Danıştay Kararı 3. Daire 2004/2711 E. 2005/1657 K. 05.07.2005 T.

3. Daire         2004/2711 E.  ,  2005/1657 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2004/2711
Karar No: 2005/1657

Temyiz Eden : Kadifekale Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Veraset yoluyla intikal eden arsa üzerinde diğer varislerle birlikte müştereken inşaa ederek kat mülkiyetine çevirdikleri binadan kendisine düşen bağımsız bölümün satışından elde ettiği değer artış kazancını beyan etmediği görüşüyle davacı adına takdir komisyonunca tespit edilen matrah üzerinden 2002 takvim yılı için re’sen salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve fon payını; davacının, veraset yoluyla intikal eden arsa üzerinde diğer varislerle birlikte müştereken inşaa ederek 20.12.1999 tarihinde yapı kullanma izni aldıkları binadan hissesine düşen daireyi 3.10.2002 tarihinde satarak değer artış kazancı elde ettiği görüşüyle tarhiyat yapılmış ise de murisin, ölümünden önce söz konusu arsa üzerinde inşaata başladığının dolayısıyla arsa ve üzerindeki binanın tamamının veraseten intikal ettiğinin anlaşıldığı, bu nedenle ivazsız intikal eden daire satışından elde edilen kazancın Gelir Vergisi Kanununun 80’inci maddesinin 7’nci bendine göre değer artış kazancı olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle kaldıran … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; muris tarafından yapımına başlanılan binanın varislerce tamamlandığı, tamamen ivazsız bir intikalin söz konusu olmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur..
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17’nci maddesinin 2’nci fıkrası hükmü uyarınca temyizen incelenen dosyalarda duruşma yapılması tarafların istemine ve Danıştay’ın kararına bağlı olup, temyiz isteminde bulunan davacının duruşma talebinin yerine getirilmesine gerek bulunmadığı sonucuna varıldığından dosya incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı tarafından 2002 vergilendirme döneminde satılan bir bağımsız bölümün, diğer mirasçılarla birlikte davacıya babasının ölümü nedeniyle veraset yoluyla intikal eden yarım kalmış inşaatın, tamamlanıp, ortaklığın giderilmesine ilişkin yargı kararı uyarınca intikal eden binada bulunduğunda tartışma yoktur.
Gelir Vergisi Kanununun vergilendirme döneminde yürürlükte olan ve bu davada uygulanması gereken 80’inci maddesinin birinci fıkrasına bağlı (7) işaretli bentte, veraset yoluyla intikal edilen taşınmaz satışından doğan kazançlar, değer artış kazancının konusu dışında bırakılmıştır.
Davacı tarafından satılan taşınmazın bulunduğu bina henüz tamamlanmadan murisi tarafından inşa aşamasındayken davacıya miras yoluyla intikal ettiğinde tartışma bulunmamaktadır. Dosyadaki belgelerden; inşaatın, miras şirketinin paydaşları tarafından tamamlandığı, mirasçılar arasında taksiminin ise ortaklığın giderilmesi hakkındaki yargı kararı uyarınca yapıldığı da anlaşılmaktadır. Tüm belgeler, satılan taşınmazın bir kısmının veraseten intikal eden ve değer artış kazancına konu oluşturmayan değerlerden ibaret olduğunu kanıtlamaktadır.
Değer artış kazancına konu olduğu kabul edilen bu taşınmazın satışı nedeniyle vergi matrahının, olayın özelliği gözetilmeksizin ve gerçek değer artışının saptanması amacıyla muristen intikal eden değer göz önüne alınmaksızın saptanması karşısında, tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, 5.7.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.