı zararı tazmin etmesi gerektiği gerekçesiyle haciz işlemini iptal ederek, davacının banka hesaplarından çekilen tutarın yasal faiziyle iadesine karar veren … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K…. sayılı kararının; davacının banka hesabına haciz uygulandığının borçlu şirkete bildirildiği tarihte şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu ve hacze karşı süresi içinde dava açmadığı, vergi mahkemesince bu durum dikkate alınmadan karar verildiği, şirket tüzel kişiliğine ait gayrimenkullerin satışından elde edilen gelirin vergi borçlarını karşılamadığı, haczin hukuka uygun olduğu, davacının 213 sayılı Yasanın 112’nci maddesinin 4’üncü bendine göre düzeltme ve iade talebiyle başvuruda bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir,
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar,2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden temyiz isteminin reddi ile Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararına uyularak yapılan inceleme sonucu verilen Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz istemine konu yapılan kararın davacının banka hesaplarına uygulanan haczin iptaline ve tahsil edilen tutarın iadesine ilişkin hüküm fıkrası; dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca Dairemizce de uygun görülmüştür.
Danıştay veya vergi mahkemeleri tarafından yükümlülere iadesine karar verilen vergilere, yükümlü lehine kanuni faiz uygulamasını öngören herhangi bir düzenleme, gerek vergi kanunlarında gerekse 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda yer almamaktadır. 2577 sayılı Yasanın 28’inci maddesinin 6’ncı fıkrasında yer alan; tazminat ve vergi davalarında kararın idareye tebliğinden itibaren infazın gecikmesi sebebiyle idarece kanuni gecikme faizi ödeneceği kuralı, davadan sonraki aşamaya ilişkindir. Borçlar Kanununun 103 ve devamı maddeleriyle Türk Ticaret Kanununda yer alan; geri alma davalarıyla sair alacak davalarında kanuni faize de hükmolunmasını öngören kuralların ise kamu hukuku alanında yer alan ve niteliği itibarıyla bir alacak davası olmayan vergilere uygulanma olanağı yoktur. Herhangi bir yasal dayanağı bulunmaksızın faiz istemini yazılı gerekçeyle sonuçlandıran vergi mahkemesi kararının bu konudaki hüküm fıkrasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kısmen reddi ile … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; haciz işleminin iptaline ve tahsil edilen tutarın iadesine ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına, yasal faiz istemine ait hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin kabulü ile kararın değinilen hüküm fıkrasının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 2.12.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X.K A R Ş I O Y :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar dayandığı hukuki nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının yasal faiz istemine ait hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin değinilen hüküm fıkrası yönünden de reddi gerektiği görüşüyle karara bu yönden katılmıyorum.