Danıştay Kararı 3. Daire 2001/367 E. 2002/4368 K. 19.12.2002 T.

3. Daire         2001/367 E.  ,  2002/4368 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 2002
Karar No : 4368
Esas Yılı : 2001
Esas No : 367
Karar Tarihi : 19/12/002

İNCELEME SIRASINDA İNCELEME ELEMANLARINA İBRAZ EDİLMEYEN GİDER FATURALARININ ARA KARARIYLA İSTENMESİ ÜZERİNE MAHKEMEYE SUNULMASI DURUMUNDA FATURALARIN ÖRNEKLERİNİN VERGİ İDARESİNE TEBLİĞ EDİLİP UYGUN SÜRE TANINARAK GÖRÜŞÜNÜN ALINMASI GEREKTİĞİ HK.

Temyiz Eden : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Mesken, büro, hastane ve benzeri yerlerin temizlenmesi hizmeti veren ve 1998 yılı defter ve belgeleri incelenen davacı şirketin yevmiye defterine gider olarak kaydettiği 39 adet alış faturasını incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle faturalar içeriği giderlerin hasılatın tespitinde indirim olarak kabul edilmeyerek adına re’sen salınan ağır kusur cezalı kurumlar vergisi ve fon payını; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227’nci maddesinin 1’inci bendine göre bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait kayıtların tevsikinin mecburi olduğu, ara kararı ile istenilen söz konusu faturalar ile defter kayıtlarının karşılaştırılması sonucunda mahkemelerine ibraz edilen faturaların ilgili defter kayıtlarını tevsik ettiği anlaşıldığından, incelemeye ibraz edilmemesi neden gösterilerek yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; inceleme elemanınca istenmesine karşın ibraz edilmediğinden kayıtlarını belgelendiremeyen davacı adına yapılan tarhiyatta yasalara aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
İş yerlerinin temizlenmesini üstlenen ve 1998 yılına ait gider kayıtlarını belgeleyemeyen davacı kurum adına salınan ağır kusur cezalı kurumlar vergisi ve fon payını kaldıran vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Vergi mükelleflerinin beyanı üzerinden vergilendirilmesi esasına dayanan kurumlar vergisi yönünden, 5422 sayılı Yasanın 13’üncü maddesinde yapılan göndermeden dolayı uygulanması gereken Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanca ilişkin hükümleri uyarınca, hasılat ve gider belgelerinin gerçeğe uygun olması zorunludur. Bu zorunluluk Vergi Usul Kanununun 227’nci maddesi ile 171 ve 256’ncı maddesinde ayrı yönleriyle düzenlenmiştir.
Vergi Usul Kanununun 227’nci maddesinin birinci fıkrası, aynı yasaya göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan ilişki ve işlemlere ait kayıtların belgelenmesinin zorunlu olduğunu; 171’inci maddesi ise vergi uygulaması bakımından tutulan yasal defterlerin, mükelleflerin vergi ile ilgili servet, sermaye ve hesap durumuyla, vergi ile ilgili faaliyet ve hesap neticelerini saptamak, vergi ile ilgili işlemleri belirlemek, mükelleflerin vergi karşısındaki durumunu hesap üzerinden denetlemek ve incelemek, bu hesap ve kayıtları yardımıyla üçüncü şahısların vergi karşısındaki durumunu denetlemek ve incelemek amacını sağlayacak şekilde tutulmasını öngörmüştür.
Yukarıdaki düzenlemelerin sonucu olarak da 256’ncı maddede, saklanması zorunlu her türlü defter, belge ve karneleri muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların istemi üzerine ibraz ve incelemeye sunmaya mecbur tutulan vergi yükümlülerince bu zorunluluğun, haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi, vergi idaresinin denetiminden kaçınmak ve gizlenmek istenen durumların karşıt inceleme yoluyla ortaya çıkarılmasını da önlemek anlamını taşıyacaktır. Bu yüzden Vergi Usul Kanununun 3’üncü maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyetinin yemin dışındaki her türlü delille ispatlanabileceğine değinildikten sonra iktisadi, ticari ve teknik gereklere uymayan ve olayın özelliğine göre olağandışı veya alışılmamış bir durumun, iddia eden tarafından ispatlanması gerektiği kurala bağlanmıştır.
Davacı kurumun 1998 hesap dönemine ilişkin işlemlerinin incelenmesi sırasında yevmiye defterinde 31.1.1998 tarihinden hesap döneminin son gününe değin tarih ve sayısı belirtilerek maliyet unusuru olarak kaydedilen otuzdokuz faturayı inceleme elemanına ibraz etmediği tartışmasızdır. Kurumlar vergisine tabi bir limited şirket olarak örgütlenen davacının, gider kayıtlarında gösterilen belgeleri incelemeye yetkili ve görevli elemana sunmaması nedeniyle inceleme sırasında bu giderleri tevsik edemediği açıktır. Sözü edilen faturaların haklı bir neden gösterilmeksizin incelemeye sunulmamış olmasından dolayı bu belgelerin ne biçimsel yönden ve ne de kapsadığı emtia alışının gerçekliği yönünden incelenmesine olanak tanınmamıştır.
Belgelenemeyen bu gider kayıtlarındaki tutarın matraha alınması suretiyle yapılan vergilendirmeye karşı açılan davada yargı yerinin yapacağı yargısal denetim yöntemi ise 2577 sayılı İdari Yargılma Usulü Kanununda düzenlenmiştir.
Yazılı yargılama yöntemini benimseyen İdari Yargılama Usulü Kanunu, davaların açılması, delillerin toplanması ve ilgililerce sonradan ibraz edilen belgelerin incelenmesini öngören 3,16,20 ve 21’inci maddelerinde, taraflarının eşit koşullar altında istem ve savunma yapmaları esasını öngörmüştür.Bu cümleden olarak, 3’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasında dava konusu işlem ve belgelerin asılları ve örneklerinin dilekçeye karşı taraf sayısından bir fazla sayıda eklenmesi; 16’ncı maddesinin 1’inci fıkrasında dava dilekçesi ve eklerinin birer örneğinin davalıya tebliği; 21’inci maddesinde ise dilekçe ve savunmalarla birlikte verilmeyen belgelerin, bunların zamanında verilmesine imkan bulunmadığına kanaat getirilmesi halinde kabulü ile karşı tarafa tebliği kurala bağlanmıştır.Bu düzenlemeler nedeniyle yargılama aşamasında dosyaya taraflarca sunulan ve sunulması kabul edilen belgeler hakkında diğer tarafın görüşünün alınması ve hüküm verilirken değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bakılan davalarla ilgili her türlü incelemeyi kendiliğinden yapması 2577 sayılı Yasanın 20’nci maddesinde öngörülen idari yargı yerlerinin, taraflardan ya da ilgili diğer yerlerden gerek görülen belge ve bilgiyi istemelerine de olanak tanınmıştır. Bu takdirde istenen belge veya bilginin davanın taraflarından birince ya da ilgili kişi ve kuruluşlarca sunulması halinde aynı Yasanın 31’inci maddesinde yapılan gönderme uyarınca uygulanması gereken kurallar dışında diğer tarafın veya tarafların görüşünün alınması yargı yerinin takdirinde olmakla birlikte, bir vergi incelemesi sırasında Vergi Usul Kanununun öngördüğü zorunluluğa uyulmayarak faturaların incelemeye sunulmaması sebebiyle yapılan vergilendirmeye ilişkin davada ara kararı uyarınca davacı tarafın sunduğu belgeler hakkında, davalı tarafın görüşü alınmadan hüküm kurulması, yargılama hukukuna uygun düşmemiştir.Diğer yönden 2577 sayılı Yasa 2’nci maddesinde idari yargı yetkisini hukuka uygunluk denetimiyle sınırlamıştır. 213 sayılı Yasadaki ibraz ve ispat zorunluluğunun gereğini yerine getirmeyen davacının ara kararı uyarınca dava dosyasına sunduğu otuzdokuz faturanın tarih, sayı ve tutarının yevmiye defterindeki gider kayıtlarında görülen tarih, sayı ve tutara uygun olması taraflar arasındaki tartışmayı ortadan kaldıran bir durum da değildir. Yetkisi hukuka uygunluk denetimiyle sınırlı olan vergi mahkemesinin sözü edilen faturaların gerçek bir emtia teslimi nedeniyle ve faturada düzenleyici durumunda görünen vergi mükellefi tarafından düzenlendiğini inceleme ve saptamak durumunda olamayacağı da açıktır. Bu nedenle de, ara kararı üzerine dosyaya sunulan faturaların örnekleri vergi idaresine tebliğ edilip, uygun bir süre tanınarak görüşü alınmadan verilen karar hukuka uygun bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının bozulmasına, 19.12.2002 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y
Dosyanın incelenmesinde; davacı şirketin yasal defterine emtia alımı olarak kaydedilen 39 adet faturanın inceleme elemanına ibraz edilememesi nedeniyle bu faturaların hayali fatura olduğu iddia edilerek fatura tutarlarının matrah farkı kabulü suretiyle yapılan tarhiyata karşı açılan davada; Mahkemeye ibraz edilen faturaların defter kayıtların tevsik ettiği tespit edilerek, tarhiyatın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20’nci maddesine göre; Danıştay ile İdare ve Vergi Mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yaparlar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler.Bu inceleme yetkisinin sonucu olarak mahkemeler ibraz edilen delillerin değerlendirilmesi ve delil vasfını taşıyıp taşımadıklarını takdir hakkına da sahiptirler.
Olayda Mahkemeye ibraz edilen faturaların içeriği itibarıyla gerçek olmadığı yolunda kuşku duyulmadığı ve defter kayıtlarını ispat edici belge kabul edilerek karar verildiği anlaşılmıştır.Mahkemelerce ibraz edilen faturaların içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğunda kuşku duyulduğunda bu faturaların faturaları düzenleyenlerin kayıtlarında yer alıp almadığının gerek yazışma yapılarak gerekse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle belirlenmesi olanaklıdır.
Mahkemenin faturaların gerçekliğini araştırması idarenin yerine geçerek işlem yapması anlamına gelmez.Aksine delillerin değerlendirilmesi yetkisinin bir sonucudur. Mahkemeye sunulan delillerin dava açılmakla artık taraf olan vergi dairesince değerlendirilmesinin istenmesi ve bu değerlendirmenin karara dayanak olarak alınması usul hükümlerine aykırılık teşkil edeceği gibi mahkemenin inceleme ve takdir yetkisini de sınırlandırır.
Bu nedenle faturaların Vergi Dairesine gönderilerek vergi dairesinden görüş istenmesi ve bu görüş sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karşı olduğumdan, karara katılmıyorum.