Danıştay Kararı 3. Daire 2006/112 E. 2007/222 K. 01.02.2007 T.

3. Daire         2006/112 E.  ,  2007/222 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2006/112
Karar No: 2007/222

Temyiz Edenler : 1-İstiklal Vergi Dairesi Müdürlüğü-MERSİN
2- …
İstemin Özeti : Davacı şirket adına 1997 takvim yılına ilişkin defter ve belgelerin, sel baskınında zayi olduğu neden gösterilerek incelemeye ibraz edilmemesi üzerine katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek ve Nisan dönemine ait iki satış faturasının içerdiği katma değer vergisinin beyan edilmediğinin tespit edilmesi nedeniyle bu faturalar içeriği hasılat tutarının Nisan dönemi vergi matrahına alınması suretiyle beyanlarının yeniden düzenlenmesi sonucu Ocak-Aralık dönemleri için re’sen salınan katma değer vergisi ile Nisan dönemi için salınan vergi üzerinden kesilen kaçakçılık cezasını; Nisan döneminde beyan edilmesi gereken 46.700.000 lira hasılatın katma değer vergisi beyannamesine dahil edilmediğinde tartışma bulunmadığı, davacının bu hasılatın Mayıs dönemi vergi matrahına ilave edildiği yolundaki, herhangi bir belge ile kanıtlayamadığı iddiasına itibar edilemeyeceğinden, beyan dışı kalan hasılat tutarının Nisan dönemi katma değer vergi matrahına alınmasında hukuka aykırılık görülmediği, ancak 213 sayılı Yasanın vergilendirme döneminde yürürlükte bulunan mükerrer 347’nci maddesinin ilk fıkrasında mükellef ya da sorumlu tarafından verilmesi gereken vergi beyannamelerinde toplam 345.600.000 liradan az olmamak üzere beyannamelerde yazılı vergi matrahının %10’unu geçen bir miktarın noksan bildirilmesi suretiyle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi ağır kusur olarak tanımlanmış olup, 46.700.000.000 lira hasılatı kayıt dışı bırakan davacı adına yasa hükmü uyarınca ağır kusur cezası kesilmesi gerekirken, Yasanın, koşulları gerçekleşmeyen 344’üncü maddesine göre kaçakçılık cezası kesilmesinin hukuka uygun düşmediği, davacı şirketin 1997 yılına ait yasal defter ve belgelerinin 2.12.2001 tarihinde meydana gelen şiddetli yağışlarla oluşan su baskını sonucu zayi olması nedeniyle ibraz edilemediğinin, … Asliye Ticaret Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararı ile belgelendirdiği, diğer taraftan, inceleme sırasında davacı şirkete, mal ve hizmet aldığı kurum ve kuruluşlardan alış belgelerinin temini ve ibraz edilmesinin istenmediğinin anlaşıldığı, mahkemece verilen 8.4.2003 günlü ara kararı ile davacı şirketin mal ve hizmet alımlarına ilişkin yasal belgelerinin temin edilerek mahkemeye sunulmasının istendiği, 28.7.2003 günlü dilekçe ile beş yıllık ibraz süresinin dolması ve aradan uzun süre geçmiş olması nedeniyle temin edilemediğinin bildirildiği, mahkemelerince de saklama ve ibraz süresi geçmiş olan belgelerin bu aşamada ulaşılıp ibraz edilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varıldığı, bu durumda, defter ve belgelerin ibraz edilmemesinin, indirimin koşullarından olan; belgelerin kaydedilmiş olduğunu belgeleme olanağını ortadan kaldırdığı, ancak inceleme elemanınca, davacının mal ve hizmet aldığı kişi ve kuruluşlardan 213 sayılı Yasanın 253’üncü maddesinde öngörülen saklama ve ibraz süresi dolmadığı anlaşılan belgelerin temini yoluna gidilerek, ibraz edilebilen belgeler üzerinde indirim konusu vergilerin ayrıca gösterilip gösterilmediği yönünden yeterli bir inceleme yapılmadan, daha önce indirimi eleştirilmeyen katma değer vergisi tutarlarının indirimi kabul edilmeyerek Ocak-Aralık dönemleri için salınan katma değer vergisinin hukuka uygun görülmediği gerekçesiyle katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi nedeniyle salınan vergiyi kaldırmak, Nisan dönemine ilişkin iki fatura içeriği hasılatın beyan edilmemesi nedeniyle kesilen kaçakçılık cezasını ağır kusur cezasına çevirmek suretiyle değiştiren …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:…sayılı kararının; davalı idarece, inceleme raporu uyarınca yapılan tarhiyatta kanuna aykırılık bulunmadığı, davacı tarafından inceleme elemanınca, bilgisayar ortamında tutulan tasdiksiz defter incelenerek alış ve satışlarla ilgili bilgilere ulaşılması mümkün iken bu yola gidilmeksizin, indirimlerin kabul edilmemesinin hukuka aykırı olduğu, kaldı ki, beyan dışı kaldığı iddia edilen hasılatın, Mayıs dönemi katma değer vergisi matrahına ilave edildiği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Taraflarca temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, taraflar istemlerinin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyize konu yapılan vergi mahkemesi kararının davacı adına Nisan 1997 döneminde düzenlediği iki satış faturasının içerdiği katma değer vergisinin beyan edilmemesi nedeniyle salınan katma değer vergisi yönünden davanın reddi ile ve bu dönem için kesilen kaçakçılık cezasının ağır kusur cezasına çevrilmesine ilişkin hüküm fıkraları aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüştür.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29’uncu maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak, düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri öngörülmüş, aynı Yasanın 34’üncü maddesinde, indirimin yapılabilmesi, katma değer vergisinin alış belgesi üzerinde ayrıca gösterilmesi ve belgenin yasal defterlere kaydedilmesi şartına bağlanmıştır. Vergi Usul Kanununun ispatı düzenleyen 3’üncü maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede, vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olduğu kurala bağlandıktan sonra, bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyetinin, yemin ve vergiyi doğuran olayla ilgisi kurulamayan veya yeterince açık olmayan tanık anlatımı dışındaki her türlü delille ispatlanabileceği kabul edildiğinden, 1997 yılına ait defter ve belgelerini su baskınında zayi olduğunu neden göstererek incelemeye ibraz etmeyen davacı adına yapılan tarhiyata karşı açılan davada, indirimlerin, 3065 sayılı Yasanın 29’uncu ve 34’üncü maddelerine uygun olarak yapıldığını kanıtlama yükü, davacıya düşmektedir. 1997 yılına ait defter ve belgelerinin su baskınında zayi olduğu … Asliye Ticaret Mahkemesinin … gün ve E:…, K:…sayılı kararı ile tespit edilen davacı şirketin indirim konusu yaptığı katma değer vergisinin yasal defter kayıtlarına alınıp alınmadığının saptanmasına olanak bulunmamakta ise de; mal ve hizmet satın alınan firmalardan alış faturalarını temin ederek incelemeye de sunmadığı anlaşılan davacının, beyannamelerinde indirim konusu yaptığı katma değer vergisini yüklendiğini ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği tartışmasızdır.
Dava dilekçesinde, her ne kadar, inceleme sırasında, bilgisayarda tutulan muhasebe kayıtlarının incelenmediği ileri sürülmüş ise de, 3065 sayılı Yasanın 34’üncü maddesi, katma değer vergisi indirimi, verginin yasal defterlere kaydı koşuluna bağladığından ve Vergi Usul Kanununda düzenlenen yasal defter kayıtlarından olmayan bilgisayar kayıtlarının incelenmemiş olması da vergi incelemesini kusurlandırmayacağından, vergi mahkemesince, ispat külfeti davalı idareye yüklenerek yazılı gerekçeyle verilen karar hukuka uygun düşmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı temyiz isteminin reddi ile … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:…sayılı kararının; iki satış faturası içeriği katma değer vergisinin beyan edilmemesi nedeniyle Nisan dönemi için salınan katma değer vergisi yönünden davanın reddine ve bu dönem için kesilen kaçakçılık cezasının ağır kusur cezasına çevrilmesine ilişkin hüküm fıkralarının onanmasına, davalı idare temyiz isteminin kabulü ile kararın, katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi nedeniyle Ocak-Aralık dönemleri için salınan katma değer vergisinin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkralarının bozulmasına, davacıdan nispi harç alınmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 1.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.