Danıştay Kararı 3. Daire 2006/2966 E. 2007/3284 K. 04.12.2007 T.

3. Daire         2006/2966 E.  ,  2007/3284 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2006/2966
Karar No: 2007/3284

Temyiz Eden : Fırat Vergi Dairesi Müdürlüğü-MALATYA
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacı tarafından 2003 yılında bir yıldan daha kısa sürede alım satıma konu edilen devlet iç borçlanma senetlerinden dolayı münferit beyanname verilmemesi nedeniyle re’sen salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisini; davacının … ikamet eden Türk asıllı Alman vatandaşı olduğu ve Türkiye’de elde ettiği gelirlerden dolayı vergilendirilmesi gereken dar mükellef olduğu konusunda bir ihtilaf bulunmayıp, bu kişinin … Şubesi aracılığı ile devlet tahvili ve hazine bonolarını vadesi dolmadan satarak tekrar devlet tahvili ve hazine bonosu aldığı, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesi uyarınca dar mükellef olan davacının devlet tahvili ve hazine bonosu alım satım işlemlerinden elde ettiği kazanç değer artışı kazancı olsa da menkul sermaye iradı gibi tevkifata tabi tutulması gereken bir gelir türü olduğu, 2003 yılında da tevkifat oranının %0 olması nedeniyle davacının elde etmiş olduğu değer artışı kazancı üzerinden %0 oranında tevkifat yapılması ve bu tevkifata tabi olan bu gelir için gelir vergisi beyannamesi verilmesi söz konusu olamayacağından davacı adına ilgili yıl için münferit gelir vergisi beyannamesi verilmemesi nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kaldıran … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; tahvillerin elden çıkarılmasından doğan kazancın değer artışı kazancı olduğu, elde ettiği geliri beyan etmeyen davacı adına yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Yurt dışında yaşayan davacının … A.Ş.’den 2003 yılında bir yıldan daha kısa sürede alım satıma konu ettiği devlet iç borçlanma senetlerinden elde ettiği kazançlar nedeniyle münferit beyanname vermediğinden bahisle adına salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisini kaldıran vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80’inci maddesinin 1’inci fıkrasında; ivazsız olarak iktisap edilenler, Türkiye’de kurulu menkul kıymet borsalarında işlem gören ve üç aydan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri ile tam mükellef kurumlara ait olan ve bir yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından sağlanan kazançların değer artışı kazancı olduğu, bu kazançların safi tutarının yine aynı kanunun mükerrer 81’inci maddesine göre hesaplanması gerektiği, bu maddeye göre, mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edileceği, Gelir Vergisi Kanunu’na 4710 sayılı Kanunun 1’inci maddesiyle eklenen geçici 59’uncu maddesinde de; 26.7.2001-31.12.2005 tarihleri arasında ihraç edilen Devlet tahvilleri ve Hazine bonolarının faiz gelirleri ve elden çıkarılmasından sağlanan diğer kazançlar toplamının, 2001 yılında 50 milyar lirası, 2002 ve izleyen yıllarda bu tutarın veya artırılmış tutarın her yıl için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmasıyla bulunacak tutarın gelir vergisinden müstesna olduğu, bu istisnadan yararlananların mükerrer 80’inci ve geçici 56’ncı maddede yer alan istisnalardan yararlanamayacakları düzenlenmiştir.
Yukarıda yazılı düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden Almanya’da ikamet eden Türk asıllı Alman vatandaşı olan davacının Türkiye’de elde ettiği bu gelirden dolayı vergilendirilmesi gereken dar mükellef olduğu ve dar mükelleflerin ne şekilde beyanname verecekleri, Gelir Vergisi Kanununun 101’inci maddesinde düzenlenmiş olup, menkul malların ve hakların elden çıkarılmasından doğan diğer kazanç ve iratlarını, mal ve hakların Türkiye’de elden çıkarılması halinde münferit beyanname ile beyan edecekleri belirtilmiş olduğundan 2003 yılında Devlet tahvili ve Hazine bonolarının elden çıkarılmasından, elde ettiği değer artışı kazancının istisna oranı düşdükten sonra kalan kısmının münferit beyanname ile beyanı gerekirken herhangi bir beyanda bulunmayan davacı adına yapılan tarhiyatı yazılı gerekçeyle kaldıran vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 4.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.