Danıştay Kararı 3. Daire 2003/465 E. 2004/781 K. 23.03.2004 T.

3. Daire         2003/465 E.  ,  2004/781 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2003/465
Karar No: 2004/781

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Düden Vergi Dairesi Müdürlüğü-ANTALYA
İstemin Özeti : Davacının 5.6.2001 tarihli kat’i satış sözleşmesi ile satın aldığı motorlu taşıdın adına tescilini istediği 23.5.2002 tarihinde, önceki malikin vergi borçlarından dolayı 4.6.2001 tarihli haciz bildirisi uyarınca trafik sicil kaydına haciz konulduğunun anlaşılması üzerine davalı idareye bu kaydın kaldırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 28.5.2002 tarih ve … sayılı işlemin iptali ve haczin kaldırılması istenerek açılan davayı; haczin, 414 seri no’lu Tahsilat Genel Tebliği uyarınca tecil ve taksitlendirme talebinde bulunan satıcının 15.3.2001 tarihinde sözü geçen motorlu taşıtı teminat olarak göstermesi nedeniyle ve davalı idarenin 5.6.2001 tarihinde Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne tebliğ edilen 4.6.2001 tarih, … sıra ve … sayılı haciz bildirisi gereğince konulduğu, davacıya noterde yapılan satış sözleşmesinden önce yapılmasından dolayı haczin kaldırılması isteminin reddi yolundaki işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; aracın satın alındığı tarihte üzerinde haciz bulunduğuna dair herhangi bir belge olmadığı, trafik tescil şube müdürlüğünden verilen 4.6.2001 tarihli yazıda da aracın dosyasındaki tedbir, haciz, rehin gibi şerhlerin kaldırıldığının bildirildiği, bu durumda iyiniyetli alıcının korunması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacının noterde düzenlenen kat’i satış sözleşmesiyle satın aldığı aracın trafik sicil kaydına, araç henüz davacı adına trafik sicilinde tescil edilmemişken sicilde malik olarak görünen kimsenin vergi borcundan dolayı konulan haczin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddi yolundaki işleme karşı açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan Türk Medeni Kanununun 687’nci maddesinde taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri dışında herhangi bir şekil şartı aranmamışsa da 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20’nci maddesinin (d) bendinde tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak noterlerce yapılacağı, bu satışın noterlerce tescil belgesine tarih konularak ve tasdik edilmek suretiyle işleneceği, noterde yapılmayan her çeşit satış ve devrin geçersiz olduğu, (e) bendinde ise tescilli araçları satın ve devir alanların, gerekli bilgi ve belgeleri sağlayarak ilgili tescil kuruluşundan bir ay içinde adlarına tescil belgesi almak zorunda oldukları kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, aracın trafik sicilinde halen malik olarak görünen … 15.3.2001 tarihinde vergi dairesi müdürlüğüne başvurarak vergi borçları için tecil ve taksitlendirme talebinde bulunduğu ve aracını teminat olarak gösterdiği, davalı idarece 4.6.2001 tarihinde aracın trafik sicil kaydına haciz konularak düzenlenen haciz bildirisinin 5.6.2001 tarihinde Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne tebliğ edildiği, davacının söz konusu aracı 5.6.2001 tarihinde noterde düzenlenen kat’i satış sözleşmesiyle satın aldığı ancak, araçla ilgili hacizden 23.5.2002 tarihinde adına tescili için trafik tescil şube müdürlüğüne müracaat ettiğinde haberdar olması üzerine haczin kaldırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işleme karşı açtığı davanın, haciz şerhinin noter satış sözleşmesinden önce konulması nedeniyle işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmıştır.
Vergi mahkemesinde açılan bu dava, 6183 sayılı Kanuna göre tesis edilen haciz işleminin unsurlarında hukuka aykırılıklar bulunduğu iddiasıyla değil, malik sıfatına dayanılarak açılmıştır. Hacze konu borç; satıcı …, alacak ise tahsil dairesi olan vergi dairesine ait olduğundan, davacı üçüncü kişi durumundadır. Davacının, noterde düzenlenen kat’i satış sözleşmesiyle satın alarak üzerinde fiilen tasarruf ettiği ancak trafikte adına kayıtlı olmayan araca, haciz tarihinde kimin, ne şekilde malik olduğu davanın çözümü yönünden önem taşımaktadır.
Taşınır mülkiyetinin intikal şekli ve zamanı ile önceki malikin borcu nedeniyle trafik sicil kaydına konulmuş olan haciz şerhinin, aracın yeni maliki davacıya olan etkisinin değerlendirilmesi, taşınır mülkiyeti ile ilgili uyuşmazlıkları çözümlemekle görevli adli yargı mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Ayrıca davacı tarafından, 4.6.2001 tarihinde Antalya Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğünce kendilerine verilen yazıda, aracın dosyasındaki tedbir, haciz, rehin gibi şerhlerin kaldırıldığı bildirildiğinden, bu tarihte aracın kayıtlarında haciz şerhi bulunmadığı sonucuna ulaştıkları, resmi kayıtlara güvenerek işlem yapan üçüncü kişilerin iyi niyetlerinin korunması gerektiği ileri sürülmekte olup bu iddialarla açılan davanın görüm ve çözümü de adli yargının görev alanına girdiğinden, vergi mahkemesince verilen kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 23.3.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X.K A R Ş I O Y :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar temyize konu vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği görüşü ile karara katılmıyorum.