Danıştay Kararı 3. Daire 2001/2251 E. 2002/4453 K. 25.12.2002 T.

3. Daire         2001/2251 E.  ,  2002/4453 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2001/2251
Karar No: 2002/4453

Temyiz Eden : Setbaşı Vergi Dairesi Müdürlüğü-BURSA
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı adına yönetim kurulu üyesi olduğu … Endüstri Anonim Şirketi’nin 1998-1999 yıllarına ait gelir (stopaj) vergisi, katma değer vergisi, damga vergisi, eğitime katkı payı ve vergi cezalarından oluşan borçlarının tahsili amacıyla 213 sayılı Yasa’nın 10’uncu maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emirlerini; Türk Ticaret Kanunu’nun 317’nci maddesinde anonim şirketlerin, idare meclisi tarafından idare ve temsil olunacağı, 319’uncu maddesinde, esas mukavelede idare ve temsil işleminin idare meclisi üyeleri arasında paylaştırılabileceği gibi, üyelerden birine şirketi temsil yetkisinin verilebileceği, 321’inci maddesinde ise, temsile yetkili olanların şirketin maksat ve mevzuuna giren her türlü işlemleri şirket adına yapmak hakkına sahip olduğu hükümlerine yer verildikten sonra, 336’ncı maddesinin son fıkrası ile de temsil yetkisinin idare meclisi üyelerinden birine bırakılması halinde mesuliyetin ilgili imzaya ait olacağı, o işlemden dolayı müteselsil sorumluluğun cari olmayacağının hüküm altına alındığı, incelenen dosyadan; 7.9.1998 gün ve 70 sayılı genel kurul toplantısında davacının şirket yönetim kurulu üyeliğine getirildiği, aynı toplantıda yönetim kurulu başkanı seçilen …, yönetim kurulu başkan yardımcısı olan … ve şirket genel müdürü … aynı tarihte … Noterliğince düzenlenen imza beyannamesine göre şirketi temsile yetkili olduklarının anlaşıldığı, bu durumda yönetim kurulu üyesi olan ancak kendisine şirketi temsile yönelik yetki verilmediği anlaşılan davacı adına 213 sayılı Yasanın 10’uncu maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka uygun görülmediği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesi’nin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; … Sanayi Anonim Şirketi’nin vergi borçlarından dolayı tecil ve taksitlendirme talebinde bulunduğu, ancak … tarihli dilekçe ile finansman zorluğu nedeniyle taksitlendirme talebinin yerine getirilmediği, tecil ve taksitlendirme talebine ilişkin dilekçe ile birlikte teminat gösterilen malların paraya çevrilmesi halinde dahi şirket malvarlığının vergi borçlarını karşılamayacağının anlaşılması üzerine yönetim kurulu üyesi olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde kanuna aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : 7.9.1998 tarihinde yönetim kurulu üyeliğine getirilen davacının 28.12.1998 tarihli genel kurul toplantısında tekrar yönetim kurulu üyesi seçilmediği, kendisinden istenilen borçların tümünün bu tarihten sonraki dönemlere ilişkin olduğu, yönetim kurulu üyesi olmadığı dönemlere ilişkin olan vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek, temyiz başvurusunun reddi istenmiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
2575 sayılı Danıştay Kanunu’na 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek 1.madde uyarınca hüküm veren Danıştay Üçüncü ve Dokuzuncu Dairelerince oluşturulan müşterek kurulca işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Kurulumuzca da uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığı gibi, dosyada bulunan belgelerden davacının yönetim kurulu üyesi olduğu anonim şirket hakkında vergi borçlarından dolayı yapılan takibatın sonuçlanmadığı anlaşıldığından ve şirket hakkında yapılan takibat sonuçlandırılmadan takip edilmesi kanunen olanaksız bulunan davacı adına düzenlenen ödeme emirleri bu nedenle de hukuka uygun görülmediğinden temyiz isteminin reddine 25.12.2002 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X.K A R Ş I O Y:
Anonim Şirketin organları Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş ve yönetim kurulunun, bu şirketlerin yürütme organı olduğu kurala bağlanmıştır. En yetkili organ olan genel kurulca seçim yoluyla görevlendirilen bu kurulun üyeleri, şirketin yönetilmesinden müteselsilen sorumludur. Birden çok üyeden oluşan bu kurulun yönetim işlerini daha kolay yürütmesi amacıyla şirkete müdür atanması ya da kurul üyelerinden birine yahut bir kaçına belli işlemler için yetki tanınması yönetim kurulu üyelerinin şirket sözleşmesi ve yasadan doğan sorumluluğunu değiştirmeyeceği gibi kaldırmaz da. Böyle durumlarda müdür ve yetki tanınan üyeler yönetim kurulunun temsilcisi olduğundan aralarındaki ilişki yönünden temsil hükümleri geçerli olur. Kuşkusuz müdürün sorumluluğuna ilişkin özel kurallar saklıdır.
Genel kurul tarafından yönetim kurulu üyeliğine seçildiği ihtilafsız olan davacı dışındaki bir kaç yönetim kurulu üyesine şirket tüzel kişiliğini ve yönetim kurulunu temsilen belli hukuki muamele yapmaları halinde koyacakları imzanın saptandığı imza sirkülerinin, yönetim sorumluluğunun imza örneği alınan üyelere devredildiği anlamında yorumlanarak hüküm kurulması hukuka uygun düşmemiştir. Yönetim kurulu üyelerinin yönetsel görevleri paylaşmasının da işbölümünden başka bir hukuksal sonuç doğurmayacağı Ticaret Kanunu kurallarındaki düzenlemeden anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle kararın, temyiz isteminin vergi mahkemesi kararındaki hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca reddine ilişkin hüküm fıkrasına katılmıyorum.