Danıştay Kararı 3. Daire 2000/2727 E. 2003/1165 K. 18.03.2003 T.

3. Daire         2000/2727 E.  ,  2003/1165 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2000/2727
Karar No: 2003/1165

Temyiz Eden : Vergi Dairesi Müdürlüğü-BURHANİYE
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Üreticiden zirai ürün satın aldığı halde müstahsil makbuzu düzenlemeyip bu alımlarını sahte faturalarla belgelendirdiği ileri sürülerek davacı şirket adına … ve … dönemleri için re’sen salınan kaçakçılık cezalı gelir (stopaj) vergileri ve fon paylarını; davacının ilgili dönemde zeytinyağı alımında bulunduğu … ve … hakkındaki tespitlerden, bu kişilerden alınan faturaların hiç yapılmamış bir işlemle ilgili olarak düzenlenen sahte belgeler olduğunun anlaşıldığı, ancak bu durumun faturalarda gösterilen emtianın doğrudan müstahsilden alındığını göstermeyeceği, Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının 11’inci bendi hükmünün tevkifat yapma sorumluluğunu zirai mahsullerin çiftçilerden satın alınmış olması koşuluna bağlaması karşısında, zirai mahsullerin çiftçilerden satın alındığının tespitinin zorunlu olduğu, olayda sahte faturalar üzerinde gösterilen ürünlerin doğrudan müstahsilden alındığını gösterir bir tespit bulunmadığından, sözkonusu malın doğrudan çiftçilerden alındığı kabul edilmek suretiyle yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; vergi inceleme raporuna dayalı cezalı tarhiyatta yasalara aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşyüncesi : Zeytinyağı ve sabun imalatı yapan davacı şirketin uyuşmazlık dönemine ait işlemlerinin zeytin yağı alımıyla sınırlı olarak incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak adına re’sen salınan gelir (stopaj) vergisi, fon payı ile bunlara bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezalarına karşı açılan davayı kabul eden vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Davacının zeytinyağı alımında bulunduğu … ve … davacı şirkete zeytinyağı satmadıkları, faturaların kendilerine ait olmadığı yolundaki beyanları bu şahıslardan gerçekte zeytin yağ alınmadığını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu şahıslar adına düzenlenen faturalar içeriği malların normal ve mutad olan duruma uygun olarak üreticilerden alındığının kabulü gerekmektedir. Bu durum, davacı şirketin içeriği itibariyle yanıltıcı olarak aldığı faturalarda yer alan zeytin yağlarının alışları için müstahsil makbuzu düzenleyip gelir vergisi tevkifatında bulunmamak amacıyla anılan şahıslardan sağladığı faturalarla belgelendirdiğini gösterdiğinden davanın kabulü yolunda verilen vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile temyize konu vergi mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının 11 numaralı bendinde çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller ve hizmetler için yapılan ödemelerin vergi tevkifatına tabi tutulacağı öngörülmüş olup; aynı Kanunun 52’inci maddesinde zirai faaliyetten doğan kazancın zirai kazanç olduğu; zirai faaliyetin, arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin istihsalini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, taşınmasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair bir şekilde faydalanılmasını ifade ettiği; bu faaliyetlerin içinde yapıldığı işletmelere zirai işletme, bu işletmeleri işleten gerçek kişilere çiftçi ve bu faaliyetler neticesinde istihsal olunan maddelere mahsul denileceği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıdaki kanun hükmünde belirtildiği şekilde yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan tabiattan istifade etmek suretiyle elde edilen ham zeytin, bir takım kimyasal reaksiyonlardan geçirilerek zeytinyağı ve zeytin artığı prina olarak ayrıştırılmakta, bu işlem sonucu zirai ürün olan ham zeytin mahiyet değiştirerek sınai ürün olan zeytinyağı ve prinaya dönüşmektedir.
Bu durumda işlendikten sonra zirai ürün olma özelliğini kaybedip, sınai ürün vasfını kazanan zeytinyağını satın alan davacının bu ürün nedeniyle yaptığı ödemelerden vergi tevkifatı yapma zorunluluğundan bahsedilemeyeceğinden, zeytinyağının müstahsilden alındığı yolunda bir tespit bulunmadığından bahisle dava konusu cezalı tarhiyatı kaldıran mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, 18.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.