Danıştay Kararı 3. Daire 2006/3143 E. 2008/793 K. 12.03.2008 T.

3. Daire         2006/3143 E.  ,  2008/793 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2006/3143
Karar No: 2008/793

Temyiz Eden : Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Yıl içerisinde ödediği ve 1999 takvim yılı kurumlar vergisinden mahsup edemediği geçici vergilerden kaynaklanan iade alacağı, talebi doğrultusunda Ocak-Haziran 2000 dönemine ait beyannamesi üzerinden hesaplanan geçici vergiden mahsup edilerek geçici vergi tahakkukunun iade alacağı tutarında azalmasına sebebiyet veren davacı adına salınan vergi ziyaı cezalı geçici vergiyi; davacının, 1999 takvim yılında ödediği geçici vergilerden kaynaklanan iade alacağı bulunduğunun tartışmasız olduğu, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120’nci maddesinin beşinci bendinde, mahsup edilemeyen geçici vergi tutarının mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edileceği kurala bağlandığından, yıl içinde ödediği ancak kazanç yetersizliği nedeniyle 1999 yılı kurumlar vergisinden mahsup edemediği geçici vergi tutarını iadeye konu etmeyip, Ocak-Haziran 2000 dönemine ilişkin geçici vergi borcundan mahsup edilmesini talep eden davacı adına, 1999 takvim yılına ait geçici verginin izleyen takvim yılına ait geçici vergi borcundan mahsup edilemeyeceği görüşüyle yapılan tarhiyatta yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle kaldıran … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayıılı kararının; 1999 takvim yılına ait geçici vergi iade alacağı izleyen takvim yılının geçici vergi borcuna mahsup edilemeyeceğinden, Ocak-Haziran 2000 dönemine ilişkin geçici vergi tahakkukunun iade alacağı tutarında azalmasına sebebiyet veren davacı adına yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Cari vergilendirme döneminin zararla kapanması veya kazanç yetersizliği nedeniyle gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilemediğinde izleyen yıla mükellefin diğer borçlarına mahsup edilebilir vergi ya da iadesi gereken vergi olarak devredecek olan geçici verginin, ait olduğu hesap döneminden sonraki döneme ilişkin ödenmesi gereken geçici vergi borcundan mahsubu mümkün bulunmadığından tarhiyatı yazılı gerekçeyle kaldıran vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 4369 sayılı Yasanın 52’nci maddesiyle değişen ve 1.1.1999 tarihinde yürürlüğe giren mükerrer 120’nci maddesinin beşinci fıkrasında, bir önceki takvim yılında altışar aylık (4444 sayılı Yasanın 2’nci maddesiyle değişen ve 1.1.2000 tarihinde yürülüğe giren ibare) dönemler halinde tahakkuk ettirilerek tahsil edilen geçici verginin, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edileceği, mahsup edilemeyen tutarın, mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edileceği, bu mahsuplara rağmen kalan geçici vergi tutarının, o yılın sonuna kadar yazılı olarak talep edilmesi halinde mükellefe ret ve iade edileceği, maddenin son fıkrasında ise geçici vergi uygulamasına ilişkin usullerin Maliye Bakanlığınca tespit edileceği kurala bağlanmıştır.
Sözü edilen maddenin son fıkrası uyarınca verilen yetkiye dayanılarak 27.12.1998 tarih ve 23566 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve geçici vergi uygulamasına ilişkin olarak Gelir Vergisi Kanununun sözü edilen maddesinde 4369 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle ilgili açıklamalara yer verilen 217 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, hesaplanan geçici vergiden varsa o hesap dönemi ile ilgili olarak daha önce ödenen geçici vergi ve geçici vergiye tabi kazançlarla ilgili olarak tevkif edilmiş vergilerin mahsup edileceği, mahsuptan sonra kalan tutarın o dönem için ödenmesi gereken geçici vergi olacağı, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden ilgili hesap dönemlerine ilişkin olarak ödenen geçici verginin mahsup edilebileceği, mahsup işleminin yapılabilmesi için geçici verginin mutlak suretle ödenmiş olması gerektiği, ödenmemiş bulunan geçici verginin yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilmesinin mümkün bulunmadığı belirtilmiştir.
Sözü edilen Genel Tebliğin, hesaplanan geçici vergiden varsa o hesap dönemi ile ilgili olarak daha önce ödenen geçici vergi ve geçici vergiye tabi kazançlarla ilgili olarak tevkif edilmiş vergilerin mahsup edileceği yolundaki düzenlemesi ve geçici verginin ilgili bulunduğu yılın gelir veya kurumlar vergisine mahsuben peşin ödenen bir vergi niteliğine haiz olması nedeniyle, cari vergilendirme döneminin zararla kapanması veya kazanç yetersizliği nedeniyle gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilemediğinde izleyen yılda mükellefin diğer borçlarına mahsup edilebilir vergi ya da iadesi gereken vergi olarak devredecek olan geçici verginin, ait olduğu hesap döneminden sonraki döneme ilişkin ödenmesi gereken geçici vergi borcundan mahsubu mümkün değildir. Hesaplanan geçici vergiden mahsubu mümkün bulunan sözü edilen vergiler dışında, bir önceki hesap döneminde ödenen geçici vergilerden kaynaklanan iade alacağının izleyen yılın ilk beyan dönemi için ödenmesi gereken geçici vergi borcundan mahsubunun kabulü gerekeceği yolundaki aksi düşüncenin, geçici verginin peşin alınan bir vergi olma niteliğini ortadan kaldıracağı açıktır.
Cari vergilendirme dönemi olan 1999 takvim yılı kurumlar vergisinden mahsup edemediği geçici vergiden kaynaklanan 5.623 YTL iade alacağının, yasal süresinde verdiği Ocak-Haziran 2000 dönemine ait beyannamesi üzerinden hesapladığı geçici vergiye mahsup edilmesi yolundaki talebi doğrultusunda davacı adına sözü edilen dönem için iade alacağı tutarında eksik geçici vergi tahakkuk ettirilmiştir. 2000 takvim yılında mahsuba konu yapılması nedeniyle eksik tahakkuk ettirilen 5.623 YTL ve nakden ödenen 25.665.73 YTL den oluşan ve kurumlar vergisi beyannamesinde mahsup edilecek vergi olarak beyan edilen toplam 31.228.48.YTL geçici verginin, davalı idarece herhangi bir eleştiri getirilmeksizin aynen kabul edildiği ve bu tutardaki geçici verginin hesaplanan kurumlar vergisine mahsup edilmesi nedeniyle davacı adına sıfır kurumlar vergisi tahakkuk ettiği anlaşılmaktadır.
Ocak-Haziran 2000 dönemi için verdiği beyannamesi üzerinden hesapladığı geçici vergiden mahsubu mümkün bulunmamasına karşın, 1999 takvim yılındaki geçici vergi ödemelerinden kaynaklanıp yukarıda belirtilen düzenlemelere aykırı biçimde sözü edilen beyan dönemi için ödenmesi gereken geçici vergiden mahsup ettiği ve aynı zamanda 2000 takvim yılına ait kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesapladığı kurumlar vergisinden de indirdiği iade alacağı tutarındaki geçici verginin eksik tahakkukuna sebebiyet veren davacı adına, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 341’inci maddesinde tanımı yapılan vergi ziyaı kapsamındaki bu eylemi nedeniyle yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığından, tarhiyatı, 1999 takvim yılına ait geçici vergi iade alacağının izleyen takvim yılına ait geçici vergi borcundan mahsup edilemeyeceği görüşüyle yapılan tarhiyatta yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle kaldıran vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 12.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.