Danıştay Kararı 3. Daire 2002/2790 E. 2004/268 K. 10.02.2004 T.

3. Daire         2002/2790 E.  ,  2004/268 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2002/2790
Karar No: 2004/268

Temyiz Eden : Beydağı Vergi Dairesi Müdürlüğü-MALATYA
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacının kanuni temsilcisi olduğu … ve … Ltd.Şti. ile … İnşaat Tic.Ltd.Şti’nin vergi borçlarından dolayı apartman dairesi olan evine uygulanan haciz işlemini; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 70’inci maddesinin 11’inci bendinde, borçlunun haline münasip evinin, ancak evin değerinin fazla olması halinde bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarının borçluya bırakılması kaydıyla haczedilip satılabileceği hükmünün yer aldığı, ara kararı uyarınca, hacizli gayrimenkulün değerinin tespiti için mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporda, taşınmazın özellikleri itibarıyla sadece bir ailenin mesken ihtiyacını karşılayacak tarza yapılmış sosyal bir konut olduğu, rayiç değerinin 28 milyar lira olabileceği hususlarının belirlendiği, bu tespitler dikkate alınarak haczedilen evin bir ailenin haline münasip olduğu sonucuna varıldığından haczedilemeyeceği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; haczedilen evin borçlunun halinin üzerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunmada bulunulmamıştır.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Ortağı ve müdürü olduğu şirketlerin vergi borçlarından dolayı davacının haczedilen evinin özellikleri ve değeri mahkemece bilirkişiye tespit ettirildiği halde, bu özellikler ile borçlunun aile yapısı, konutta yaşayan kişi sayısı ve ihtiyaçları gibi ölçütler değerlendirilerek evin borçlunun haline münasip olup olmadığı yönünde bir takdir oluşturulmadan verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 70’inci maddesinin 11’inci bendinde, borçlunun haline münasip evinin ancak evin değeri fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarının borçluya bırakılması kaydıyla haczedilebileceği hükme bağlanmıştır.
Olayda, davacının ortağı ve müdürü olduğu iki limited şirketin vergi borçlarından dolayı evine uygulanan haciz işlemi, ara kararı üzerine mahallinde yaptırılan keşif sonucu düzenlenen ve gayrimenkulün apartman dairesinde dubleks şeklinde, oturum alanının … m2, odalar ve salonun taban döşemelerinin ahşap parke, duvarlarının yağlı boya, WC ve banyo duvarlarının seramik, kapı ve pencere doğramalarının ahşap, dış kapının saç demirden yapılı, kat kaloriferi şeklinde düşünüldüğü ancak ısıtmanın soba ile yapıldığı, rayiç değerinin 28 milyar lira olacağı yönünde tespitler içeren bilirkişi raporu dikkate alınarak haczedilen evin ancak bir ailenin mesken ihtiyacını karşılayacak ölçüde olduğu gerekçesiyle mahkemece iptal edilmiştir.
Yukarıda değinilen yasa hükmünde borçlunun kendisinin ve ailesinin kullandığı, haline münasip evinin haczedilemeyeceği, evin haline münasip bir yerden daha fazla değere sahip olması durumunda ise maddede düzenlenen koşullar dahilinde haczedilebileceği öngörülmüştür. Bu düzenlemeye göre borçlunun evinin haline münasip bir yerden daha fazla değere sahip olduğunun alacaklı amme idaresince tespit edilmesi gerekirken idarece, bu yönde yapılmış bir tespit olmaksızın borçlunun evine haciz uygulanması yasaya uygun değil ise de; mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda hacizli gayrimenkulün özellikleri ve değeri tespit edilmiştir. Bu özellikler ile borçlunun aile yapısı, borçlu ile aynı konutta ikamet etmek durumunda bulunan birey sayısı, bunların sosyal konumları ve ihtiyaçları gibi ölçülerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle haczedilen evin, borçlunun haline münasip olup olmadığı hususunda bir sonuca varılması mümkün olacaktır.
Bu durumda, borçlu yönünden, sosyal durumu da göz önüne alınarak yapılacak değerlendirme ile evinin haczedilip edilemeyeceği hususunda sonuca varılarak, öte yandan 6183 sayılı Yasada amme alacağının cebren tahsiline ödeme emri düzenlenerek başlanacağının öngörülmesi karşısında, dosyadan davacı adına ödeme emri düzenlenip düzenlenmediği anlaşılamadığından bu konu da araştırılarak yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 10.2.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X. K A R Ş I O Y :

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuki sebepler ve gerekçe karşısında mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.