Danıştay Kararı 3. Daire 2003/2033 E. 2004/1460 K. 13.05.2004 T.

3. Daire         2003/2033 E.  ,  2004/1460 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2003/2033
Karar No: 2004/1460

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Malmüdürlüğü-PAMUKOVA
İstemin Özeti : Davacı tarafından 4731 sayılı yasadan yararlanmak amacıyla yapılan başvurunun reddine ilişkin 28.2.2003 gün ve 262 sayılı işlemin iptali ile yasadan yararlandırılmasına karar verilmesi istemiyle açılan davayı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7’nci maddesinin 1’inci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mahkemesinde (30) gün olduğunun açıklandığı, dava dilekçesinin incelenmesinden, iptali istenen dava konusu işlemin davacıya 12.3.2003 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu işleme karşı 22.4.2003 tarihinde … İdare Mahkemesinde dava açıldığı, açılan davanın görev yönünden reddedilerek mahkemelerine gönderildiği anlaşılmakta olup, söz konusu işleme karşı en son 11.4.2003 tarihinde dava açılması gerekirken, yasada öngörülen (30) günlük süre geçirildikten sonra 22.4.2003 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; dava konusu işlemin 12.3.2004 tarihinde tebliğ edilmediği, işlemden Nisan 2003 başlarında haberdar olunduğu, tebliğ zarfı üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığı, davanın öğrenme tarihinden itibaren (30) günlük yasal süresi içinde açıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Vergi Mahkemesince, dava konusu işlemin kime tebliğ edildiği, tebliğ zarfı üzerindeki imzanın kime ait olduğu hususları gerekirse posta idaresinden de sorulmak suretiyle araştırılarak, neticeye göre davanın süresinde açılıp açılmadığı incelendikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, tebligatın hangi tarihte, kime yapıldığı hususları açıklığa kavuşturulmadan, davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmediğinden, kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10’uncu maddesinde, tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı hükme bağlanmış, Kanunun sonra gelen diğer maddelerinde ise muhatap yerine tebligatı kabule kimlerin yetkili olduğu ve hangi durumlarda bu kişilere tebliğ yapılabileceği hükümleri yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden; akaryakıt istasyonu işleten davacının 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen ve merkez üssü …olan deprem nedeniyle, …mahallesindeki değeri 25.000.000.000.-lira olan evini, … değeri 50.000.000.000.-lira olan benzin istasyonunun 20.000.000.000.-liralık kısmını ve 15.000.000.000.-lira değerindeki ev eşyalarını kaybettiğinden bahisle 4731 sayılı yasa uyarınca 1996-1997-1998 yıllarına ait vergi borçlarının terkini istemiyle davalı Pamukova Mal Müdürlüğü’ne başvurduğu, terkin talebinin uygun görülmeyerek reddedildiği, sözü edilen işlemin 12.3.2003 tarihinde tebligat zarfında adı yazılı olmayan, sadece imzası bulunan ve dosyadan da kim olduğu anlaşılamayan bir kimseye tebliğ edildiği, davacının anılan işlemin ipali istemiyle 22.4.2003 tarihinde … İdare Mahkemesinde dava açtığı, dava İdare Mahkemesince görev yönünden reddedilerek dosyanın … Vergi mahkemesine gönderildiği, Vergi Mahkemesi tarafından en son 11.4.2003 tarihinde dava açılması gerekirken, 22.4.2003 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.
Tebligatın geçerli ve usulüne uygun olabilmesi için muhataba veya kanunda sayılan bazı özel durumlar için, muhatap yerine tebligatı kabulü yetkili kişilere yapılmış olması gerekir. Kanun, muhatap yerine tebligatı kabule yetkili kişilere yapılacak tebligatın muhataba yapılmış sayılacağını öngörmüştür. Bu hallerde tebliğ edilecek evrakın muhataba ulaşmış olması tebligatın geçerlilik koşulu değildir. Tebligatın muhatap yerine tebliği kabule yetkili kişilere yapılmış olması gerekli ve yeterlidir. Ancak tebligat, muhatap yerine tebligatı kabulü yetkili kişilere yapılmamışsa; bu takdirde tebliğ edilecek evrak muhataba ulaştığı an tebligat yapılmış sayılır.
Olayda, her ne kadar Vergi Mahkemesince dava konusu işlemin davacıya 12.3.2003 tarihinde tebliğ edildiği kabul edilmiş ise de, davacı temyiz dilekçesinde, tebliğ zarfı üzerinde posta idaresi tarafından mühür basılmak suretiyle yazılı olan 12.3.2003 tarihinde kendisine tebligat yapılmadığını, evrakın, kim olduğunu bilmediği bir şahsa tebliğ edildiğini, kendisinin Nisan 2003 başlarında işlemden haberdar olduğunu iddia ettiğinden mahkemece dava konusu işlemin kime tebliğ edildiği, tebligat yapılan şahsın muhatap yerine tebligatı kabule yetkili kişilerden olup olmadığı, davacının dava konusu işlemden ne şekilde hebardar olduğu davalı idareden ve gerekirse posta idaresinden de sorulmak suretiyle bir araştırma yapılarak, araştırmanın neticesine göre davanın süresinde açılıp açılmadığının incelenerek karar verilmesi gerekirken kime tebliğ edildiği anlaşılamayan tebliğ alındısındaki tarih esas alınarak davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 13.5.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.