Danıştay Kararı 3. Daire 2002/2334 E. 2004/1929 K. 01.07.2004 T.

3. Daire         2002/2334 E.  ,  2004/1929 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2002/2334
Karar No: 2004/1929

Temyiz Edenler : 1-Kemeraltı Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR
2-…
İstemin Özeti : Muhtelif dönemlere ilişkin olan ve vadesinde ödenmeyen gelir vergisi, geçici vergi, gelir (stopaj) vergisi ve fon paylarından oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla davacının … … Şubesindeki hesabına konan haczin; haczin dayanağı vergi borçlarına ilişkin olarak düzenlenip ara kararı üzerine gönderilen haciz varakaları, ödeme emirleri ile borç dökümünü gösteren listelerden takibe alınan 2.620.877.000.- lira borcun 2.404.307.000.- liralık kısmının gecikme zammı, 216.570.000.- liralık kısmının ise vergi aslına ilişkin bulunduğunun anlaşıldığı, 6183 sayılı Yasaya göre gecikme zammının ödeme emri ile duyurulması gerektiğinden, davalı idarenin gecikme zammı için ödeme emri hatta haciz varakası düzenlemeden doğrudan haciz uygulanmasında hukuka uygunluk bulunmadığı, öte yandan davacı vergi borcunun zamanaşımına uğradığını iddia etmiş ise de, …, …, …, …, …, … sayılı haciz varakalarında yer alan vergi borçları için zaman aşımı süresi içerisinde ödeme emri düzenlenip tebliğ edilerek ve haciz uygulanarak tahsil zamanaşımı kesildiğinden 181.096.000.- lira borcun haciz yoluyla takibinde yasalara aykırılık bulunmadığı …, …, …, …, … nolu haciz varakaları ile takip edilen 35.474.000.- liralık vergi borcunun ise zamanaşımına uğraması nedeniyle bu borç için haciz uygulanmasının hukuka uygun düşmediği, söz konusu vergi borcu için 28.12.1998, 16.12.1999 ve 22.10.2000 tarihlerinde yapılan ödemelerin borca oranla çok cüz’i ve makul sayılamayacak miktarda olması karşısında bu ödemelerin tahsil zaman aşımını kestiğinden sözedilemeyeceği gerekçesiyle 2.404.307.000.- lira gecikme zammı ile 34.474.000.- lira vergi borcuna ilişkin kısmını kaldıran … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:.. sayılı kararının; vergi dairesi müdürlüğü tarafından, gecikme zammının önceden davacıya duyurulmamasında yasaya aykırılık bulunmadığı gibi yapılan ödemelere göre borcun bir kısmının da zaman aşımına uğramadığı, davacı tarafından ise, borcun tamamının zaman aşımına uğradığı ileri sürülerek bozulması istemleridir.
Savunmanın Özeti : Taraflarca temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Taraflar temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle taraflar temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Haczin dayanağını oluşturan vergi borçlarının asıllarına ilişkin hüküm fıkraları aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüştür.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 62’inci maddesinde, borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı, 64’üncü maddesinde de haciz muamelelerinin tahsil dairesince düzenlenen ve alacaklı amme idaresinin, mahalli en büyük memuru veya tevkil edeceği memur tarafından tasdik edilen haciz varakalarına dayanılarak yapılacağı hükümlerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, kesinleşen vergi borçlarının tahsili için davacının …, … Şubesindeki hesabının haczedilmesine ilişkin olarak 2.620.877.000.-lira tutarında düzenlenen haciz bildirisine göre uygulanan haciz işleminin, vergi mahkemesince, haczin dayanağı olan vergi borçlarının 2.404.307.000.-liralık kısmı için ödeme emri ve haciz varakası düzenlenmediği gerekçesiyle bu tutara isabet eden kısmının kaldırıldığı anlaşılmıştır.
6183 sayılı Yasanın 54’üncü maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı hükmüne yer verildikten sonra 55’inci maddesinde de bu işlemin, borçlu adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğ edilmesiyle başlatılacağı, düzenlenen ödeme emrinde, borcun asıl ve fer’ileri, mahiyet ve miktarlarıyla nereye ödeneceği, süresinde ödenmediği ya da mal bildiriminde bulunulmadığı takdirde uygulanacak müeyyidelerin gösterilmesi gerektiği öngörülmüştür.
Uyuşmazlık konusu olayda, kesinleşen amme alacağının tahsili için muhtelif tarihlerde düzenlenen ödeme emirlerinde, vergi, ceza, harç, fon payı olarak tahsili amaçlanan alacakların tür ve miktarları açıkça gösterildikten sonra, “ayrıca gecikme zammı alınacaktır” ibaresine yer verilmiştir. Düzenlenen ödeme emirleri ve haciz varakalarında asıl borcun fer’ilerinden olan gecikme zammı miktar olarak gösterilmemiş ise de uygulanacak gecikme zammının, alacağın tahsil edildiği tarihe kadar hesaplanacağı hususu dikkate alındığında sözü edilen belgelerin düzenlendikleri tarihte alınacak gecikme zammı tutarının belirlenmesi mümkün değildir.
Nitekim 6183 sayılı Yasanın 51’inci maddesiyle gecikme zammının hesaplanması ve tatbik edilmesine ilişkin düzenlemeler getirilmiş, 52’inci maddesinde de gecikme zammının önceden borçluya bildirilmesine gerek olmadığı hükme bağlanmıştır.
Bu nedenle, alacağın tahsil edileceği tarih itibarıyla kesin tutarının belirlenmesi imkanı bulunmayan gecikme zammının, ödeme emirleri ve haciz varakalarında rakamsal olarak gösterilmemesi gecikme zammının cebren tahsiline engel bir durum değildir.
İncelenen uyuşmazlıkta, haciz varakalarında rakam olarak gösterilmeyen ancak haciz bildirisine dahil olan 2.404.307.000.-liranın vergi dairesince de iddia edildiği gibi haczin uygulandığı tarih itibarıyla vergi borçları için hesaplanan gecikme zammı olduğu sonucuna varılmıştır. Niteliği gereği kesin rakamlar olarak gösterilmesi imkanı bulunmayan bu alacağın haciz varakasına dayanmadığı gerekçesiyle haciz yoluyla tahsil edilemeyeceği yönünde verilen mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu durumda zaman aşımına uğrayan vergi borçları da dikkate alınarak gecikme zammının miktarı, tatbik süresi incelenerek haciz yoluyla tahsil edilebilecek amme alacağı miktar itibarıyla tespit edilip yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle davalı idare temyiz isteminin kısmen kabulü ile … Birinci Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, gecikme zammı için uygulanan haczin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, diğer hüküm fıkralarına yönelik temyiz istemlerinin reddine ve sözü edilen hüküm fıkralarının onanmasına, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca 20.600.000.-lira maktu harç alınmasına 1.7.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X.K A R Ş I O Y:
Davalı idare temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi karşısında vergi mahkemesi kararının gecikme zammı için uygulanan haczin kaldırılmasına ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından davalı idare isteminin bu yönden de reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.