Danıştay Kararı 3. Daire 2004/1211 E. 2004/2983 K. 01.12.2004 T.

3. Daire         2004/1211 E.  ,  2004/2983 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2004/1211
Karar No: 2004/2983

Kararın Düzelilmesini İsteyen: …
Vekili : …
Karşı Taraf : Ziyapaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü-ADANA

İstemin Özeti : Nisan 2000 dönemine ilişkin ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinden tahakkuk ettirilen gelir (stopaj) vergisi ve fon payı için 20.2.2002 ve 28.2.2002 tarihinde vergi dairesinin emanet hesabına yatırılan tutarın, vergi aslı ve hesaplanan gecikme zammına mahsubundan sonra kalan gelir (stopaj) vergisi ve fon payının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini; … gün ve E:…, K:… sayılı Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararıyla yatırım indiriminin tevkifat matrahına dahil olmadığına karar verildiği, değinilen karar gereği davacının uyuşmazlık tarihinden önce vergi dairesi emanet hesabına yatırdığı paranın gelir (stopaj) vergisini karşılamaması üzerine ödenmeyen gelir (stopaj) vergisi ve fon payının tahsili yoluna gidilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararını; kesinleşmiş mahkeme kararı üzerine düzenlenen ödeme emrinin içtihatları birleştirme kararına dayanılarak iptal edilemeyeceği, Şubat-2002 dönemine kadar ödenmediği ihtilafsız olan verginin vade tarihinden mahkemece tahakkukun kaldırılmasına karar verildiği tarihe kadar gecikme zammı hesaplanabileceği açık olup, davacı tarafından rızaen yapılan ödemenin, alacağın asıl ve fer’ilerine orantılı olarak mahsup edilmesini öngören 6183 sayılı Yasanın 47’nci maddesine göre mahsup edilip edilmediği incelenerek oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere bozan Danıştay Üçüncü Dairesinin 11.3.2004 gün ve E:2003/1392, K:2004/700 sayılı kararının; Nisan/2000 dönemine ait ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinden tahakkuk eden verginin 1’inci taksidinin ödendiği, açılan davada 27.6.2000 tarihinde yürütmenin durdurulmasına, 19.9.2000 tarihinde ise tahakkukun kaldırılmasına karar verildiğinden gecikme zammı hesaplanmasını gerektirecek vadesinde ödenmemiş bir kamu alacağı bulunmadığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Yargı kararlarının varlığı nedeniyle amme alacağının vadesinde ödenmemesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı olayda 6183 sayılı Yasanın 51’inci maddesi gereğince gecikme zammı hesaplanmasını gerektiren şartlar bulunmadığından kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Dairemiz kararı ortadan kaldırıldıktan sonra temyiz isteminin bu gerekçeyle reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54’üncü maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan kararın düzeltilmesi isteminin kabulüne ve Danıştay Üçüncü Dairesinin 11.3.2004 gün ve E:2003/1392, K:2004/700 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosya yeniden incelendi ve işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1999 yılı kurum kazancından indirilen yatırım indirimi tutarından tevkifat yapılamayacağı ihtirazi kaydıyla verilen Nisan/2000 dönemine ilişkin muhtasar beyannamesi üzerinden istemi kabul edilmeyerek davacı adına tahakkuk ettirilen vergilere karşı açılan davanın Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararına uyularak reddedilmesi üzerine vade tarihinden, ödemenin yapıldığı tarihe kadar 6183 sayılı Yasanın 51’inci maddesi uyarınca hesaplanan gecikme zammına dayanan uyuşmazlık hakkında vergi mahkemesince içtihatları birleştirme kararına dayanılarak hüküm kurulmuştur.
Genel ve objektif nitelikteki düzenleyici bir kuralın anlam ve kapsamının belirlenmesi ve yorumlanmasına ilişkin olan ve konusunu teşkil eden hukuk kuralının yürürlükte kaldığı sürece geçerliliğini koruyan içtihadı birleştirme kararlarının, daha önce bu kararlara aykırı olarak verilmiş ve kesinleşmiş bulunan kararları etkilemesi söz konusu olamayacağından kesinleşmiş mahkeme kararı üzerine düzenlenen ödeme emrinin içtihatları birleştirme kararı gerekçe gösterilerek iptal edilmesi hukuka uygun düşmemiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51’inci maddesinde; amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı yasada belirlenen oranda gecikme zammı uygulanacağı kurala bağlanmıştır. Buna göre gecikme zammının uygulanabilmesi için önce alacağın vadesinin belirlenmesi gerekmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 111’inci maddesinde ödeme süresinin son gününün verginin vadesi olduğu belirtildikten sonra “Özel ödeme zamanları” başlıklı 112’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında da vergi mahkemesinde dava açma dolayısıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27’nci maddesinin 3 numaralı fıkrası gereğince tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri geçmiş olanların, vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödeneceği kurala bağlanmış olup, ilk taksidi vadesinde ödendikten sonra mahkeme kararına göre davacıya iade edilmiş olan vergi Danıştay bozma kararından sonra vadeyi belirleyen ihbarnamenin tebliği beklenmeden vergi dairesine ödenmiştir. Bu durumda gecikme zammı hesaplanmasını gerektirecek vadesi geçmiş bir amme alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden borcu bulunmayan davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali yolundaki vergi mahkemesi kararına yönelik temyiz isteminin bu nedenle reddine 1.12.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X.K A R Ş I O Y :
Davacı, ihtirazi kayıtla beyan ettiği matrah üzerinden tahakkuk eden vergi ve fon payının birinci taksidini ödedikten sonra dava konusu yapmış, vergi mahkemesinin tahakkukun kaldırılması yolundaki kararının bozulmasından sonra yeniden hüküm verilmeden önce ikinci ve üçüncü taksidi de ödeyerek, bozmaya uyularak verilen davanın reddine ilişkin kararı temyiz etmemiştir.
Vergi idaresi yapılan ödemeyi ikinci ve üçüncü taksit için hesapladığı gecikme zammı ile bir kısım vergi ve fon payına mahsup etmiş, vergi ve fon payının ödenmemiş kısmını ödeme emriyle istemiştir.
Gecikme faizi, verginin ait olduğu dönemde tahakkuk ettirilmemesi; gecikme zammı ise tahakkuk eden verginin vadesinde ödenmemesi nedeniyle alınmaktadır. Daire kararında dayanılan Vergi Usul Kanununun 112’nci maddesinin 3’üncü fıkrası, işlemden kaldırılan dava dosyalarının içerdiği vergilerle, ihtirazi kayıtla beyan edilenlerden ödenmesi gerekip, taksit süresi geçenler için özel ödeme zamanı öngörmektedir. Kuralda sadece ilk derece yargı yeri kararları anılmıştır. Temyiz merciinin bozma kararı üzerine ihbarname düzenlenmesi gerekmemektedir.
İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerinden tahakkuk eden vergilerin taksit süreleri varsa bu sürede, yoksa tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekmektedir. Yargı yerlerince bu vergiler hakkında yürütmenin durdurulması kararı verilmesi, davanın açıldığı tarihteki hukuksal durumu kaldırmayıp, sadece idarenin tahakkuk eden ve ödeme zamanı geçen verginin tahsilini önler. Ancak, gecikme zammına maruz kalmak istemeyen yükümlülerin bu vergileri ödemesine de engel bulunmamaktadır.
Yargılama sürecinde esastan verilen hüküm kesinleşinceye kadar verilen ilk derece yargı yeri kararlarının çekinceli beyana göre tahakkuk etmiş vergiye etkisi de karar davacı lehine ise cebren tahsil edilememesi, aleyhine ise cebren takibine engel kalmamasından ibarettir.
Bu nedenle, ihtirazi kayıtla beyan edilen matrahlar üzerinden tahakkuk eden vergiler; yargı yerince kesinleşen hükümle kaldırılmış olmadıkça tahakkukunu izleyen birinci ayın sonundan başlayarak ödendiği tarihe kadar geçen süre için üzerinden gecikme zammı hesaplanması gereken vergilerdir. Ancak, davacının ödeme yaptığı tarihte temyiz merciinin bozma kararının vergi idaresine tebliğ edilmiş ve bu nedenle cebren tahsile devam edebilecek hukuksal durumda dolayısıyla bu ödemenin 6183 sayılı Yasanın 47’nci maddesine göre mahsubunun mümkün olup olmadığının vergi mahkemesince saptanması gerekmektedir. Bu mahsuba olanak bulunmadığı takdirde gecikme zammı için ödeme emri düzenlenebileceğinin, aksi halde vergi ve fon payının ödeme emri ile istenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığının hüküm altına alınması gerekmektedir.
Ödeme emrinin kararda yazılı hukuksal nedenle iptalini hukuka aykırı bulan Dairemizce, Vergi Usul Kanununun 112’nci maddesine dayanılarak karar düzeltme isteminin kabulü ile evvelce verilen bozma kararının kaldırılması yolunda verilen karara yukarıda yazılı nedenler ve Dairemizin K:2004/700 sayılı kararının “Karşı Oy” yazısında açıkladığım nedenlerle katılmıyorum.

XX.K A R Ş I O Y :
Düzeltilmesi istenen kararın “Karşı Oy” yazısında açıkladığım hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile temyize konu vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.