Danıştay Kararı 3. Daire 2001/2306 E. 2003/4438 K. 24.09.2003 T.

3. Daire         2001/2306 E.  ,  2003/4438 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2001/2306
Karar No: 2003/4438

Temyiz Eden : Vergi Dairesi Müdürlüğü-BAYBURT
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : 1999 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu satışını yaptığı bağımsız bölüm için düzenlediği faturada satış bedelini düşük gösterdiğinin tespiti üzerine davacı adına re’sen salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve fon payı ile kesilen özel usulsüzlük cezasını; özel inşaat işi yapan davacının Tapu Sicil Müdürlüğü yazısından 40.000.000.000.-lira bedelle satmış göründüğü bağımsız bölüm için 28.750.000.000.-lira tutarlı fatura düzenlemiş olması re’sen tarh sebebi ise de bu bedellerden hangisinin dairenin gerçek bedeli olduğuna dair gerekli araştırma ve inceleme yapılmadığı, diğer daire satışlarının fatura bedeli ile tapu kayıtlarındaki bedellerinin birbiriyle uyumlu olduğu, alıcı ifadesine de başvurulmadan sadece tapudaki kayda itibar edilerek yapılan incelemenin Vergi Usul Kanunu’nun 134’üncü maddesinde öngörülen amacı yerine getirmediği gerekçesiyle kaldıran … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; yapılan tespitlere göre salınan vergiler ve kesilen cezalarda yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İnşaatın tamamı dikkate alındığında uyuşmazlık konusu bağımsız bölümün arsa payı birim satış fiyatının diğer satışlarından düşük olmadığının anlaşılacağı, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Tapu kayıtlarında yer alan bedelden daha düşük bedelle satış yaptığı iddiasını kanıtlama yükü kendisine ait olan davacının bu iddiasını ispatlayamamış olması nedeniyle temyiz istemine konu yapılan vergi mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Özel inşaat işi yapan davacının 1999 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu satış hasılatının bir kısmını kayıt ve beyan dışı bıraktığı görüşüyle adına re’sen salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve fon payı ile kesilen özel usulsüzlük cezasını kaldıran vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 7’nci maddesinde; resmi sicil ve senetlerin, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturacağı, bunların doğru olmadığının, kanunlarında başka bir hüküm bulunmadıkça, herhangi bir şekle bağlı olmaksızın kanıtlanabileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Türk hukukunda yukarıda belirtilen kural nedeniyle içerdiği konuda kesin kanıt değeri taşıyan tapu kayıtlarının dayandığı olguların doğru olmadığını kanıtlama koşullarının vergilendirme alanında bağlı olduğu kural, Vergi Usul Kanununun 3’üncü maddesinin (B) bendinde yer almaktadır. Sözü geçen kural; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin hukuki muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olmasını ve yemin dışındaki delillerden herhangi biriyle kanıtlanabilmesini öngördükten sonra ekonomik, ticari ve teknik gereklere uygun düşmeyen iddiaların, ileri süren tarafından kanıtlanmasını kurala bağlamıştır.
Medeni Kanunun 1001’inci maddesi gereğince davacı tarafından satılan bağımsız bölümün kayıtlı olduğu kat mülkiyeti kütüğünün, tapu kütüğüne ilişkin esaslara göre tutulması ve bu kütüğe geçirilen işlemler için aynı esasların geçerli olması nedeniyle Medeni Kanunun 1013’üncü maddesine göre taşınmazın maliki olan davacının veya adına işlem yapma yetkisi bulunan kimsenin yazılı beyanı üzerine tescil edilen satış işleminin satış bedeli yönünden gerçek durumu yansıtmadığını kanıtlama yükü kendisine düşmektedir. Doğruluğu, yukarıda değinilen düzenlemeler ile kanıt kabul edilen tapu sicilinde tescil edilen ve satıcı ile alıcının tapu memuru önünde beyan ve imzalarıyla doğruladıkları satış bedelinin, gerçekte faturada gösterilen düzeyde olduğunu kanıtlayamayan davacı adına yapılan tarhiyatı, taşınmazın gerçek değerinin tespiti için yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı gerekçesiyle kaldıran vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 24.9.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.