Danıştay Kararı 3. Daire 2004/1554 E. 2005/694 K. 22.03.2005 T.

3. Daire         2004/1554 E.  ,  2005/694 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2004/1554
Karar No: 2005/694

Temyiz Eden : Ziyapaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü-ADANA
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : … olan davacının … tarafından kendisine yapılan ödemeye ilişkin olarak gelir vergisi beyannamesi vermemesi nedeniyle 2000 yılı için adına re’sen salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve fon payını; Gelir Vergisi Kanununun 23’üncü maddesinin 2’inci bendinde, gelir vergisinden muaf ya da gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerin yanında çalışan işçilerin ücretlerinin gelir vergisinden müstesna tutulduğu, Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri uyarınca çıkarılan tebliğlerde yarış atı sahiplerinin çiftçi sayıldığı ve bunların yasada öngörülen koşullarda gerçek usulde vergilendirileceğinin belirtildiği, uyuşmazlık konusu olayda yarış atı sahibi gerçek usulde vergilendirilen bir çiftçi olmadığından yanında at antrenörü olarak çalışan davacının ücretinin de vergiden müstesna olduğu gerekçesiyle kaldıran … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; beyan edilmeyen ücret gelirine ilişkin olarak yapılan vergilendirmede hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Yarış atı antrenörü olan davacıya … tarafından yapılan ödemenin Gelir Vergisi Kanununun 61’inci maddesinde ücret sayılan ödemelerden olması ve ödemeyi yapan Türkiye Jokey Kulübünün de aynı Kanunun 94’üncü maddesinde vergi tevkifatı yapmakla sorumlu tutulan kurumlar arasında değerlendirilmesi gerektiği hususları dikkate alındığında, davacıya antrenör primi adı altında yaptığı ödemeden vergi tevkifatı yapma yükümlülüğünü yerine getirmeyen Jokey Kulübünün ödenmeyen vergilerden sorumlu tutulması gerekirken, verginin tarh ve tahakkukundan asıl mükellef olan davacı sorumlu tutularak adına re’sen cezalı vergi salınmasında hukuka uygunluk bulunmadığı, bu nedenle, sonucu itibarıyla yerinde görülen mahkeme kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Davacı adına 2000 takvim yılında at yarışlarından elde ettiği ücret gelirini yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan etmediği nedeniyle vergi inceleme raporuna istinaden belirlenen matrah farkı üzerinden yapılan cezalı tarhiyata karşı açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61. maddesinde, ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilen menfaatler olarak tanımlandığı, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği belirtilmiştir.
Öte yandan yine aynı Kanunun vergi tevkifatı ve muhtasar beyanname başlıklı 94. maddesinde, tavkifat yapacakları maddeler halinde sıralanmış olup, vergi tevkifatı, 94 üncü madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanacağı, bu maddede geçen hesaba ödeme deyiminin, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenlerin istihkak sahiplerine karşı borçlu durumunda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır.
Anılan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, antrenör, jokey ve jokey yamakları ile seyislere yapılacak ücret ve ikramiye ödemelerinden tevkifat yapmak durumunda olan at sahibi veya bunlar adına … tarafından yapılması halinde gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması ve tevkif edilen verilerinde sorumluların bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edilmesi gerekmektedir.
Dava konusu olayda, davacının at sahibi ile aralarında sözleşme olmadan yarışa katılmak suretiyle yarışa giren atın dereceye girmesi sonucunda at sahibine ödenen ikramiyeden belli bir miktarda (mont) aldığı, alınan bu paydan vergi tevkifatı yapılmadığı anlaşıldığından elde edilen ücret gelirinin yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmekte olup yazılı gerekçe ile aksi yolda verilen mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Gelir Vergisi Kanununun 61’inci maddesinde, ücret, işverene tabi ve belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlandıktan sonra, ücretin, ödenek, tazminat, kasa tazminatı, tahsisat zam ve avans, aidat huzur hakkı, pirim ikramiye gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş olmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği hükmüne yer verilmiş olup, beyanname verilmeyen hallerin düzenlendiği aynı Kanunun 86’ncı maddesinin, (a) bendinin olay tarihinde yürürlükte olan şeklinde, tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler, yıllık beyanname ile beyan edilmeyecek gelirler arasında sayılmıştır.
Aynı Kanunun “Vergi Tevkifatı”nı düzenleyen 94’üncü maddesinde, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler, maddede sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmakla yükümlü tutularak, maddenin 1’inci bendinde hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61’inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden 103 ve 104’üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı öngörülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden, yarış atı antrenörü olan davacıya kazanılan ikramiyeden … tarafından at sahibi adına yapılan ve tevkif suretiyle vergilendirilmeyen ödemenin beyan edilmemesi nedeniyle düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak davacı adına re’sen salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin vergi mahkemesince, yarış atına sahip olan kişinin faaliyeti zirai faaliyet olarak kabul edilip, bu faaliyetine ilişkin olarak gerçek usulde vergilendirilmediği, dolayısıyla yanında çalışan antrenöre ödediği ücretin de Gelir Vergisi Kanununun 23’üncü maddesinde düzenlenen istisna kapsamında olduğu ve vergilendirilmeyeceği gerekçesiyle kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
9 Aralık 1999 günlü ve 21783 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 93/5043 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve Konya’da at yarışları yapmak ve bu yarışlar üzerinden müşterek bahisler tertip etmek yetkisi 20 yıl süreyle Türkiye Jokey Kulübüne devredilmiştir. Bu karar uyarınca at yarışlarıyla ilgili organizasyonun … tarafından yapılıp yarışlar onun idaresi altında gerçekleşmektedir.
6132 sayılı At Yarışları Hakkındaki Kanun hükümlerine göre yapılan at yarışlarının tertip tanzim ve idaresine ilişkin olarak çıkarılan ve 23.8.1955 gün ve 9085 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan At Yarışları Tüzüğünün 94 ve devamı maddelerinde … tarafından, atların kazandıkları ikramiyelerden, jokeylere, seyislere ve antrenörlere belli oranlarda pirim ücret ve ikramiye adı altında at sahipleri adına ödeme yapılacağı öngörülmüştür.
Adı geçen kulüp tarafından yasal düzenlemeler dahilinde organize edilip, büyük bir kitlenin katılımıyla gerçekleştirilen at yarışlarında, bu kulübün kuralları ve otoritesi altında yarış atı antrenörü olarak faaliyette bulunan davacının, gelir vergisinden muaf çiftçinin yanında ücretli çalışan bir işçi olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Yapılan bu açıklamalar dikkate alındığında, … tarafından davacıya antrenör pirimi adı altında yapılan ödemenin, Gelir Vergisi Kanununun 61’inci maddesinde ücret sayılan ödemelerden olduğu ve Gelir Vergisi Kanununun ücretlerin vergilendirilmesine ilişkin hükümlerine göre vergilendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, uyuşmazlık konusu ödemenin vergiden müstesna tutulan ücretlerden olduğu yönünde verilen mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 22.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.