Danıştay Kararı 3. Daire 2002/1357 E. 2003/4407 K. 22.09.2003 T.

3. Daire         2002/1357 E.  ,  2003/4407 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2002/1683
Karar No: 2003/4407

Temyiz Eden : Çekirge Vergi Dairesi Müdürlüğü-BURSA
Karşı Taraf : …
Vekilleri : …
İstemin Özeti : Davacı şirketin mal tesliminde bulunduğu … İthalat İhracat ve Dış Ticaret A.Ş. tarafından yapılan ihracat nedeniyle Katma Değer Vergisi Kanununun 11’inci ve 32’nci maddeleri gereği iadesi gereken katma değer vergisi alacağının, davacının vergi borçlarına mahsubu isteminin kabul edilmemesi üzerine davacı adına düzenlenen ödeme emrini; davacının mal ve hizmet tesliminde bulunduğu … İthalat İhracat ve Dış Ticaret A.Ş’nin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği ve kullandığı inceleme raporlarıyla tespit edilen mükelleflerden mal alması nedeniyle ihracat istisnasından doğan katma değer vergisi alacağının mahsubunun kabul edilmediğinin anlaşıldığı, Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 52/3-c maddesiyle, Katma Değer Vergisi Kanununa göre yapılması gereken iadelerin, hak sahiplerince kendilerinin vergi borçlarına mahsubu talep edildiği takdirde inceleme raporu ve teminat aranmaksızın mahsup işleminin yapılacağının, iade hakkı sahibi mükelleflerden ihracatçıların talep etmeleri halinde bunlara yapılması gereken iadelerin teminat ve inceleme raporu aranmadan, mal ve hizmet satın aldıkları mükelleflerin vergi borçlarına da mahsup edilmesi halinde mahsup işleminde düzeltme fişinin ödeme belgesine bağlanacağının hüküm altına alındığı, 38 seri numaralı Katma Değer Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin ( E) bölümünde ise sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı konusunda haklarında rapor bulunan mükelleflerden mal alanların, bu firmalardan mal aldıkları dönemlere ait iade ve mahsup taleplerinin miktara bakılmaksızın ancak dört kat teminat karşılığı yapılacağının ve olayın daha sonra incelemeye sevk edileceğinin, söz konusu mükelleflerin diğer dönemlere ait iade ve mahsup taleplerinin ise kendileri hakkında bu dönemlerle ilgili olarak herhangi bir olumsuz rapor bulunmamak kaydıyla genel hükümler çerçevesinde yerine getirileceğinin açıklandığı, olayda … İthalat İhracat ve Dış Ticaret A.Ş. tarafından 2000 yılında doğan katma değer vergisi iadesi alacağının, kendisine mal ve hizmet tesliminde bulunan davacı şirketin vergi borçlarına mahsubunun talep edildiğinin ve mahsup dilekçesi ekinde tebliğ hükümlerine uygun olarak alış-satış (ihraç) faturalarının onaylı listelerinin, gümrük çıkış beyannameleri ve davacı şirketten alınan mal ve hizmetlere ilişkin faturaların ibraz edildiğinin görüldüğü, her ne kadar davalı idarece … İthalat İhracat ve Dış Ticaret A.Ş’nin sahte fatura kullanan mükelleflerden mal alması gerekçe gösterilmişse de, inceleme raporlarının 1995 yılına, mahsup talebinin ise 2000 yılında doğan katma değer vergisi alacaklarına ilişkin olması karşısında bu iddiada ve mahsuben iade talebinin kabul edilmemesi suretiyle düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle iptal eden … Mahkemesinin … gün ve E:… K:… sayılı kararının; haklarında sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği yolunda inceleme raporu bulunan mükelleflerden mal satın alan … İthalat İhracat Dış Ticaret A.Ş’nin salt inceleme yapılan dönemlere değil, bu mükelleflerden mal satın aldığı tüm dönemlere ait iade ve mahsup taleplerinin ancak dört kat teminat karşılığı yapılabileceği, adı geçen şirket tarafından teminat koşulu yerine getirilmediğinden katma değer vergisi alacaklarının davacının vergi borçlarına mahsubu isteminin kabul edilmemesi nedeniyle, borçların tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz başvurusunun reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, 24.9.2003 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X.K A R Ş I O Y:
Yasal nedenlerle reddi gerekip de istihkak sahiplerinin muaccel borçlarına mahsup yoluyla reddini düzenleyen 6183 sayılı Yasanın 23’üncü maddesinin genel; 3065 sayılı Yasanın üçüncü kişilerin borcuna da mahsuben iadeyi öngören kurallarının özel düzenleme içermesi nedeniyle davanın 3065 sayılı Yasa kurallarına göre çözümü gerekmektedir.
… İthalat İhracat ve Dış Ticaret Anonim Şirketi tarafından, ihracatı nedeniyle Aralık 2000 döneminde doğan KDV iade alacaklarının bir kısmının, emtia alımı yaptığı diğer firmalar yanında davacı kurumun Şubat 2001 döneminde tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisi, damga vergisi, eğitime katkı payı ve özel işlem vergisine mahsuben iadesi isteminde bulunulmuş ve dilekçe 20.3.2001 tarihinde verilmiştir.
Bu başvurudan önce 20.3.2001 tarihinde davacı lehine mahsuben iade talebinde bulunan … İthalat İhracat ve Dış Ticaret Anonim Şirketine tebliğ edilen …. gün ve .. sayılı yazı ile kendisine emtia teslim eden … Holding A.Ş., … … A.Ş., … A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş. haklarında 1996 takvim yılında; … Holding A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş. haklarında ise 1995 yılının muhtelif dönemlerinde sahte veya muhteviyatı yanıltıcı belge kullandıkları saptanarak yapılan incelemelerin Aralık 2000’de sonuçlanması, 1997 ve 1998 yıllarına ilişkin incelemelerin devam etmesi nedeniyle Eylül 2000 döneminden itibaren nakten veya mahsuben iade taleplerinin ancak dört kat teminat gösterilmesi koşuluyla yerine getirileceğinin duyurulduğu dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır.
Davacı lehine mahsuben iade isteyen kuruma duyurulan bu yazı ve mahsuben iade isteminin yapıldığı tarihte henüz 84 sayılı KDV Genel Tebliği yürürlükte olmadığından mahsuben iade isteminin önceki Genel Tebliğlerde duyurulan kurallara göre karşılanması gerekmektedir. Sözü geçen Genel Tebliğlerde; hakkında sahte veya muhteviyatı yanıltıcı belge kullandığı saptanan mükelleflerden emtia alımı yapılan dönemlere ilişkin iade talepleri için dört kat teminat gösterilmesi koşulu öngörülmüştür. Genel Tebliğlerde iade talebinin döneminin, sahte veya yanıltıcı belgenin kullanıldığı dönem olmasını arayan bir düzenleme bulunmamaktadır.
Davacı lehine mahsuben iade isteyen kurumun iade alacağının ait olduğu dönemdeki tüm alışlarını sahte ve muhteviyatı yanıltıcı belge kullandığı saptanarak, adına cezalı katma değer vergisi salınan ve bu vergi ve cezaları ödemeksizin vergi mahkemesinde dava konusu yaptığı tartışmasız olan firmalardan yapması nedeniyle müteselsil sorumluluk gereği olarak öngörülen dört kat teminatın da gösterilmemesi karşısında mahsuben iade isteminin genel hükümlere göre yerine getirilmesine olanak bulunmamaktadır.
Dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği tarihten sonra ve Kasım 2001’de yürürlüğe konulan 84 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğindeki düzenlemeler nedeniyle doğan bir hukuksal durum değişikliği de bulunmadığından, vadesi geçtiği halde ödenmeyen kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin yazılı gerekçe ile iptali yolundaki kararın bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.