Danıştay Kararı 3. Daire 2002/694 E. 2002/1863 K. 07.05.2002 T.

3. Daire         2002/694 E.  ,  2002/1863 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2000/694
Karar No: 2002/1863

Temyiz Eden : Gevher Nesibe Vergi Dairesi Müdürlüğü-KAYSERİ
Karşı Taraf : ….
İstemin Özeti : … uğraşan davacının aktife kayıtlı iki aracının satış tutarını emsal bedelden düşük beyan ettiğinden bahisle takdir komisyonunca takdir edilen matrah farkına göre 1997 kıst dönem için adına re’sen salınan ağır kusur cezalı gelir vergisi ve fon payını; davacının çekici ve yarı römork araçlarının her ikisinin satış tutarını 500 milyon lira olarak beyan etmesi üzerine bu araçların emsal bedel takdiri için takdir komisyonuna başvurulması sonucu 1997 kıstdönem matrahı 1.100.000.000.-lira olarak takdir edilip beyan edilen tutarın düşülmesi ile 900.000.000.-lira matrah farkı takdir edildiğinin, olayda, satışa konu araçların emsal bedel değerinin takdiri için takdir komisyonuna gidildiği halde emsal bedel yerine davacının kıst dönem faaliyet matrahının takdir edildiğinin anlaşıldığı, matrah takdir edilirken araçların maliyetinin dikkate alınmadığı dolayısıyla takdir komisyonu kararı eksik ve hatalı olduğundan tarh olunan ağır kusur cezalı gelir vergisi ve fon payında yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle kaldıran … Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; takdir edilen emsal bedele göre belirlenen matrah farkı üzerinden yapılan cezalı tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle Vergi Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü: Vergi Usul Kanununun 30.maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlandıktan sonra maddenin 6’ncı bendinde, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali re’sen takdir sebepleri arasında sayılmıştır. Davacının aktife kayıtlı araçlardan, kasko sigorta değeri 640.000.000.-lira olan römorku 100.000.000.-liraya, kasko sigorta değeri 2.192.000.000.-lira olan çekici aracı da 400.000.000.-liraya sattığının tespit edilmesi üzerine, takdir komisyonunca,satışa konu araçların satış tarihindeki piyasa değerlerinin … Odasınca, çekicinin değerinin 1.080.000.000.-1.090.000.000.-lira römorkun değerinin de 310.000.000.-320.000.000.-lira civarında olabileceğinin bildirildiği belirtilerek her iki aracın toplam emsal bedeli 1.400.000.000.-lira takdir edilerek 900.000.000.-lira matrah farkı üzerinden cezalı tarhiyat yapılmıştır. Uyuşmazlık konusu olayda, yükümlünün sahibi olduğu ve noter satış senediyle satışını yaptığı araçların satış bedellerinin kasko sigorta değerlerine göre düşük olması nedeniyle emsal bedellerin tespiti için takdir komisyonuna başvurulduğu, matrahın da takdir komisyonunca belirlendiği anlaşıldığından yazılı gerekçe ile verilen kararın davacının matraha ilişkin iddiaları incelendikten sonra yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne,… Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 7.5.2002 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X.K A R Ş I O Y:
Gıda ticareti ile uğraşan yükümlünün işletmenin aktifine kayıtlı aracını satması üzerine satış bedelinin kasko değerinden düşük bulunması re’sen tarh sebebi kabul edilerek takdir komisyonunca takdir edilen matrah farkı üzerinden cezalı tarhiyat yapılmıştır. 492 sayılı Kanunun Noter Harçlarına ilişkin kısmının, ikinci bölümünün çeşitli işlemlerde değeri düzenleyen 43 üncü maddesinin 3.fıkrasında; motorlu kara taşıtları ile ilgili olan, satış ve taahhüt işlemlerinde gösterilecek değerin işleme konu olan taşıtın cinsi, markası, modeli, tipi ve yaşı itibariyle … Şirketleri Birliğincetesbit edilen ve işlemin yapıldığı tarihte geçerli olan kasko sigorta değerinden aşağı olamaz hükmü yer almıştır.
Bu düzenleme ile motorlu kara taşıtlarının alım satımında noter harçları için harç alma ölçüsü olarak kasko değeri kabul edilmiştir.
Kasko sigortasına esas alınan değer, bir taşıtın gerçek alım satım değeri demek değildir. Serbest piyasa koşullarında bir taşıtın kasko değerinden daha yüksek bedelle satılması mümkün olduğu gibi daha düşük bedelle satılması olanaklıdır. Kasko değerinden düşük veya yüksek bedelle satışını engelleyen hiçbir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin son bendinde yer alan “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yukarıda yazılı kazanç ve iratlar gelirin tesbitinde gerçek ve safi miktarları ile nazara alınır” hükmü ile, gerçek gelirin vergilendirilmesi esası kabul edilmiştir.
Sözü edilen Kanunun 83 üncü maddesinde de hilafına hüküm olmadıkça gelir vergisinin mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerinden tarh edileceği hükmüne yer verilmiştir. Açıklanan bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; Noter Harçlarının alınacağı değer ölçüsü için esas alınan kasko değerinin gelir vergisine de esas alınması olanaksızdır.
Gelir Vergisi Kanununda benzer bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Gelir vergisi yönünden yapılan vergilendirmede kasko değeri kanuni ölçü olarak kabul edilmemiştir.
Bu durumda kasko değerinden düşük bedelle alım satımı yapılan bir taşıtın gelir vergisi yönünden vergilendirilmesinde kasko değerini gerçek satış değeri olarak kabul etmeye olanak bulunmamaktadır. Noter satış sözleşmesi ile satış yapılmış iken, bu belgenin sahteliği yada aracın sözleşmede yazılı bedelin üstünde satıldığı yolunda gerçeği yansıtan olgular bulunmadan kasko bedelinin altında satış yapılması başlı başına re’sen takdir nedeni olarak kabul edilemez. Bu bakımdan davacının noter satış sözleşmesi ile sattığı aracın gerçek satış bedelinin daha fazla olduğu karşıt inceleme yapılarak saptanmadan, salt kasko değerinden düşük bedelle satış yapılması beyanın gerçek durumu yansıtmadığını ve defter ve belgelerinin ihticacasalih olmadığını göstermeyeceğinden, ortada re’sen tarh sebebi olmaması nedeniyle re’sen yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran vergi mahkemesi kararı sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunduğundan temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle bozma kararına katılmıyorum.