Danıştay Kararı 3. Daire 2004/1339 E. 2004/3158 K. 14.12.2004 T.

3. Daire         2004/1339 E.  ,  2004/3158 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2004/1339
Karar No: 2004/3158

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Selçuk Vergi Dairesi Müdürlüğü-KONYA
İstemin Özeti : Kurumlar vergisi beyannamesini kanuni süreden sonra matrahsız olarak pişmanlıkla veren davacı kooperatif adına takdir komisyonu kararına dayanılarak 1998 yılı için re’sen salınan ağır kusur cezalı kurumlar vergisi ve fon payına karşı açılan davayı, Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı üzerine yeniden inceleyerek; 4369 sayılı Kanunun 81’inci maddesinin D-(7) bendiyle Kurumlar Vergisi Kanununun 7’inci maddesinin 16’ıncı bendine eklenen hükümle, bu bentte düzenlenen şartları taşıyan kooperatiflerin faaliyete geçen üst kuruluşa üye olmaları halinde kurumlar vergisinden muaf olacağının öngörüldüğü, olayda ara kararı üzerine Konya Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğünce gönderilen belgelerde, Turizm Geliştirme Kooperatifi adı altında faaliyet gösteren davacı kurumun Turizm Geliştirme Kooperatifleri Birliği veya başka bir kooperatifler birliğine üye olmadığının, Konya ilinde ve ilçelerinde Turizm Geliştirme Kooperatifleri birliğinin bulunmadığı, Konut Yapı Kooperatifleri Birliklerinin bulunduğunun bildirildiğinin görüldüğü, faaliyet gösterilen yörede Konut Yapı Kooperatifleri Birliği bulunmasına rağmen davacı kooperatifin bu birliklerden herhangi birine üye olmadığının anlaşılması karşısında, kurumlar vergisinden muaf olmayan kooperatif adına re’sen yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; matrahsız beyanname verilmesinin re’sen takdir sebebi olmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Uyuşmazlık konusu olayda, faaliyetiyle ilgili alanda faaliyet gösteren bir üst kuruluşa üye olmadığı anlaşılan davacı kooperatifin, kurumlar vergisi muafiyetinden faydalanması mümkün değil ise de; beyannamesini matrahsız olarak kanuni süreden sonra pişmanlıkla veren kooperatifin, ancak kazanç elde edip, bu kazancını beyan dışı bıraktığının tespit edilmesi halinde adına re’sen tarhiyat yapılabileceğinden, kooperatif nezdinde vergilendirilmesi gereken bir kazancın doğup doğmadığı yönünde inceleme yapılmadan davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Üst Kuruluşa üye olmayan davacı yapı kooperatifin uyuşmazlık dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesini yasal süresinden sonra 3.8.1999 tarihinde pişmanlık dilekçesi ekinde vermesi nedeniyle dönem matrahının takdir komisyonunca takdiri

sonucu adına re’sen yapılan cezalı tarhiyata karşı açılan davayı, Dairenizin 18.11.2003 gün ve K:2003/5002 sayılı bozma kararına uyularak yapılan araştırmada, davacı kooperatifin Konya’da bulunan Konut Yapı Kooperatifi Birliğinin üyesi olmadığının anlaşıldığı bu nedenle Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 7. maddesinin 16. bendinde öngörülen koşulları taşımayan davacı kooperatif adına yapılan tarhiyatta yasal isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden mahkeme kararı temyiz edilmiştir.
Vergi kanunlarına aykırı, kasıtlı ve hatalı davranışlarını dilekçe ile birlikte kendiliğinden vergi dairesine haber verenlere uygulanacak kuralları düzenleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 371. maddesi hükümleri arasında sadece beyannamelerinde ödenecek vergi beyan eden mükelleflerin bu yasal düzenlemeden yararlanacaklarına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, zamanında beyanname vermesine karşın zarar yada vergiye tabi matrah beyan etmeyen yükümlüler hakkında salt bu nedenle re’sen takdir hükümleri uygulanmamasına karşın, pişmanlık hükümleri uyarınca zamanında verilmiş sayılan matrahsız ve ödenecek vergi doğmayan beyannameler üzerine re’sen takdire gidilmesi, kanun koyucunun bu müesseseyi getiriliş amacına uygun olmayacaktır.
Bu durumda, pişmanlık hükümlerine uygun beyanda bulunan davacı kooperatif adına, pişmanlık ve islah hükümlerini ihlal ettiği veya bir başka re’sen tarh nedeninin varlığı yönünde bir saptama yapılmadıkça, pişmanlık hükümlerine göre işlem yapılması gerekirken re’sen takdir yoluyla beyanının aksi belirlenmeden vergilendirme yoluna gidilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile temyize konu mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Kurumlar Vergisi Kanununun 7’nci maddesinin 16’ncı bendinde, esas mukavelelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, idare meclisi başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin ortaklara dağıtılmaması ve münhasıran ortaklar ile iş görülmesine dair hükümler bulunması şartı ile kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olacakları öngörüldükten sonra, 29.7.1998 tarihinde yürürlüğe giren 4369 sayılı Kanunun 81/D-7 maddesiyle bu bent hükmüne ek olarak, esas mukavelelerinde yukarıdaki şartlar mevcut olmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan kooperatifler ile faaliyete geçen üst kuruluşlara girmeyen kooperatiflerin muafiyetten faydalanamayacağı yolunda düzenleme getirilmiştir.
Sözü edilen bent hükmüne göre kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olması, bentte sayılan muafiyet şartlarını taşımalarının yanısıra faaliyetleriyle ilgili faaliyete geçen bir üst kuruluşa üye olma şartına bağlandığı, bu nedenle, faaliyetleriyle ilgili faaliyete geçen bir üst kuruluşa üye olmayan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olmalarının kanunen mümkün bulunmaması karşısında, bu şartın davacı kooperatif nezdinde gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun açıklığa kavuşturulması bakımından Mahkemece verilen ara kararı uyarınca Konya Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğünce gönderilen belgelerden, yörede, yükümlü kooperatifin, üye olabileceği Konut Yapı Kooperatifleri Birliklerinin bulunmasına rağmen belirtilen üst birliklerden herhangi birine üye olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, faaliyetiyle ilgili bir üst birliğe üye olmayan davacı kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Vergi Usul Kanununun 371’inci maddesinin uyuşmazlık döneminde yürürlükte olan şeklinde beyana dayanan vergilerde, kaçakçılık, ağır kusur ve kusur mahiyetindeki kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber veren mükelleflere maddede yazılı kayıt ve şartlarla kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezalarının kesilmeyeceği hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, 1998 takvim yılı beyannamesini kanuni süreden sonra pişmanlıkla matrahsız olarak veren davacı kooperatif adına takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden re’sen cezalı tarhiyat yapılmıştır.
Yasa koyucu tarafından, sözü edilen madde hükmü ile pişmanlıkla verilen beyannamelerin zamanında verilmiş sayılacağı amaçlandığından salt, pişmanlıkla verilen beyannamede matrah beyan edilmemesi neden gösterilerek re’sen takdire gidilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bu durumda, pişmanlık ve ıslah hükümlerine uygun olarak beyanda bulunan davacı kooperatifin, bu hükümleri ihlal ettiği yönünde bir tespit bulunmadığı gibi olayda başka bir re’sen takdir sebebinin varlığı da ortaya konulmadığından, pişmanlık ve ıslah hükümlerine göre işlem yapılması gerekirken yükümlü kooperatif hakkında re’sen takdire gidilmesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 14.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.