Danıştay Kararı 3. Daire 2004/239 E. 2005/1905 K. 15.09.2005 T.

3. Daire         2004/239 E.  ,  2005/1905 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2004/239
Karar No: 2005/1905

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Vergi Dairesi Müdürlüğü-MARMARİS
İstemin Özeti : Davacı şirketin, hissedarlarından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na Haziran 2003 döneminde yaptığı kar payı ödemesinin tevkifata tabi tutulmaması gerektiği ihtirazi kaydıyla verdiği muhtasar beyanname üzerinden adına tahakkuk ettirilen gelir (stopaj) vergisi ve fon payına karşı açılan davayı; tahakkuka konu alacağın, davacı şirketin kendi adına ödeyeceği bir vergi olmayıp, hissedarı olan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna ait olduğu, bu vergilendirmeye karşı ancak, malvarlığında azalma oluşan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından dava açılabileceği, sadece vergiyi kesip ödemekle sorumlu bulunan davacı şirketin istihkak sahibi adına yapılan tevkifat konusunda dava açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca ehliyet yönünden reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; tevkifatın yapılmaması durumunda cezalı tarhiyata muhatap olunacağından, ihtirazi kayıtla beyan edilen gelir (stopaj) vergisi ve fon payına karşı açılacak davada taraf oldukları ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8’inci maddesinde mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu düşen gerçek veya tüzel kişi, vergi sorumlusu da, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olarak tanımlandıktan sonra son fıkrasında, bu kanunun müteakip maddelerinde geçen “mükellef” tabirinin vergi sorumlularına da şamil olduğu, aynı Kanunun 377’nci maddesinde, mükellefler ve kendisine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri, 378’inci maddesinde ise vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması gerektiği kurala bağlanmıştır.
Vergi sorumluları, istihkak sahiplerine yapılan ödemelerden yasada öngörülen vergiyi kesmek, muhtasar beyanname ile beyan edip, ödemekten sorumlu tutulmaktadır. Kestiği vergiyi beyan etmemesi ya da ödememesi durumunun, vergi sorumlusunun takibini gerektireceği açık olup, yukarıda sözü edilen hükümler de dikkate alındığında beyana dayanan vergi tarh ve tahakkuk işlemlerinin, beyanda bulunan mükellef ya da sorumlu tarafından usulüne uygun olarak ihtirazi kayıt konulması durumunda idari davaya konu edilebileceğinin olanaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Vergi kesintisi yapmak zorunda olan kişi ve kuruluşlar, Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 24’üncü maddesinde belirtilmiştir. Dava konusu olayda Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının 6’ncı bendinin (b-i)alt bendi uyarınca sorumlu sıfatı bulunan davacı şirket, Haziran 2003 döneminde ortaklarından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na ödediği kar payından vergi kesmiş ve ihtirazi kayıtla beyan etmiştir. İleride cezaya muhatap olmamak için beyannamesini ihtirazi kayıt koyarak veren davacı şirket tarafından, yapılan tahakkuka dava açılabilir. Bu nedenle davanın, esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken, ehliyet yönünden reddedilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 15.9.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X.K A R Ş I O Y:
Kararda da belirtildiği gibi vergi sorumluları, istihkak sahibine yaptığı ödemelerden vergi kesmemek veya kestiği vergiyi beyan etmemekten sorumludur.
Davacı, ne vergi kesmeyen ve ne de kestiği vergiyi beyan etmeyen bir sorumlu konumundadır. İhtirazi kayıtla, istihkak sahibi adına talepte bulunmak durumundadır.
Bu nedenle Vergi Usul Kanunundaki düzenlemeye uygun verilen vergi mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum.